*

  • saat 19.00'da başlayacak olan maç.
  • serdar tatlı'nın yöneteceği karşılaşma.
  • 18 aralık 2005 arsenal chelsea maçının gidişatına göre ilk devresini izleyememe durumunda kalabileceğim maçtır, zira arsenal önde olur ve chelsea gol atmak için yüklenirse çok daha keyifli bir maç olacağından -ada futbolu tabii..- muhtemelen diğer maçı seyredicem. ha arsenal kötü ve chelsea alışılagelmiş mourinho futbolunu oynarsa o zaman yerli malı yurdun malı taktiğini benimsiyeceğim..
  • sahaya çikacak ilk 11de isim degil ruh aradigimiz mücadeledir, birçok oyuncunun o guzelim siyah-beyaz formayi son kez giyecek olmalari dolayisiyla da bir anlamda inönü'ye veda maçi olacaktir bir çoklar için.

    kalbimizden geçen sergen ve tayfasinin oyuna agirligini koyarak beşiktaş'a güzel bir galibiyet kazandirmalari ve tigana'nin elini korkak aliştirmayip işe yaramayani postalanacaklar listesi'ne yazmasidir.
  • adem dursun'un sen kovmuyorsun ben istifa ediyorum tipinde bir gol attığı maç.

    vede şunu eklemek isterim ki: adem dursun ve ibrahim üzülmez dünyanın en iyi kanat oyuncularındandır. beşiktaş kulübünün bir taraftarı olarak ben, takımımın bu iki birbirinden değerli oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı olduğunu düşünüyorum. umarım en kısa zamanda çok büyük avrupa takımlarına transfer olarak kariyerlerine uzaklarda devam ederler.
  • beşiktaş yine taraftarını çıldırtmayı başarmıştır.
    (bkz: yılbaşında hepiniz s.ktirin gidin)
  • beşiktaş'ta bir yeniden yapılanmanın başlayacağı maç. ayrıyetten günlerdir süregelen "kar geliyor" uyarılarının ne kadar kaale alındığının bir göstergesi olan müsabaka.

    tigana'nın beşiktaşı karakterini kazandı. daha iyi futbolcularla nasıl top oynayacağını biz izleyiciler tahmin edebiliyoruz artık. ancak bu futbolcularla daha iyisi olmaz, bu böyle biline.

    zemin ve hava şartları nedeniyle "şu şöyle oynadı" demek ne derece doğru olur bilemiyorum, ancak yine de kendimce bir beşiktaş analizi yapmak isterim.

    cordoba artık yaşlandığından mı, son senesi olduğundan mı bilinmez, eskisi kadar güven vermiyor. pozisyon hataları yapıyor, bazı pozisyonlarda topu bile takip etmiyor. yine de kendisi kim tarafından yenilenecek, merak ve düşünce içerisindeyim. çağdaş iyi şeyler yapmak istiyor, ancak oyuncu takip etmekteki yetersizliği nedeniyle pozisyonlara yol açıyor. çok ve hızlı forvetli takımlara karşı maden gibi. ibrahim toraman ise ayağında top olduğunda kötü, olmadığında da iyi olarak gözüken bir futbolcu. bir de çabuk dönemiyor, bu da yetenekli forvetlere karşı bir zaaf olarak ortaya çıkıyor. ali tandoğan ileride oynamalı. bu adam sağ bek değil, top kalecideyken ortada sap gibi bekleyen bek olmaz. nitekim defansif anlamda çok negatif özellikler sergiledi bugün. bir pozisyon hatası beşiktaş'ın kalesine gol olarak gidemedi, o da fatih tekke'nin şanssızlığından. adem dursun. dedesi soyadını vermiş duruyor hakkaten. o kadar başı döndü ki yattara'ya karşı oynamaktan, kaleleri şaşırıp kendi kalesine gol attı. çok ağır, gerçekten çok ağır; ve topu oyuna sokamıyor.

