hesabın var mı? giriş yap

  • avrupa'nın türkleri dışarıda tutmak için bulduğu çözümlerden birisidir. domuz yemeyen türkler ülkelerine giriş yapmasın diye sabah akşam her yeri domuzlu ürünlerle bir güzel kokutuyorlar. hatta teşvik amaçlı belediyeler evlere bedava domuz eti gönderiyor. yoksa yedikleri yok ha, sırf şekil olsun diye ürünlerini satın alıyorlar.

    not: hatta bu sabah tren istasyonunda gördüm. temizlik görevlisi kılığına girmiş bir tip yerleri domuz yağı ile silip bir yandan da üstlerine "işlem tamam hans" diye onay veriyordu. "ooooh biraz da şuraya domuz süreyim", "hmmmmh şuraya da domuz koyayım".

  • pek çoklarına göre; iyi ressam, iyi dost, kötü sevgili olarak tanımlanmasının yanında; benim sadece, tutkulu aşık diye tanımlayacağım adam.

    diego’dan frida’ya:

    sevgili frida’m, bir nilüfer açar açmaz başlıyorum seni sevmeye. içimin derin kuyularına kadar çekiyorum kokunu. kucaklaşıyoruz, ülkeden ülkeye geçiyor terimiz. ömrümüz yer değiştiren bir sokak, baştan sona yürüyoruz aşk kalarak. seni düşündüğüm her yerde bir incelik ve güzellik anıtı. yeryüzü çayırları ve dağlar, mavi bir kıpırtıyla uyanıyor her sabah. senin göğüslerindeki süt, gözlerindeki tuz; yeni yeni ağaçlar büyütüyor. sevmek de böyle bir şey frida. bizi bekleyen anılara yürürken, bir kadın da kuşları süpürüyor arkamızdan. ah frida’m! dudağımı dudağınla ıslatıyorum, bir çivi daha düşüyor çarmıhtan…
    senin bu ellerin diyorum, sevimli bir kır çocuğu ve serin çarşaflara sinmiş beyaz uyku. unutmak bir kalp ağrısı değilse eğer, senin ellerin ten bilgisi frida.
    sevgili frida’m, gülümsüyorsun ya, güneş biraz daha yaklaşıyor dünyaya. iki şehir birden seviniyor. hep bekledik, bazı yaralar geç iyileşiyor frida. aşk ki, eski defterleri karıştırma hevesidir ve biz bu gürültüler içinde arıyoruz kişiliğimizi. ahşaba oyulmuş mektup gibi yüzümüzden başlıyor bir uçurumun derinliği. özlüyoruz frida, sesin sesimdeki pası silecek kadar incelikli. nasıl olsa alışıyor insan, masumiyet gizli bir kötülükmüş. yalnızlığın tarihi de böyle bir şey frida. fısıltıyla öpüşür bütün çiçekler ve tam zamanında gelir ölüm. geç kalmamak için hiçbir şeye, haydi bir daha gülümse…
    senin bu ellerin diyorum, esmer bir şarkıya benziyor. sabır, dilenmenin tersten okunuşu değilse eğer, senin ellerin kusursuz deli frida.

  • hasta olan arkadasla baglanti kurdum en kisa zamanda bana tahlilerini yollayacak.

    bu konuda dunyada en kompetitif cerrah tampa florida'daki norman parathyroid center'in kurucusu jim norman'dir. adamlarin ununu bu hastaliklar ile ugrasan herkes bilir.

    eger metastatik ise dakarbazin ile kemoterapi mumkun. ayrica vincristin ve cyclophosphamide ile chemo da verilebilir.

    ayrica metastatik yayilim sinirli ise radyasyon, radio frequency ile ablasyon veya cerrahi debulking mumkun.

    ayirca hypercalcemia icin sensipar yeterli degil. denisumab yada zoledranic acid kullanmak gerek buna ek olarak.

    ama desigim gibi hastalik metastatik mi degil mi daha belli degil. hastaligin evresini ogrendikten sonra kendisi ile cesitli opsiyonlari konusucaz.

  • 1995 yılında çıkan cartel'in cartel adlı şarkısında geçen 25 yaşında 100 binlik araba sözünde bahsedilen 100 bin'in döviz cinsi marktır.

    euro geçişinden sonra mark bir süre euro ile birlikte kullanılmış sonrasında 2002 yılında 1.95 alman markı=1 euro olarak sabitlenmiştir.

    1 euro = 10.24 tl
    1 mark = 10.24 / 1.95 = 5,25
    100.000 mark = 525.000 tl

    sonuç: 26 senedir konu aynı.

  • -hayatım ne oldu?
    -neye ne oldu?!
    -ne biliim yüzün biraz solgun gibi...
    -nasıl yani, kötü mü görünüyorum?
    -yok hayır ne ilgisi var?
    -ne yani ilgisi yok mu?
    -ya üff, hasta mısın?
    -yaa hastayım evet, var mı diyeceğin!
    -nooldu şimdi ya?
    -neye nooldu? karnım ağrıyo tamam mı?
    -tamam...
    -ne demek tamam, benim canım acıyo diyorum!
    -peki ne yapayım, ilaç ister misin?
    -hayır, hiçbişi yapamazsın, yapamazsın!
    -ağrıkesici vs. ister misin?
    -hayır istemem, kimyasal ilaçlar kullanmamalı demiyo muydun sen?
    -evet de hastasın diye!
    -yaa başın ağrıdı di mi, çok mızmızlandım...
    -ya ne ilgisi var şimdi, senin için...
    -yok yok istemiyom, hiçbişi yapma benim için!
    -.....................
    -bana çikolata alsana...

  • 15-20 dkdir hareket edemeyen tren. secimlere yetistirecegim diye insanlari tehlikeye atan zihniyete yakisir bi skandal. bakkal olamayacak adamlar ulkeyi yonetiyor anasini satiyim.

  • zırtlan ete gelmiş*, avurtları çökük halinden eser kalmamış*. tv'ye çıkacak diye traş da olmuş ha benim zırtlanıma. ya kesin yarışmamıştır mk artizi diye düşünürken programa misafir olarak gittiği söyleniyor, yine arazi reis. hasan can kaya'nın 40 milyona ev aldığı yerde bu adamı mercekle arıyoruz. adam millete küfrede küfrede ev yaptırdı kendine*, senin tespitlerinle beylikdüzü satın alınırdı aah ah*
    .. dön şu ramadan'da dualarımız kabul olsun artık*..

    debedit: referans karikatürler eklendi :m

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • kult film minyatur calismalari bir haftadir empire, io9, the 501st legion ve bilimum diger organizasyon - yayin kurulusu - sirketin facebook sayfasinda paylasilan, onlar tarafindan tweet edilen, bu sekilde beni de (gereksiz yere belki ama olsun, bana ne oluyorsa) gururlandiran eleman. helal olsun.

    soz konusu calismasinda en sevdigim nokta da, sadece basit bir sekilde filmleri minyatur tarzinda cizmis oldugunu degil, gercekten iki farkli kulturu sentezlemis oldugunu hissettirmesi (en azindan bana).

    aklina, emegine saglik.