hesabın var mı? giriş yap

  • ülkenin en çok kazanan kolejinin öğretmenine verdiği maaş yerine harfe takılmış, utanmamış üşenmemiş bir paragraf ayar yazısı yaşmış. troll zannettim ama dümdüz vicdansız biriymiş. vallahi siz ıslah olmazsınız. eğitilmezsiniz.

  • olan gelenektir.

    çocukken likörlü çikolatayı tam ağzıma atacağım anda dindar olmayan sülalemin dindar babaannesi elime vurup çikolatayı düşürmüştü: ''içkili o içkili! büyükler için'' demişti.

    ayrıca sigara ikram kaseleri de 80lerin sonunda çok yaygındı. dindar komşularımızda bile olurdu. hatta onlar kullanmasa bile likör bardaklı setlere sahiptiler. süs olarak durmasını bile severlerdi.

    poşetlerle oradan oraya koşturan çocuklar, bir evde rast gelen sayısız akraba ve komşu, zır zır çalan telefonlar... tüm şehirde bir curcuna olurdu ki, sorma gitsin..

    2000'lere kadar afgan-paki gelenekleriyle yaşayıp kendi mahallesinden çıkmayanların ve sonrasında akepe tarzı dindarlıkla yoğrulup her şeye düşmanlık besleyenlerin bilmediği şeyler tabii...

    ilgili dönemde özal'ın bir haberi: görsel

  • gözlemlerime göre mutlu insanlardan pek haz etmiyorlar. hele durduk yere neşelendiysen yanlarında noluyo bilader donumuz görünüyor da ona mı gülüyorsun diye agresifleşiyorlar. tebessüm nezaket falan hep art niyetli algılanıyor cahil kesim tarafından.

  • adının atla gel niyazi olması gereken ancak posterleri yanlış basıldığı için atla gel şaban olarak yayınlanan 1984 tarihli film. senaryosu aydemir akbaş'a ait olan filmin yönetmenliğini natuk baytan yapmıştır. başrollerde kemal sunal, nevra serezli ve dinçer çekmez vardır.

    geçim derdi ile, mahalle esnafına borçları ile uğraşan niyazi'nin at yarışı tahminlerindeki balarısını keşfetmesi ile mafya babası kazım'ın radarına giren niyazi, at yarışı oynadığı ortamın, kazım'ın adamlarının taklit edilmesini sağlar. ortam, normalde at yarışı kuponlarını yaptığı minibüse benzedikçe niyazi'nin kuponları da tutmaya başlar. sonunda niyazi kazım'a yanlış kupon oynatarak tüm servetini kaybetmesine neden olurken kendisi de 200 milyon lira ikramiyeyi kazanır...

    peki bu 200 milyon lira'nın bugünkü ederi nedir. enflasyon, asgari ücret ve dolar hesabı ile bakalım.

    enflasyon hesabımızı tcmb'nın enflasyon hesaplayıcısı ile kolayca yapabiliyoruz. 200 milyon liranın 1984 haziran'dan bugüne değerine baktığımızda 20.899.292 tl olduğunu görüyoruz.

    asgari ücret hesabı için 01.04.1984-31.12.1984 arasındaki asgari ücret olan 24.525 lirayı kullanacağız. bu durumda paranın o günkü karşılığı 8.155 asgari ücret ediyor.

    bugünkü güncel asgari ücret olan 4.250 tl ile hesapladığımızda karşılığı 34.658.750 tl yapıyor.

    dolar hesabımız için hem kuru, hem de dolar enflasyonunu kullanacağız. haziran 1984 sonu dolar kurumuz 368,10 lira, 200 milyon lira ise 543.330 dolara karşılık geliyor. bu tutarı dolar enflasyonu hesaplayıcısına girdiğimizde bugünkü dolar karşılığının 1.514.770 dolar olduğunu görüyoruz.

    1.514.770 doların bugünkü karşılığı ise 17.25'lik kur ile hesapladığımızda 26.129.782 tl'ye denk olduğunu görüyoruz.

    bu arada niyazi'nin çantasına 200 milyon lira sığmasının imkanı yoktur. tokatçı filmi için daha önce yaptığım hesaplamaya göre maksimum alabileceği 50 adet deste (10.000 liralık) yani 50 milyon liradır. oysa niyazi kaynanasına tam olarak şunu demektedir: "bunun içinde tam 200 milyon lira var" görsel

    video

    tokatçı filminde osman ve şefket'in tokatladığı paraların bugünkü karşılığı nedir?

  • "eziksozluk" diye bir olu$umun evi.

    edit: kotuleyin bakalim ibneler

    edit: aslinda entry'nin hic editlenmedigi dikkatinizi cekti mi bilmiyorum

  • ithal telefonlara ilave vergi talebi yerine, yerli telefon üretiminde vergi indirimi, satışında vergi indirimi, vs gibi bir talep olsa daha az irite edici olurdu. rakip ürünlerin fiyatının arttırılmasını talep eden bir firma, rakip ürünü kullanmak isteyen kullanıcıları çekemez. geri teper..ama daha ucuza satmanın yolunu bulursa, sırf ucuzluğundan alacakları çekebilir..
    veya devlet kurumlarında falan yöneticilere telefon alınıyorsa, yerli mecburiyeti getirmek de bir çözüm. ya da bunun gibi şeyler..
    yerli üretim desteklensin..ama yöntem bu değil.

  • hayatında hiç urfa-mardin-batman vb. görmeyenlerin şaşıracağı fotoğraf.

    edit: tamam arkadaş anladık. doğu’da güneydoğu’da hiç çarşaf giyen kadın yok. bu gazete de bu kadınlara para karşılığı çarşaf giydirip fotoğraf çekmiş. kendi halkınıza ne kadar uzak onlardan ne kadar kopuksunuz anlaşılmaz gerçekten.

  • ne sıfatla başbakan'la gezi parkı için konuşacağını cidden bilmiyorum. tek mimikle 10 sene aynı rolu oynadı lan adam. böyle olunca sanatçı mı oluyor?

    ahaha twitter'da biri biz polat alemdar'ı değil, cerrahpaşalıları istiyoruz demiş. adam haklı.