• elazığlılar'ın sık düştükleri bir hatadır. 3 tane elazığlı arkadaşım var hepsi de azıcık örnekle genelleme yapmaya bayılıyor!
  • bu hataları ortadan kaldırmak için yapılması gerekenlere göz atacak olursak, yapılan hatanın telafisinin kolay olduğu göze çarpacaktır. biraz çabalamak başarıya götürür. buyrun deneyin:

    bir de bu genellemeleri, elde edilen kısıtlı verileri kantitatif analiz sistemine göre irdeleyip yapanlar vardır ki tadından yenmez. bunu yapacak kişinin 4 işlem(toplama, çıkarma, çarpma, bölme), ya da en azından 2 işlem(toplama ve bölme yeter) bilmesi gerekir. bu kişilerin mantıkları zannımca şöyle işlemelidir:

    bir şeyin genellenebilmesi için, "sıklıkla" gerçeklenen bir şey olması gerekir ilk etapta. şimdi bu kavramı açalım biraz. nedir "sıkça tekrar", nasıl edilir. bir şeyin sıkça tekrar ettiğini anlamak için ne yapmak gerekir, dahası bunu nasıl ifade ederiz. basit mantık üzerinden gidecek olursak, bir şeyin "sıkça" tekrarlandığını söylemek için en azından yarı frenkanstan fazla tekrar etmesi gerektiğini bilmeliyiz. mesela, 100 kişiye sorsak*, yarısından fazlasının bize aynı cevabı vermesi halinde bir genellemeye gidebiliriz. bu genellemenin yapılabileceği durumlarda da elbetteki bir alt sınır ve üst sınır vardır. hatta 100 üzerinden değerlendireceksek, bu durumu şöyle ifade edebiliriz:

    genelleme yapmak için gerekli oy sayısını x değişkeniyle ifade edelim. durum şöyle yazılır:

    100 > x > 50

    bu durumda,

    x'in en az 51 (alt limit)
    x'in en fazla 99 (üst limit)

    olduğunu buluruz. tamam alt limiti anladınız ama üst limit neden 100 değil diyenlere, merak edenlere hemen minik bir açıklama yapalım.

    x = 100 olması durumunda, bir sıklık değil daimilik belirtiriz. bu da, x'i değişken yapmayacaktır. bu nedenle de üst limit, 100'den küçük olmalı, değişkenliğe açık olmalıdır.

    her neyse, konuya dönelim. nerede kalmıştık. hah. x'in alt ve üst limitlerini bulduk, şimdi genelleme yaparken dikkat edilecek hususlar'a geldi sıra. yapacaksanız adam gibi yapın, adabına uyun.

    genelleme için x'in değerinin en azından yarıdan bir fazla olması gerektiğini bulduk, şimdi soranlar olacaktır, "peki biz genellemek için 100 kişi/durum/olay mı kullanmak zorundayız? daha az sayıda karşılaştığımız durumlarda nasıl olacak da olacak? deli miyim, nerden bulucam 100 kişi? hem o kadar kişiyi bulursam, genellemek benim hakkım, istediğimi genellerim!" diyenler olacaktır. haklılar. işte bu nedenle hiç beklemeden hemen, genellemek için gerekebilecek minimum değerleri veriyorum:

    10 kişi/durum/olay için, 6
    9 kişi/durum/olay için, 5
    8 kişi/durum/olay için, 5
    7 kişi/durum/olay için, 4
    6 kişi/durum/olay için, 4
    5 kişi/durum/olay için, 3
    4 kişi/durum/olay için, 3
    3 kişi/durum/olay için, 2

    2 ve 1 kişi için durum/kişi/olay özel bir durum arzedecektir. lakin, bu sayıdaki veriler yetersiz kabul edilir. özellikle iki durum/kişi/olay arasından bir genelleme yapılması gerekiyor ise ağırlık merkezi** tam ortada olacağından yapılacak genelleme pek sağlıklı olmayacaktır. bu durumlarda yaygın olarak kullanılan yazı tura ve o piti piti yöntemleri, konuyla ilgili sağlıklı olmasa da bir karara ve akabinde bir genellemeye varılmasına olanak sağlar. tabi bu genellemeyi yaparken söz konusu yöntemler göstere göstere kullanılır ise şebeğe dönülme şansı yüksektir. hatta elimde hiç veri olmadan küpeşteden genelliyorum ki, bunu yapan %99 şebeğe döner. bu nedenle, iyisi mi içinizden sayın.

    eğer genelleme 1 kişi ile gerçekleştirilecekse, o kişiye özel durumları göz önünde bulundurmanız gereklidir. hatta kolayı var, olaya biraz daha bilimsellik katmak için* söz konusu deneğimizi laboratuar ortamında incelemek bize enfes derecede mükemmel bir veri sağlayacaktır, istediğimiz gibi genellememize olanak tanıyacaktır söz konusu olayı. yani, 1 örnek üzerinden genelleme yapacaksak, 25 santigrad derecede, 76 cm/hg atmosfer basınç altında, gün ışığında yapmalıyız. bu şartları sağlar isek, genellememiz son derece bilimsel bir veri olacaktır.* tabi laboratuar ortamını diğer frekanstaki olaylar için de kullanabiliriz, bu onların bilimselliğini artırır. en azından bir ağırlığı vardır durumun. laboratuar ortamı bu, boru değil.

