*

  • (bkz: face off)
  • empati kurmaktan son derece uzak bir noktada durup,kendi yaşadıklarını kendi hayatını göz önüne almadan etraftaki insanları kağıt üzerindeki normlarla,sağdan soldan duyduğu genel geçer kurallarla yargılayıp,konu kendisi olduğunda bu tür kaidelerin kendisi için geçerli olmadığını,zaten onun durumunun bambaşka olduğunu,zorunluluklar yüzünden,şartların getirdikleri yüzünden o yapmış olduklarını yaptığını söyleyen insandır.
    kendi adına yanlış bulduklarının yanlış olduğunu söylemeye cesaret edemeyip,cesaret edenleri de cezalandırmaya çalışan insan türüdür.
    (bkz: orta sinif ahlaki)
    bambaşka olsa da konuyla alakalı bir çelişme olarak (bkz: cennette ahlaksizlik)
  • ağızlarından din lafı eksik olmayan, "evet, deprem kesinlikle günahlarımız yüzünden tanrı tarafından bize ceza olarak verilmiştir" yorumunda bulunabilen, cinlerle minlerle kafamızı ütüleyen, "türküz, en büyük biziz" mantığındaki insanların gerçek yaşamdaki hal ve tavırlarının bize hatırlattığı bir kavramdır.

    bunlar genelde gözü dönmüş hırs sahibi insanlardır, primitif hırsları ile etrafındakileri terörize ve pasifize ederler. daha sonra inandıkları şeylerin en temel ahlak kurallarını oluşturan "başkasının karısı/kocası ile oynaşmamalısın", "kendi çıkarın için başkalarını kötü durumda bırakmamalısın", "yalan söylememelisin", "sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapmamalısın" ilkeleri bir çırpıda ezebilirler.

    elbette herkes bu "kötülükler"i yapmakta özgür, aldatmak, hırs, yalan gibi şeyler var dünyamızda evet. ama en kötüsü bir şeyler söyleyip icraatta bunun tam tersini uygulamak sanırım. işte bu insanlara karşı savunmasız oluyoruz, neresinden tutacağımızı bilemiyoruz.

    (bkz: insanin kendi kendisiyle çelişme hakkı/@sirius)
  • basitce cuku olmakla ba$lar.
  • bireyin/toplumun başkalarında ahlak dışı bulduğunu kendisi için son derece meşru görmesi temeline dayanan anlayıştır..

    başka toplumlar arasında yaşanan bir savaşı lanetlerken kendi ülkesinde militarizme dört elle sarılmak; başka bir toplumda yaşanan cinsel özgürlüğü kendi toplumuna gizli gizli yaşatarak yok saymak; sabahları bir tek votka içme alışkanlığı olan bir toplumu yoldan çıkmış olarak yorumlarken her gece bir şişe rakıyı devirip karısını dövmek; başka toplumlardaki insan hakları ihlallerine feryad edip kendi ülkesinde yaşananları reva görmek.. şeklinde örneklerini çoğaltmak mümkündür..

    haliyle sözlükte de tezahürü mevcuttur.. başka bir yazara "şerrrreefsiz" (görmüştüm de kaç r ile yazıldığını unuttum şimdi), "orospu", "dangalak", "ruh hastası", "paranoyak", "salak" vs. deyip kendisini ya da bir yakınını imaen sarfedildiğine tanık olunca ahlak kumkuması kesilmektir..

    günlük yaşamda bile birinin yüzüne karşı olmasa da arkasından ağzımızdan kaçırıverdiğimiz "manyak", "salak", "aptal" gibi sözcükler yaşamımıza hiç dahil olmamış gibi yapmanın alemi yok elbette.. ama kamuya açık bir yerde bunların sarfedilmesi gayrı ahlakidir.. en özenli şahsiyetin bile ağzından dolaylı olarak kaçırıverdiği olmaktadır yine de.. bu yüzden iki yüzlü davranmanın, saray terbiyesi görmüş efendi rolü kesmenin alemi yok..

    ne var ki ağızdan kaçırmaya müsait bir şekilde yaşamımıza dahil olan bu sözcüklerin yanlarına binbir çeşit garnitür katılarak renklendirilenleri, hiç de ağızdan kaçırılıveren şeyler değil, bilerek isteyerek kullanılan ifadelerdir.. bunu da daha çok sözlüğün ahlak zabıtalarında görmek mümkün ne yazık ki.. mesela "şerrrrefsiz" derken bu sözcüğü bir sürü r ile süsleyivermek düpedüz bilinçli bir harekettir.. "yarı tebiye edilmiş hayvan" lafına da rastlamıştım ben mesela.. bu kadar uzun bir tamlamayı kurmak için enine boyuna hakaret ateşiyle tutuşmuk olmak gerek..

