hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokulda arkadaşım özcan, dayısının dükkanından beş tane imitasyon yüzük getirmiş ve sınıfa dağıtmak istemişti. sınıfın tüm kızları yüzüklere bayıldık. hepimiz atladık. kura çekilmek durumunda kaldı ve bakın allah'ın işine ki kura sonucunda o beş yüzük sınıfın en güzel beş kızına gitti. ben ise kuraya girememişim bile. listeden ismim silinmiş. ihtimal ki özcan silmiştir. siz tanımazsınız özcan'ı. iyi çocuktu. en azından benim yanımda silmedi ismimi.

    çalıştığım okuldaki 7 senelik zümre arkadaşım adımı hala bilmiyor. sürekli yanlış söylüyor. ancak sene başında gelen manolya hanımın ismini 34 dakika içinde ezberledi. öğretmenler odasında masanın bir ucundan öbür ucuna "manolya hanım! nasılsınız? simit ister misiniz?" diye bağırdı geçen. ben araya girdim. "ben isterim mehmet hocam" dedim. "aaaa tabii, buyrun arzu hocam" dedi. ismim arzu değil. ama yine de iyi hocadır mehmet hoca. siz tanımazsınız. bana simitini verdi.

    üniversitede hangi erkekten vize-final notu istediysem ya reddedildim ya da karşılığında yemek ısmarlamak zorunda bırakıldım. ben de en son baktım, son paramla da gidip adamlara pizza alır hale gelmişim, gittim notları hep efsun'dan istedim. sınıftaki erkeklerin hepsi istisnasız tüm notları efsun'a verirdi. efsun'un lacivert gözleri vardı. siz tanımazsınız. sayesinde çok not topladım. iyi kızdı.

    bavulumu her zaman kendim taşırım. toplu taşımada her zaman ayakta dururum, genelde yanımdaki hanımefendilere yer verilir. kızlı-erkekli ortamlarda her zaman benim değil etrafımdaki kızların anlattıkları dinlenir. öz be öz biyolojik annem, seneler önce: "anne ya şu resimdeki kız güzel mi sence" diye soru yönelttiğim zaman: "yok be. sen bile daha güzelsin" demiş biridir.

    ki siz annemi tanımazsınız. iyi kadındır annem. bana sevdiğim yemekleri yapıyor.

    düzeltme: harf hataları.

  • "...ancak dersanelerle başlayan süreçte takınılan anlamsız tavırlar pek çok vicdan ehlini rencide etti" diyerek gerçekleşendir.

    öncelikle hakan şükür "vicdan ehlini rencide etti" kalıbını 3 farklı cümlede kullansın, bugün bilet alıp pensilvanya'ya el öpmeye giderim.

    sonrasında;

    bre adam senin seçildiğin yerde, 6 ay önce, ortalık birbirine girdi. milyonlar sokağa döküldü. o zaman vicdan ehli rencide olmadı da birkaç kişi çıkıp dershanelere laf edince mi oldu?

    insaf yok, anladık bunu da allah korkusu da mı yok?

  • arabın yağı fazla bulması olayıdır. ha burdan erdoğan ve adamlarına sesleniyorum bunu dedim diye sakın beni öldürmesinler ha.

  • aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
    fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.

    nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
    "ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".

    tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.

    geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
    bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.

    aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.

    borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.

    patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.

    fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
    mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.

    herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.

    aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?

    ***

    aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
    - efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
    - ne zaman gelecek adam?
    - saat 11:00'de.
    - 11:00'de gel al parayı.
    - saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
    - 11:00'de gel 11:00'de.
    - neden illa ki 11:00?
    - yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
    - efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.

  • iniş sırasında pilot "sayın yolcularımız iniş takımları açılmıyor pamuk eller cebe ehe mehe" desin, hostes kızlarımız da para toplasın.

