hesabın var mı? giriş yap

  • bir yerde taksiciler vs mordor olsa mordor tarafını seçerim. taksiciler vs thanos olsa thanosun köpeği olur, şıklatacağı parmaklara manikür yaparım. net.

  • yazıklar olsun ya. orası acil. kayıt yapan maskesiz kişilerin ses tonundan bile belli bir aciliyeti olmadığı. şov yapıyorlar, milletin sağlığını tehlikeye atıyorlar.
    allah yardımcısı olsun tüm hekimlerin. sen yıllarca oku, emek ver. ne saygınlığın kalsın, ne hayat kaliten. çok yazık.

  • ben yan pisuvarda biri varken zor işiyorum, kadın binlerce insanın önünde şarkı söylerken şelale gibi işiyor. hayret ettim gerçekten...

  • sıkıntılı bir evliliğin son demleri.
    allahın günü evden kovuyor filan. para yok pul yok, sığınacağım kimse yok. düşmanıma bile dilemediğim bir kardeşim var, kocamdan beter. kocam almaya geldiğinde tıpış tıpış geri dönmek zorunda kalıyorum. onur gurur yerlerde.
    yaklaşık 3-4 yıl kadar sürdü bu durum. iş bulamadığım için boşanamıyorum, aile evine sığınamıyorum, aşağılanıyorum, psikolojim dibe vurmuş.
    kpss'ye filan girmiş, atanamamıştım.
    açıktan atamalar vardı, adliyenin sınavına başvurdum.
    hiç kızmayın, döne döne referans aradım, bulamadım.
    yaradana emanet girdim mülakata.

    açıklanan 55 kişilik nihai listenin 55.sırasında ismimi gördüm. mucize kısmı bu.
    evraklar toparlandı, istenen belgeler ayarlandı filan, başlayış yapmanız için çağıracağız dediler, başladım beklemeye.
    durdular durdular, tam da doğum günümde çağırdılar, memuriyete girişim doğum günümde oldu. bu da doğaüstü olan kısmıydı.

    kimilerinin beğenmediği, basit, değersiz bulduğu o kıytırık memuriyet benim hayatımı kurtardı. kelepçelerimden, mecburiyetlerimden, ezilmekten kurtardı. o beğenilmeyen üç kuruş maaşım beni zalime minnet etmekten kurtardı. doğum günüm ikinci kez miladım oldu.

    15 yıldır hem doğum günümü, hem mesleğe girişimi kutlarım. doğum günümde aldığım terfim en güzel doğum günü hediyemdir 15 yıldır.
    ekleme: ilk debem. çok teşekkür ediyorum.
    kocamı boşadım. aile evine de donmedim. kardeşimle iletişimi kestim. kimseye minnet etmeden sıfırdan hayatımı kurdum. muhteşem bir hayatim var.

  • bu boktan satış stratejisi ayrı tartışılır ama şok market çalışanlarına üzülüyorum gerçekten.

    bugün sigara almak için şok'a gittim. kasada bir tane kızcağız önümdekilere yalvar yakar “bir tane piko alır mısınız” diyor. istemeyenlere lütfen, prim alamayacağım yoksa, bir tane alın falan diye kendini acındırıyor.

    sıra bana gelince kıza sordum. o bölgede 13 tane şok market varmış. aralarında piko satmak için yarışıyorlarmış. en çok satan markete de prim veriyormuş merkez. her hafta sanırım başka ucuz bir ürün sattırıyorlar böyle yalvar yakar, dilencilik yaptırarak.

    yazık değil mi lan insanları bu hale getirmek. ne vicdansız iğrenç insanlarsınız siz. yok bir de başka şok markete gitsem, orada da başka biri böyle yalvaracak. ondan alsam bu kez önceki kız prim alamayacak. yapacağınız işe sıçam.

  • o gün eskişehir'den izmir'e gidiyorduk. daha uşak'ta yol tıkanmıştı ne olduğuna anlam verememiştik. bayram değil seyran değil, üstelik haftaiçiydi. bu konserin yol açtığı tıkanıklık olduğunu ertesi gün gazetelerde okumuştuk. afyon afyon olalı öyle bir kalabalık görmemiştir. ben o zaman queen falan bilmediğimden anlam verememiştim. kıymetini ancak şimdi anlıyoruz. bugün afyon'a freddie mercury'nin heykeli dikilse yeridir.

    edit: "uşak afyon'dan önce gelir" diyenler. maalesef uşak'tan izmir'e kadar geliş şeridi tıkalıydı. afyon üzerinden gitmemiştik zaten. eskişehir'den izmir'e afyon üstünden gitmenin yolu uzatmak dışında hiçbir manası yok. buradan dediklerimin sahihliğini sorgulayanları kınıyorum.

