*

  • hindistan'a ortaya çıkan, sesi bastırılmış grupların tarihini yazma amacındaki tarihçilerin oluşturduğu grup. 1986'da yaptıkları kongre sonrasında ikiye ayrıldılar. bir grup çıkış kaynağındaki marksist bakış açısını sürdürüken diğer grup metin analizlerine daldı.
    türkçesi maduniyet çalışmaları.
  • dipesh chakrabarty, gayatri spivak, samit sarkar, gyan prakash gibi temsilcilerinin bulunduğu okuldur.
  • özellikle latin amerika ve afrika'da sömürgeci söylemden türeyen tarihyazımını sorunsallaştıran ve madunları analiz birimi olarak alan çalışmalardır. maduniyet çalışmaları(subaltern studies), her ne kadar sınıf mücadelesinin ekonomik temelleri üzerinde gerektiği gibi durmadığı, madunla seçkinin birbirinin zıddı kategoriler olarak kurguladığı gibi eleştirilere maruz kalsa da türk tarihine uygulandığında gayet verimli sonuçlara ulaşma potansiyelinin yüksek olduğunu düşündüğüm kavramsal kategoridir. edward shills' den alarak bize türk siyasi hayatının merkez ile çevre'nin ilişkileri üzerinden okunabileceğini gösteren şerif mardin'nin makalesini düşünecek olursak buradaki çevrenin ne kadar madun olduğu sorusu akla gelir ki gayet kışkırtıcı gözüküyor.
  • bir grup hintli akademisyenin 1982 yılında oluşturduğu tarihçilik okulu.önde gelen temsilcileri ranajit guha, parta chatterjee ve dipesh chakrabartydir.subaltern kelimesi ezilen,aşağılanan,dile gelemeyen anlamına gelip bildiğim kadarıyla literatüre antonio gramsci tarafından kazandırılmıştır.ezilenlerin tarihini yazma ya da tarihi ezilenler tarafından yazma amacındaki okulun en önemli teorik öncülü ingiliz marksist tarihçilerin başını çektiği aşağıdan tarih (bkz: history from below) anlayışıdır.lakin subalterncılar marksist kuramın(marksistler içerisinde de en çok gramsci'nin kavramsal setinin)yanı sıra post-yapısalcı yaklaşımlardan da etkilenmiş ve çalışmalarında çok boyutlu, melez diyebileceğimiz bir kuramsal çerçeveden yararlanmışlardır.genel itibariyle modern hindistan tarihyazımının cambridge menşeili kolonyal kanadının da yerli milliyetçi kanadının da elitist olduğunu ve bu tarihin oluşmunda ezilenlerin rolünü hesaba katmadıklarını iddia etmişlerdir.marksistlerden farklı olarak, hindistan köylülüğünün geri bir bilince sahip olmadığını, köylülerin sömürgeci modernleşme hareketine karşı isyanlarında gayet bilinçli bir reddedişin olduğunu ve bu reddedişte farklı toplumsal tahayyüllerin,alternatif imkanların saklı olduğu görüşündedirler.hindistan üzerine geliştirdikleri yaklaşım diğer batı dışı moderniteleri anlamak açısından da ufuk açıcıdır.amma ve lakin söylemeden edemeyeceğim köylü pratiklerine ve cemaat yaşamına özgürlükçülük,eşitlikçilik atfederken(her ne kadar onu idealleştirmediklerini iddia etseler de) fazla iyimser, günümüz toplumlarına alternatif tahayyüller sunarken fazla muğlaktırlar kanaatimce.
  • http://www.lib.virginia.edu/…es/subaltern/ssmap.htm adresinden ulaşılabilen derlemeler bütünü*

    (bkz: anlayan beri gelsin)
  • bu ekolü oluşturan hindistanlı akademisyenlerin neredeyse tamamı bengallidir ve en üst kastlara mensupturlar. vardıkları yer düşünüldüğünde, hiç de şaşırtıcı gelmiyor.
  • türkiye için (bkz: nazan üstündağ)
  • "dünya-tarihinin ve devletçi kaygıların gürültüsü, tarihyazımını gündelik yaşamın iç çekiş ve fısıltılarına duyarsız kılmıştı." - ranajit guha, dünya tarihinin sınırında tarih
hesabın var mı? giriş yap