    bir de kişiye değil de bir fikire yönelik sarfedilme biçimleri var bunların.. bu durumda çok daha kolay ağızdan kaçıvermesi.. ve diğerine göre daha meşru.. "komünizm salak bir ideolojidir" dediğinizde çok da rahatsız edici olmayabilecekken komünistler salaktır dediğinizde tamamıyla ahlak dışına düşmüş oluyorsunuz..
    mesela laik morondiye bir sıfata da tanık olmuşluğum var.. yine sözlüğün ahlak timsallerince sarfedilmiş bir sözdür bu da..
    şimdi efendim demem o ki ideolojisinden dolayı birilerine "şerrrrefsiz" ya da "laik moron" gibi sözler sarfedenler hiç bir şey olmamış gibi terbiye'den, ahlak'tan sözedebiliyorlar..
    ama nasıl bir ahlak anlayışının önde gideni olduklarının farkında bile olmaksızın..
    aslında iki yüzlü olduklarını kendileri de bilmiyorlar yani..

    ayna ayna güzel ayna söyle benden daha terbiyesizi var mı bu dünyada..
  • * zamparalık yapan oğluna destek olup ona rahat rahat çapkınlığa çıksın diye ekstra harçlık bağlayan baba, birgün kızı aynı şeyleri yapmaya kalkarsa muhtemelen bu iki yüzlü ahlak anlayışının bir örneği olarak kızına etmediğini bırakmayacaktır...
  • ahlak'ın özdeşleştirildiği şeylerle etik'in özdeşleştirildiği şeylerin arasında çok büyük fark olmasından, ahlak'ın artık etik olmamasından kaynaklanır.

    ahlak artık bir özgürlük meselesi değil, bir çük meselesidir vesselam.
  • türkiye'nin en büyük kanayan yarası.
  • ahlak değil o ahlak olsa duramazsın. biraz edep, adap, vicdan, insanlık taşıyan insana senin 5 tane yüzün var desen hadi oradan yavşak der yoluna zaten devam eder. mesele ahlak da değil; ahlaklı olduğunu sanıp ahlaksızlığın daniskasını yapmak. ulan ben mini etek giysem kaşar, uzun etek giysem tutucu, içki içsem dinsiz, içmesem ay ne sıkıcı olacaksam bu benim değil sizin bakış açınızın dar boğazlı olmasından kaynaklı. sen git her boku ye sonra gel güzel tanrım beni afet. eder bence. etmeli. etmezse sıkıntı var. ama eder mi dersiniz?

    mesela git adam öldür; de ki içinden allah affeder. inandınız mı şimdi buna. ben fındık kadar beynimle inanmadım. sen inandın mı önemli olan o. ulan böcek öldürmek zorunda kaldım geçen gün fırının önünde; birinin ekmeğinin içinden çıkmasın diye. 3 gece aklıma takıldı. tamam fazla vicdan da hoş değil ama ahlaksızlık ile her şeyi o kadar güzel bağlıyorsunuz ki insanın inadına ahlaksız gibi görünüp ahlaklı kalası geliyor.

    ha bir de en sinir olduğum şey; içi farklı dışı farklı olan insan. sen git alemlere ak, her türlü boku ye, evde şiddet uygula, çoluğuna çocuğuna her türlü pisliği yap, samimiyetinin olmadığı 500 metre öteden anlaşılsın sonra ben ahlaklıyım. ağzından çıkan sözle güven olsaydı zaten neler olurdu kim bilir. bazı insanların yüzlerce yüzü, oturtamadıkları karakterleri, kuyruk acıları, can sıkmaya yönelik tavırları ve ciddi psikolojik sorunları var ama çok ahlaklılar dışarıdan. neden herkes çok iyi yalancı. ama fayda için değil zarar sağlamak için yalan söyleyeni de anlıyor insanlar. yazık değil mi; lastik çorap gibi sünüp kimin elinde kalırsanız orada kalıyorsunuz. karakter edinmek zor bir şey değil de insanın huyu ve kişiliği biraz zor değişiyor.
hesabın var mı? giriş yap