  • hitchcock ile fotoğraf çekimi okunası bir anıdır kendisinin:

    "alfred hitchcock ile yaptığımız çalışmayı unutamam. onun çekimi biraz sıkıntılı olmuştu. ayaklarını ön plana alarak bir fotoğraf çekmek istedim. hitchcock da rejisör falan olduğu için, fotoğraf işlerini de iyi biliyor. karşımda kurnazca hareketler yapıyor. sabah 11.00’de başladığımız çalışma hiç unutmuyorum akşam 5’te bitti. bana kızdı başlarda, sevmedi ama sonra alıştık birbirimize. şakalaşmaya başladık. baktı ki, ben ondan daha matrak biriyim, rahat rahat çalıştık sonra. ben de içimden: 'yahu ben, picasso’larla falan çalışıyorum. sen de kim oluyorsun? sen hitchcock isen ben de ara güler’im diyorum."

  • "...her maça ülkenin milli takımını kaos içnde hazırlamayı vazife edinmiş, kendisi ile çekişen, hatta söylediklerinin anlamını çözemez hale gelen bir ombudsman izlenimi veren, ülke içinde tartışılır hale gelen, saygıyı, sevgiyle değil de korku ve tehditle almaya çalışan sayın fatih terim, son 3 yıldır hiçbir şey vermediğin türk futboluna belki de en iyi katkıyı emekli olarak verebilirsiniz..."

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/…inanmiyoruz_40244230

  • yapılan baskının amacı, amerika birleşik devletleri'nin pasifikteki hakimiyetini kırmaktı. japon birleşik donanmasının komutanı amiral yamamoto isoroku yapılacak saldıryı büyük bir dikkatle planlamıştı. çünkü saldırı başarıya ulaştığında japonya güneydoğu asya'yı, endonezya takım adalarını ve güney pasifiği kolayca ele geçirebilecekti. 23 kasım 1941 günü komutan yardımcısı nagumo çuiçi komutasındaki 6 uçak gemisi, 2 savaş gemisi, 3 kruvazör ve 11 destroyerden oluşan bir filo ile hawaii'nin yaklaşık 440 kilometre kuzeyindeki bir noktaya doğru hareket etti. saldırı bu noktadan 360 uçakla gerçekleştirildi.
    yerel saatle ilk japon uçağı adaya 7:55'te varmıştı ve kendisine ağır bombardıman, torpido ve avcı uçaklarından oluşan 200 uçaklık bir filo eşlik ediyordu. bu saldırının ilk dalgasıydı ve japon uçakları amerikan savaş gemilerine ağır bir darbe indirdi. "arizona", "california" ve "west virginia" isimli gemiler battı, "oklahoma" ise alabora oldu. yaklaşık 45 dakika sonra gelen ikinci uçak dalgası ise "maryland", "tennessee", "nevada" ve kuru havuzda bulunan "pennsylvania" isimli gemilere ağır hasar verdi. buna ek olarak 10 amerikan gemisi daha battı ya da alabora oldu. 140 amerikan uçağı ise hurdaya döndü. askeri kayıplar ise ölü 2300 olmak üzere toplam 3400'dü. japonlar ise sadece 5 küçük denizaltı ve 29 uçak kaybetti.
    pearl harbor baskını amerika'nın büyük okyanustaki donanma ve hava gücüne büyük bir darbe indirdi. ancak o sırada pearl harbor'da bulunmayan pasifik donanmasına ait 3 uçak gemisi baskından kurtulmayı başarmıştı. "arizona" ve "oklahoma" dışındaki diğer savaş gemileri ise tamir edilerek yeniden hizmete sokuldu. ayrıca japonlar adada bulunan petrol depolarını yok etmeyi başaramamıştı.
    baskın amerikan kamuoyundaki tarafsızlık yanlısı görüşlerin hızla gerilemesine yol açtı. nitekim 8 aralık 1941 günü amerikan senatosu japonya'ya savaş ilan etmeyi kararlaştırdı.

  • aybike ve berat efe harf sırası olarak yukarıda olduğu için oylamaya ilk katılan yabancılar oyları onlara basmış. devamında da oyları yüksek olduğu için yukarıda kalmaya devam etmişler ve tek amacı trollemek olan seçmenler, herhangi birine oy attıkları için oyu en yukarıdakilere basmışlar. böylece aybike ve berat efe seçimin favori adayı olmayı sürdürebilmiş. sürü psikolojisi gibi bir durum da var tabi.

    özetle seçimde net bir şekilde haksızlık var.
    seçimin kapalı oylamayla tekrarlanmasını talep ediyorum. demokrasi kazanacak!