    nerede kaldık. unuttum gene.
    tamam, hatırladım. en son yetersiz verilerde idik. şimdi, bu sayıları verdikten sonra üzerine iki çift laf edelim. eğer tam da bu sayıda örnekle karşılamıyorsanız nasıl kalkacaksınız bu durumun altından? hemen söyleyeyim. her türke doğuştan bonus gelen yetiler vardır ki bir tanesi yüzdeye vurmaktır*. elinizde kaç durum varsa, vurun yüzdeye toplam üzerinden. eğer %50'den büyük ise veriniz, genelleyin gitsin. %50'den küçükse genelleyemezsiniz(yani istediğiniz gibi genelleyemezsiniz. tabi, taraf değiştirirseniz elinizde süper bir genelleme olur. bu duruma bazı kimseler döneklik der. söyliyim.) ama, eldeki verilerin toplama yüzdesinin %50'den küçük olma durumunda istediğiniz gibi bir genelleme yapmanız çok gerekli ise, kendinizi de bu oylamaya katın, 1 oy 1 oydur. gene olmadı ise laboratuar yolları göründü size, oradan aldığınız gaz ile kendi yüzdenizi %10 kadar bir standart ile saptırabilirsiniz.* heralde yeterli olmuştur. yeterli olmadıysa söz konusu denekleri ikna etmeniz gerekecek. rüşvet iyi bir yol olabilir. ya da eşantiyon falan dağıtın, mesela bütün anketörler kapı kapı dolaşıp bunu yapıyor. sonuç, mükemmel.

    şimdi gelelim en ince konuya, ortada veri yokken genellemek olacak konumuz. az önce bahsettim de. biz kendisine küpeşteden genellemek diyelim hadi. nasıl olurunu da anlatalım hemen. şöyle ki,
    bir durum, olay, hal, vaziyet ile karşılaştınız, elde veri meri yok. bulmaya mecaliniz de yok, ama çabucak yapmanız gereken bir genelleme var. öncelikle sakin olun, derin bir nefes alın, bir iki saniye ciğerlerinizde tutun ve burnunuzdan soluğunuzu verin. bu size yaklaşık 3,5 saniyelik bir süre kazandıracaktır. hızlı düşünen kişiler için bu süre yeter. ama hızlı düşünen kişilerden değilseniz, kaleminizi yere düşürün, eğilip alın. buradan size 5 saniye kadar daha zaman gelecektir. artık 8,5, hadi biz buna yuvarlak hesap 9 saniye diyelim. 1 saniye de benden olsun, 10 saniye. bu süre size yetmiyorsa, başka bir işle uğraşmanızı, yani ne biliyim, kafanızı bu işlere yormamanızı öneririm. inzivaya çekilebilir, sosyal ortamlardan el ayak çekebilirsiniz. aksi takdirde genelleme yapıcam diye ömrünüzü tüketirsiniz, yazık olur.

    her neyse, bir sebepten dolayı gereken vakti toparladınız. zaten başka bir şeye de gerek yok. bu kazandığınız süre içinde yapacağınız genellemeyi şekillendirin, yalnız, dikkat etmeniz gereken şey bu konuda şu olacaktır. bu söz konusu küpeşteden genelleme sırasında kullanacağınız cümlelere dikkat etmeniz gerekli. yani, söz konusu genellemelerin bizzat tarafınızdan denenip onaylandığını söylemek sizi bir yere götürmez. biraz açık göz biri iki soru sorar, bizzat yaşadığınız bu genellemenin ayrıntıları hakkında, apışıp kalırsınız alimallah. bu nedenle, bu genellemeler yapılırken kullanılacak üslubun, bilimselce olması sizin yararınıza olur. mesela, bu konuda ciddi bir otorite ve ölümsüz örnek olarak hürriyet gazetesi'nin hafta sonu eklerinde konu edilen "araştırma" başlıklarından feyz alabilirsiniz.*** bu üslup, genellemenize şahane bir hava verecektir, o kadar olur. bu konuda, dikkat edeceğiniz diğer davranış ise soğuk kanlılıktır. küpeşteden genellemenizi bir blöf olarak değerlendirirseniz, ne demek istediğim daha kolay anlaşılır sanıyorum. bu konuda kendinize güvenmiyorsanız, genelleme gününe kadar geçecek olan süre içinde bulacağınız 2 ila 3 kişi ile poker oynayarak blöf yapma yeteneğinizi geliştirmeye çalışmanız iyi sonuçlar doğuracaktır. bu aşamayı da geride bıraktıktan sonra dilediğiniz gibi genelleyebilirsiniz. kolay gelsin.
  • beceriksizlerin işidir. zira ben tek örnekle bile yapabiliyorum.
  • insanın zindanlarından birisidir.
  • bazen zamansızlık, bazen mizaç gereği düşülen hata ama her zaman da hata değil. bazılarının hisleri kuvvetli olur yada nasıl başlarsa öyle gider yada anasına bak kızını al yada yedisinde neyse yetmişinde de odur yada ...
    (bkz: tümevarım)
  • 30 yaşında daha ilk defa yurtdışına çıkan bir arkadaşın düştüğü hata. şöyle ki kendisi almanya'nın küçük bir şehrinin küçücük kasabasında bir hafta kalıp ve burnunu bile ordan başka yere çıkarmadan geri geldiğinde yapmıştı bu tespiti. kaldığı yerde starbucks sanırım bir tane varmış ve geldiğinde yaptığı genelleme;
    almanyada da çok az starbucks var.
    he canım sen öyle sanmaya devam et.
  • bir laf vardı:

    kurbağa dünyayı kuyunun ağzı kadar zannedermiş gibi bir şey.
    özellikle bu sözlükte insanlar o küçük hayatlarında gözlemlediği 3-5 örneğe dayanarak teori ispatlıyor. ilim, bilim çöp.
  • sözlük yazarlarının bolca düştüğü yanılsama.
  • istatistigin varolma sebeplerinden birisidir bence.
hesabın var mı? giriş yap