hesabın var mı? giriş yap

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • başlığı bir arkadaşım adına açıyorum, uzun hali ve içeriği;

    "6 yaşındaki yeğenimin ve ananesinin ölümüne sebep olan katilin suçuna itirazı

    26 haziran pazar günü saat 15:00 civarında mudanya'da alkollü araç kullanan burak ulga, aracıyla teyzem ve yeğenime çarpıp ikisinin de ölümüne sebep oldu. daha önce alkollü araç kullanımı sebebiyle iki kez ehliyetini kaptırmış olan bu şahıs, kaza sonrası iki kez alkolmetreye üfleyip 0,88 promil alkollü çıkmıştır. kendisi daha sonra alkol testine itiraz edip kan testi yaptırmak istemiş ve kan testi olaydan saatler sonra yapıldığı için temiz çıkmıştır. bu kişi bursa'daki ulga avukatlığın sahibinin oğlu olduğu için kazadaki suçundan bir şekilde sıyrılmaya çalışacağından ve ne yazık ki kurtulacağından endişe duyuyoruz. lütfen sesimizi duyun ve bu caninin alabileceği en ağır cezayı alması için girdiğimiz hukuk yarışında bize destek olun. konuyla ilgili uzmanlığı olan kişilerin yorumlarına ve tavsiyelerine de ihtiyaç duyuyoruz. "

    haber linki
    haber linki
    haber linki

    tweet

    edit: arkadaşlar destekleriniz için teşekkür ederim. aldığım mesajlarda alkol için kan testi kaç saat sonra yapılırsa o saatle orantılı olarak promile ekleme yapıldığını iletti arkadaşlar. bu bilgiyi burada da paylaşmak istedim.

  • iki hafta önce maaşlı gezegen koruyucusu ilanı yayımlayan nasa'nın kendisine aşağıdaki mektubu gönderen 9 yaşındaki jack davis'e gönderdiği yine aşağıdaki cevaptır.

    --- spoiler ---

    sevgili nasa, adım jack davis ve gezegen koruma memuru pozisyonu için başvurmak istiyorum. dokuz yaşında olabilirim ama bu işe çok uygun olduğumu düşünüyorum. bunun bir nedeni kız kardeşimin bana uzaylı demesi. ayrıca izleyebildiğim bütün uzay ve uzaylı filmlerini seyrettim. marvel'ın s.h.i.e.l.d ajanları dizisini de izledim ve siyah giyen adamlar filmini de seyretmek istiyorum. bilgisayar oyunlarında çok iyiyim. daha gencim ve bu yüzden de bir uzaylı gibi düşünmeyi öğrenebilirim. saygılarımla,
    jack davis
    galaksi koruyucusu
    dördüncü sınıf
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    sevgili jack, duyduğuma göre 'galaksi koruyucususun' ve nasa'nın gezegen koruyuculuğu pozisyonuyla ilgileniyormuşsun. bu harika! gezegen koruyuculuğu görevimiz oldukça havalı ve çok da önemli. dünya'yı ay'dan, asteroidlerden veya mars'tan getirdiğimiz numunelerdeki mikroplardan korumakla ilgili bir iş. aynı zamanda güneş sistemi'mizi sorumlu bir şekilde keşfetmeye devam ederken, gezegenleri ve uyduları bizim mikroplarımızdan korumak da görev tanımının bir parçası. her zaman bize yardımcı olabilecek geleceğin bilim insanlarına ve mühendislerine kapımız açık. o yüzden umarım çok çalışır ve okulda başarılı olursun. ileride bir gün seni burada, nasa'da görmek ümidiyle! saygılarımla,
    dr. james l. green
    gezegen bilimi müdürlüğü direktörü
    --- spoiler ---

    kaynak

  • sempati duyduğum mütevazi ses sanatçısı

    gelelim sempati duymama ve mütevazilik sebebine;

    2001 ya da 2002 yılında yapılacak rumeli hisarı konserine (hani şimdi sahne yerinde cami olan yer) hazırlık yapılmakta ve rahmetli abim o dönem rumeli hisarı konserlerinin ses-görüntü işlerini yapan firmada ışıkçı olarak çalışmakta (abim: ilker - firma: staras). sabah erkenden çalışma başlamış ve öğleden sonra ertesi gün yapılacak konserin son düzeni kurulmuş. derken tarkan prova için rumeli hisarına gelmiş. provanın sonunda herkes iyice acıkmış. catering firması tüm çalışanlara her zamanki gibi soğuk sandviç ve meyveden oluşan yiyecek servisine başlamış. fakat o sırada tarkan'ın kulisine koca bir tepsi yemek servisi çıkmış; içinde yok yok. abim "gözümüz kaldı tepside" diye anlatırdı ki rahmetli çok güzel yerlerde yemek yemiştir; belirteyim. neyse tepsi kulise girmiş ve birkaç dakika içinde aynı şekilde çıkıp diğer çalışanların (abimlerin) önüne gelmiş. hemen ardından da tarkan gelmiş. herkesin içinde da soğuk sandviç ve meyve istemiş ve "bu tepsideki yemekleri de hepberaber yiyelim" diyerek tüm çalışanlarla birlikte yemek yemiş ve tüm ekibi kalbinden vurmuş.

    not: ne bir tarkan konserine gitmişimdir, ne de bir kasetini / albümünü almışımdır. vefatının üzerinden 14 yıl sonra abimi anarken bu hatırası aklıma geldi. paylaşayım istedim.

  • ekşi sözlük'te günün talihlisi. şimdi 3233512361064 yazar arka arkaya sabah kadar onu komik bulmadıklarını yazacaklar. aynı tanımın 1001 haline şahit olacağız ahali. hazır mıyız?

    (bkz: lets go)

  • kaybettim diye dusunmeyin.. bence kazanmışsınız. 215 bin tl 4 yıllık özel üniversite parası bile değil. bir eğitime gittiğinizi düşünün, öyle birşey öğrenmişsiniz ki bu öğrendiğinizi uygularsanız hayatınızın geri kalanını kurtaracak altın değerinde bir kural. ha diyebilirsiniz ki bu bilgiyi bu kadar para kaybetmeden de kazanabilirdim. hayır oyle değil. hayat, herkese en bilmediği en zayıf olduğu yerden soru sorar. siz en zayıf noktanızı 215 bin ile kapatabilirseniz büyük şans. birçok insan en zayıf noktaları ile ilgili çok daha büyük bedeller ödüyor. gelecekte asla bu 215 bin tlyi geri yerine koymak icin ugrasmayın. üniversitenin parasıydı öğreneceğinizi öğrendiniz bitti. parayı üniversiteden almaya calisirsaniz diplomanızı iptal ederler.