hesabın var mı? giriş yap

  • bu meyve yenmeden kokar, yendikten sonra terle kokar, cisi kokutur, boku kokutur. oyle bi menem bi seydir. elinizde durian varken singapur'da otobuse veya metroya binmek yasaktir. cogu alisveris merkezine de almazlar.

    dis kabugu manyak gibi dikenlerle kapli olan durian'in icinden de medet ummamak gerekir. lakin cinlilerin cok sevmesini, dunyadaki herseyi yemek ile ilgili olan hirslarina ve durian'in "yeme beni" demesine bagliyorum. inat etmis adamlar.

    ha bizde de pastirma var ama ugruna savasa giderim, o ayri.

  • yahu hala gül gibi teoriyi geçmişsiniz, "maymunla mı akrabayız?" diye üzülüyorsunuz. lan ben amcamla dayımla akrabayım onu napıcam?

  • başlık: tavuk+döner+ayran 1 lira'ya yedim soruları alayım

    1. yıkanmamıştır diye yeşillik koydurtmadım. ketçap mayonez ve turşu koydurttum.

    8. 1 lira'yı yerim daha iyi amk.

  • bu videoda görülen tek şey, seküler ve laik insanların ne kadar medeni olduğudur. şu tiplere sabır göstermek, yarın gelin konuşalım demek falan bunlar ciddi medeniyet göstergesi.

    bunun tam tersi olsa, mesela ben gidip camide ateizm tebliğinde bulunsam acaba böyle medeni bir karşılık görür müyüm? soru bu.

    debe edit: öncelikle; ülkenin şu içler acısı halinde, insanın çok rafine bir alan olan ekşi sözlük'te dahi olsa kendisi ile aynı düşüncelere sahip insanların varlığını görmesi kadar umut veren bir durum yok. o sebeple tüm güzel insanlara teşekkür ederim.

    sonra;
    (bkz: minik eymen'e yardim ediyoruz kampanyasi)

  • alışılagelmişin dışında bir yöntemdir.

    talebeyim, bir hastanın tansiyonunu ölçtüm, biraz yüksekti. hocaya durumu anlattım, tuz verelim dedi. “ama hocam” diyecek oldum, tuz ver oğlum benden daha mı iyi bileceksin dedi.
    hemşireler bir kaşık tuz yalattı. 10 dakika sonra bir daha ölçtüm. hocam tansiyon daha yükselmiş dedim. bir daha tuz verelim dedi. ama hocam bütün kitaplarda diyecek oldum, en iyi ben bilirim bu işi dedi ve hastaya tekrar tuz verildi. hasta kıpkırmızı oldu, artık hastanın gözlerine bakamıyorum bile ama dayanamadım bir daha ölçtüm tansiyonu. tansiyon tavan. .
    hocam hasta gidiyor dedim. artık eminim tansiyon ilacı verecek ya da en azından tuz vermeyecek. hayır bu benim yöntemim dedi. dünyada ilk kez ben uyguluyorum. daha çok tuz verin. gözlerime inanamadım. ama yine tuz verdiler. hastanın bilinci gitti, acilen bir şeyler yapmak lazımdı..

  • müslüm gürses'i nerede sevdim ben biliyor musunuz?

    bir gün ona şaka yapılmıştı. müslüm baba'nın orkestrasına darbukadan hiç anlamayan bir adam oturtmuşlardı (sözde asıl darbukacısının eşi doğum yapmış). neyse işte müslüm gürses hazırlandı, şarkı çalıyor falan..ama darbukacı tam anlamıyla içine ediyor şarkının..müslüm gürses baktı böyle 1-2 falan olmuyor..durdurdu..inanılmaz sakin bir şekilde problemin neden kaynaklandığını sordu darbukacıya... sonra tekrar denediler, tabii yine olmadı falan..müslüm gürses yine çok sakindi. hatta ona darbukayı öğretmeye çalıştı kendi yanına gidip, ne yapacağını anlatmaya çalıştı falan..“çok basit bak yapabilirsin” falan dedi, cesaretlendirmeye çalıştı adamı. ne bilsin adamın ona şaka yaptığını… sonra tekrar..sonra tekrar.. darbukacı her seferinde şarkıyı katlediyor... bu durum uzun bir süre devam etti fakat baba en ufak bir kelime etmedi, hiç de sinirlenmedi. hatta en sonunda şakayı planlayan program sunucusu ayaklandı ve yalandan baya kızdı darbukacıya "beyefendi yapamıyorsanız gidin" falan dedi, ortalığı biraz karıştırmak istedi. darbukacı da "tamam o zaman ben gidiyorum" falan dedi kalktı ama orada baba devreye tekrardan girip "darbukacı gidemeeeeeeeezzz" dedi, yine destek çıktı adama ve bu durumu orkestranın içinde eritebileceklerini falan söyledi.

    hani bu şakayı planlayanlara göre normalde müslüm baba'nın zıvanadan çıkması ve olayların komik bir hal alması planlanıyordu ama o kadar naif ve ince bir adam vardı ki karşılarında, umdukları gibi olmadı.

    ben işte ilk kez orada çok sevdim onu. inanın o şakayı bi bülent ersoy'a veya muazzez abacı'ya veya bi ibrahim tatlıses'e falan yapsaydınız, verecekleri tepki çok başka olurdu. elleri ayakları falan titrerdi. bağırır çağırırlardı adama..belki iki dakikada kovarlardı. tam da şakacıların arzuladığı şeyler gerçekleşirdi.

    düşünmeden hızla kalp kıran, empati yoksunu insanları sevmem ben. müslüm gürses öyle değildi ve yine her zamanki gibi iyiler önce gitti.

    bazen isyan ediyorum bu sıralamaya. ruhun şad olsun baba.

    not: bu arada ilgili şaka şuradan izlenebilir.

    edit: link yenilendi. uyarısı için @scarletletter'e teşekkürler.
    edit2: link bir daha yenilendi (niye sürekli kaldırıyorsunuz ulan müslüm gürses şakasını internetten). @rahatsizadam'a teşekkürler.

  • 'kız olsam ilk sana verirdim' dediğim kişilerden uzaklaşmak. hak iddia edip amıma koyarlardı valla.