    kleberson şu takımda nasıl oynayabilirse öyle oynuyor. kalitesini göstermeye çalışıyor, ancak onda da istek yok. tigana'nın bu konuda futbolcuları ayrı bir eğitmesi lazım. lig sadece şampiyonluğa oynamak için değildir, gelinebilecek en üst nokta hangisi ise futbolcu o mevki için çarpışmalıdır. koray eski görüntüsünden uzak, bunun nedeni de zannedersem fazla prese dayalı oynaması. dolayısıyla kademeye giremiyor, çünkü hep önde kalıyor. top kullanmaları da eskisine göre zayıf. konsantrasyon bozukluğu diyelim. sergen oyunda kaldığı sürece bir farkını göstermeye çalıştı, ancak geriye hiç gelmediğinden ve pas toplamadığından yeterli olamadı. kondisyon eksiği çok bariz ortada. kimse sergen'den 90 dakika depar beklemiyor, ancak hiç değilse futbolunu 45 metreye çıkarması lazım. sergen 25-30 metrede sıkışıyor. tümer takımdan gitmek istiyor, öyle tahmin ediyorum. sadece kendisi için oynuyor, o eski hırsından eser yok. umarım eskisi gibi geri döner. ibrahim akın'a demişler soldan bastır koşu yap diye, o da sözden çıkmadı, sadece soldan koşu yaptı bütün maç. ancak beşiktaş ortasahasının yetersizliği nedeniyle istediği ara pasları alamadı, pozisyona da giremedi. youla gitsin şu takımdan, en fazla müzmin yedek olsun. o kadar. veysel de hakeza, hatta o müzmin yedek bile olmasın, denizlispor'un forvete ihtiyacı var oraya gitsin.

    beşiktaş'ın isteğe ihtiyacı var, ve tabii ki iyi futbolculara. şu futbolcularla başarı çok zor. ancak tigana doğru işler yapacak gibi. futbolu gerçekten iyi biliyor, ve haketmese de beşiktaş'a ada futbolu tarzı getirmeye çalışıyor. umarım başarır, istikrarı da yakalar.

    şu havada beşiktaş'ı destekleyen cefakar arkadaşlarıma da saygılar. onların ruhunda üç tane futbolcu olsa şampiyonluğu kovalıyor olurdu bu takım.

    trabzonspor iyi işler yaptı maç boyunca. maçın yıldızı da kanımca halilhodziç'tir. takımı çok iyi çalıştırmış, ve gerekli futbolu oynattı. oyuncu değişiklikleri de dört dörtlük.

    iyi tatiller beşiktaş, dönüşün muhteşem olsun.
  • ıslanmak fiilini bana yine yeni yeniden öğreten maç.
  • ilk yarısı izlediğim en garip futbollardan birine sahne olan maçtı.. maç tamamen (inönü stadı'nı bilenler için konuşuyorum tribi) numaralı tribünün önünde oynandı. beşiktaş sadece sol kanadı, trabzon sadece sağ kanadı kullanıyordu. allahım! peki bu kadar kötü bir futbol olabilir mi? oluyormuş.. maçtan önce bir kahvede arsenal-chelsea maçının ilk 25 dakikasını izledim, doyamadım. bu maçtan sonra ne menem bir futbol izleyeceğim diyordum da bu kadarını beklemezdim. şükür bitti ilk yarı.

    ikinci yarı golle başladı. (adem sen bizi güldürdün, allah da seni güldürsün) beşiktaş da golü yedikten sonra (hayret!) daha bir kıpraştı, daha iyi oynamaya başladı. ama lütfen, bu takımın forvetinde youla var.. tamam abi, kazmasın.. cidden senden ilahi bir mucize olmadıkça güzel bir gol beklemek abes. ya da top kıçına falan çarpsın da girsin diye dua ediyoruz. ama top bizdeyken ordan burdan atlama, düşürme kendi arkadaşlarını. ben burdayım diye gösterme kendini, kaptırıosun topu- gol yiyoruz.. kızınca biz kötü oluyoruz.
    çok kötü futbolcu bu adam, bunu daha ilk 5 haftada anladı bu taraftar. ama sabretti, haftalarca tuttu kendini. sana çekmedikleri 'yuh'ları yuttu, hasbel kader attığın 2 golde (yazıyla iki) ismini bağırarak, bir de bir maçta sahadan çıkarken uğultu çıkararak tükürdü yuttuklarını. gelindi 17. haftaya, ama yeter. kötü bile oynamıyor. kapalı tribün yine sustu. sadece yeni açık 'youla dışarı' dedi. adamın götü donuyor orda, futbolculuktan bihaber adamın tekinin yüzbinlerce dolar karşılığında orada olduğunu biliyor. sabır taşı değil o adam. sonra youla napıyor? 'ben böyle taraftar yapısı olan...' ne diyorsun kardeşim sen?
  • unutmadan;
    (bkz: bitmesin dertler sikime kadar) *
hesabın var mı? giriş yap