  • william wallace hakkındaki ilk hikayeyi, yaşayıp ölümünden 169 yıl sonra, kör harry diye bir ozan yazmış. ancak bu hikayede pek tabii ki tarihi yanlışlıklar varmış.

    william wallace, alan wallace adlı bir soylunun oğluymuş ve babası zenginmiş hacılar. zamanına göre eğitimli bir savaşçıymış. filmdeki gibi fakir bir çiftçi değilmiş yani. yalnız kendisinin şanssızlığı second son olması, yani bir abisi varmış ve ünvan ve toprak pek tabii ki abisine gidiyormuş. bu çocukçağız da hayatını kazanmak zorundaymış yani. tarihi belgelerde adına ilk olarak bir criminal raporda rastlanıyormuş. şarap çalan birinin yanında görülmüş. hırsızmış ya.

    kör harry'nin şiirine göre, wallace karısının ingiliz şerifince öldürmesi üzerine başkaldırıyor. ancak bu şiirin ilk baskılarında karısından hiç bahsedilmiyor. hatta wallace'ın evli olduğuna dair hiç kanıt yok ve hiç çocuğu da yok. zamanında bi aile, para verip şiiri tahrip ettirerek kendisini onun soyundan göstertmek istemiş. ortaçağ yazmalarına göre, 1297 yılında, richard diye bir şövalye ve william wallace, ingiliz şerifini öldürmüş. wallace, lider değilmiş. şövalye richard'dan emir alıyormuş.

    iskoç erkekleri, o zamanlar kilt giymezlermiş. onlar daha sonra icat edilmiş. aslında ingilizlerden farklı bir giyim tarzları yokmuş. yüzlerini maviye de boyamazlarmış. stirling savaşında da filmdeki gibi kıyafetler yokmuş. ve stirling'de de komuta aslında onda değil, andrew diye başka bir şövalyedeymiş. nehirde kıstırmışlar adamları. pusuya düşürmüşler. stirling kalesindeki kazılarda, dokuz savaşçı çıkarmışlar, beşi iskoçmuş. nehirleri geçerken, hançerli adamların atların altına girip atları öldürdüğü, üstündeki savaşçıyı aşağı çekip hançerleyip boğduğunu ortaya çıkarmışlar. çoğu iskelette, günümüzde ancak bir araba kazasında olabilecek kırıklar varmış. bu da savaşın şiddetini açıklıyordur herhalde. kıyım olmuş resmen. bu başarıdaki aslan payı andrew abimizin olmasına rağmen, kendisi savaşta ölümcül bir yara alıp ölmüş.

    wallace bu zaferden sonra, şövalyelik nişanı ve iskoçyanın koruyucusu ünvanı almış. sonrasında ingilizlerin kasabalarına vs saldırmış. ancak öyle york'a morka girmemiş yani. ayrıca prenses isabelle ile ilişkisi falan da olmamış. o yıllarda prenses fransada ufak bi kızmış.

    neyse, 1298 yılında uzun bacaklı edward kocaman bir ordu toplayıp falkirk denen yerde iskoç ordusunu savaşa zorlamış. savaşta 150-200 iskoç süvarisi, 2000 kişilik ingiliz süvarilerinin önünden kaçınca, ingilizler iskoçların ebesinin amını tersten göstermiş. savaşta sadece 2 ingiliz atlısı ölmüş ama iskoçlar perişan. wallace kıyımdan önce kaçmış. falkirk savaşını kaybedince, wallace'dan koruyucu ünvanını almışlar.

    savaştan sonra wallace, fransa kralına elçi olarak gitmiş. 1302'de edward fransızlarla, iskoçlara yardım etmeyeceklerine ilişkin bir anlaşma imzalamış. 1304'te de tüm iskoçlar boyun eğmişler. william wallace hariç. kralın diğer soylularla buluşmasına gitmeyi istemiş ama, öldürüleceğinden korktuğundan gitmemiş. sonra iskoç soyluları bunu kumpasa getirip yakalamış. edward tarafından ihanetten yargılanıp suçlu bulunmuş. londrada asılarak öldürülmüş, cesedi dört parçaya ayrılarak çeşitli yerlerde sergilenmiş.

    kör harry, wallace'ın hikayesini, iskoç-ingiliz savaşını körüklemek için yazmış. çünkü kral 3. james'in barış yapmasını istemiyorlarmış. zamanın iskoç soyluları, sınır ötesi bir savaştan çok kar ediyorlarmış. böylece savaş propagandası olarak wallace'ı kullanmışlar.

    diğer bir şey, wallace'ın dev kılıcı olayı. sergilenen kılıç onun kılıcı değilmiş. üç farklı kılıcı birbirine ekleyip millete wallace'ın kılıcı diye yutturmuşlar.