hesabın var mı? giriş yap

  • hani bizim gibi salaklar da anlayabilsin diye bir açıklaması var, "elini fırına sok 1 saat gibi gelir, ama güzel bir kızlar 1 saat konuş 1 dakika gibi gelir" diye. yani diyor ki güzel şeyler çabuk geçer, kötü şeyler bir ömür sürer. peki bu durumda kişinin en güzel çağlarını yaşadığı gençliğin bir saniye, yaşlılığın ise bir ömür sürmesi gerekmiyor mu? niye gençler bir türlü büyüyemediklerinden, yaşlılar ise yılların su gibi aktığından şikayetçi? tersi olması gerekmiyor mu? güzel geçen gençlik yılları içinde olana neden bitmez tükenmez geliyor da yaşlılıkta günler 1 saatte bitiyor?

    şu an izafiyet teorisinin açığını buldum resmen. einstein yaşasaydı, tebeşiri tahtaya fırlatır "kahretsin işte bunu ben de açıklayamıyorum" derdi. ama şimdi beni anlayacak kimse yok. zekamla başbaşa, hızlı geçen bir ömrü tüketiyorum anasını satayım.

  • yaptıkları beyinsizlikle akan trafikte diğer sürücülerin ve yolcuların hayatını riske atan bir başka öküz grubunun hayatından kesit sunan bir animal planet kısa belgeseli.

    keşke bunlar kimseye salça olmadan refüje mefüje girerek veya bir ağaca, bir bariyere vs çarparak geberseler de kendilerinden kurtulsak.

  • içeriğinde asetilsalisilik asit bulunan, birkaç haftada ya da ayda bir bu başlık altında akşamdan kalmalık durumu için kurtarıcı olduğu sürekli ifade edilen aspirin türevi bir ilaç.

    alkol aldıktan sonraki sabah bu ilacın alınmasını da geçtim, bir dolu alkol alındığı gecede yatmadan hemen önce, yani alkol damarlarınızda fink atarken alınması gerektiği ile ilgili* yığınla entrye rastlayabilirsiniz. yapmayın dostlar, arkadaşlar, romalılar. alkol yapısı gereği antiagregan yani kan sulandırıcı bir özelliğe sahiptir. bu ilacın içerisinde bulunan asetilsalisilik asit de bir antiagregan. siz bu iki maddeyi vücudunuza alarak, kanınızdaki trombosit miktarını önemli ölçüde azaltıyorsunuz. pıhtılaşmayı sağlayan bu küçük pulcukların yapışkanlıklarını ellerinden alarak başta onlara, sonra kendinize eziyet ediyorsunuz. kanadığınız zaman pıh-tı-la-şa-mı-yor-su-nuz. beyin kanamasına, mide kanamasına hatta hemorajik inmeye davetiye çıkarıyorsunuz. vücudunuzda kalıtsal bir yatkınlığınız ya da o an için sekteye uğramış bir durumunuz da varsa, eyvahlar olsun. vücudunuzda antiagregan durumunun tavan yaptığı bir anda, başınıza gelebilecek herhangi bir kaza sonrası kanama yaşama ihtimalinizden ise hiç söz etmek istemiyorum. bu riski ne siz alın ne de buraya gelip insanlara tavsiye verin.

    son olarak akşamdan kalmalık durumunu en aza indirebilmek için alkol alımı öncesinde, sırasında ve sonrasında uygulayabileceğiniz çok basit yöntemler (bkz: #79840035) var. eğleneceğim derken hayatı kendinize zehir etmeyin.

  • "kurban bayramı gelir, hem kavurma yersin, hem buzluğa et yığarsın, hem de cennete gidersin. daha da dinini beğenmiyorsun zındık."

  • kendini çok takdir eden, seven bir insan değilimdir ben. ama bir kadın olarak, bugün, benim kendimi en güçlü hissettiğim gün.

    duvara çiviyi de ben çakıyorum bu evde, kızımın bisiklet zincirini de ben tamir ediyorum. korktuğunda arkama saklanıyor çocuğum. kötü rüyalar gördüğünde "anne öldürürsün canavarları değil mi?" diye bana soruyor. aile resminde evin reisi diye ortaya çizdiği de benim, sene sonu gösterilerinde, piyano resitallerinde, özel günlerinde çift kişilik koltukları dolduran da... iki kişilik seveniyim onun. saçının tek bir telini korumak için dünyayı ters düz edeniyim..

    "anasının kaderi kızına" derler.. çok yakar canımı bu söz.. ama doğru mu sanki? babalar gününde, kendi babasızlığıma yandığım gibi, biraz da kızımınkine yanıyorum ben şimdi..

    çocuğunu deliler gibi sevip gözünden sakınan, onu korktuğu o canavarlardan, kötülüklerden, dünyanın pisliğinden korumayı nefes alışı gibi doğal sayan, her ihtiyaç duyduğunda yanında olan, evladına "babam hep benim yanımda, sağımda, solumda, arkamda"
    dedirtebilen baba gibi babaların günü zaten kutlu olsun ama...

    bir de benim gibi hem annelik hem babalık yapan; çoğu zaman kendini yetersiz, yorgun, bitkin hisseden, çocuğundaki baba eksikliğini kendi benliğinden koparttığı parçalarla tamamlamaya çalışan tüm kadınların da babalar günü kutlu olsun...

  • neden volvo sorusunun cevabını veremeyecek kazadır.

    bu hiç bir şey ifade etmez. fren yaparak alçalıp tamponun altına girersen volvo da aynı hale gelir. radyatör ve kaput kapağının bu hale gelmesi sadece görüntü kirliliğidir, güvenliğin ölçüsünü buradan anlayamazsınız.

    sadece 20km hızla giderken volvo s40 ile kırmızı ışıkta aniden duran mercedesin yüksek tamponlu minibüsüne arkadan vurdum, görüntü aynı oldu. bir de zaten kaza yapmışım, canım sıkkın, mercedes sürücüsü geçmiş karşıma "hani volvo sağlamdı bu ne hal" dedi. dallamaya bak, bu muhabbetin yeri mi şimdi. ben de dedim "birader aynı tip araçları al, hangi marka olursa olsun bu şekilde kaza yaptır, yine en iyi volvo çıkar içinden ama görüntü hep buna benzer olur."

    isteyen aynı kazayı s80 ile deneyebilir, yine fotoğraf atarsınız artık.

    debe edit: yaptığım kazanın fotosu bu şekilde çarpınca mercedes'e de bir şey olmuyor görüldüğü üzere.