ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bu tarz benim
-
tv8'de bir yarışmacının nereye gidiyorsun sorusuna 'nihat odabaşı'nın çekimine gidiyorum' diyeceğine 'nihat hatipoğlu'nun çekimine gidiyorum' dediği yarışma. ahahahahahaha.
benim neden işim gücüm yok.
sokak röportajında herkesi tokatlayan genç
-
z kuşağıdır.
henüz ideolojisi oturmamış olsa bile ülkede olup bitenlerin bilincinde olması, gündemi takip edip çıkarımlar yapabilmesi bile gelecek için umut vaadediyor. ben 18 yaşındayken dünyadan haberim yoktu.
meyve nektarı
-
meyve suyuyla birbirine karıştırılmaması gerek. ben markette satın alırken hepsi aynı şey sanıyordum ama işler öyle değilmiş.
meyve suyu dediğimiz şey tamamen meyveden oluşurken meyve nektarı dediğimiz şey için aynı şey söylenemezmiş. meyve suyundaki meyve oranı %100 ama şöyle de bir gerçek var ki her meyve de meyve suyu olmak için uygun değil. mesela vişne, kayısı, şeftali gibi meyveler kıvam/tad gibi sebepler nedeniyle meyve suyu olmaya uygun olmadığı için bunlardan elde edilen meyve suyuna istenilen kıvamı ve tadı tutturmak için su ve belirli bir miktarda şeker ekleniyor. işte bu da meyve nektarı demek oluyor.
kaynak içinse tık tık
sigmund freud'un en güzel sözü
-
"insanların büyük çoğunluğu, hayran olacakları, karşısında boyun eğecekleri, onlara hükmedecek ve hatta bazen kötü davranacak bir otoriteye ihtiyaç duyarlar."
mutluluk dediğimiz şey - sigmund freud
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: inönü stadı.
beşiktaş - dinamo kiev maçının başlamasına yaklaşık 1 saat kadar kalmış. beklemedeyiz.. yandaki elemanın telefonu çalar:
(aslında monolog)
- efendim.. he he söyle geldin mi?
- ...
- tamam nerdesin şimdi?
- ...
- nerdesin lan bağır biraz..
- ...
- atkı mı?
- ...
- siyah beyaz atkı mı var? (sessizlik - mavi ekran) kapat kapat mesaj atıcam sana.
+ noldu lan ne atkısı?
- siyah beyaz atkı var boynumda, görmüyor musun diyor sığır. sanki mençıstır - çelsi maçındayız. dur şu dangalağı bulayım da geleyim..
acemi asker komutan diyalogları
-
kisa donem askerligimin 4. ayi mevsim bahar olmus. dortlu yuruyus kolunda egitime giderken uzman bagirir "saaayyyy"
boluk her sol adimda baslar saymaya
boluk: bir
boluk: kiii
boluk: ucc
boluk: dorttt
kuzgun: bess
uzman: kim lan o 5 diyen
kuzgun: benim guray uzmanim (ne bok yedim gene amina koyyim..)
uzman : sen kadir yarbayin yazicisi degil misin?
kuzgun: evet guray uzmanim
uzman: ictimaya, egitime falan gelmiyodun sen. hayirdir?
kuzgun: cok kilo aldim guray uzmanim. malum bahar da geldi ufak ufak takilicam buralarda musade ederseniz.
uzman: iii bi daha olmasin.
uzundonem: ulan ben yapsam olumu dirimi #?!*#$?*diniz...
yarım bardak suya 20 bin avro
-
40 bin avroluk eserim:
http://i.imgur.com/f5lcgn6.jpg
alternatif link: https://eksiup.com/8fe71401c657
link güncellendi.
kahveden önce kahverenginin ismi neydi sorunsalı
-
başlığı açan kişinin genç, heyecanlı, fıkır fıkır fikir ve merak insanı olduğunu beyinsel aktivitesinin çabaları sonucunda oluşturduğu bu sayfadan anlıyoruz. böyle kişileri severim ve bu kişiyi de kutlarım ki böyle bir başlık açmış. altına da kahveye bu toprak insanlarının 500 yıl önce kavuştuğunu belirterek, kahvenin bilinmediği dönemlerdeki kahve ile ilişkili anılan rengin nasıl ifade edildiğini söylemiş. pek de güzel etmiş. sonrasında bazı kişiler de şöyle veya böyle akıl oyunları sayılabilecek yanıtlar ile mevzuyu süslemişler. eh onlar da pek iyi yapmışlar. ancak gel gelelim konunun maksada eren kısmına değinen çıkmamış. niye? çünkü araştırma kısmı sınıfta kalmış diye düşünüp konuya ilişkin mevzuya ait bilgiyi kısaca sunalım:
kahvenin osmanlı'ya gelişi en yaygın ve kabul gören kısmıyla; kanuni sultan süleyman (1520–1566) döneminde yemen valisi özdemir paşa vasıtasıyla imparatorluk başkentine geldiğidir. bir başka görüşe göre ise 1555 yılında halepli iki tüccarın taht-ül kale (tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde osmanlılar kahveyle tanışmıştır. yani kahve ile osmanlının tanışması 16. yüzyıldadır.
(bkz: http://www.turkkahvesidernegi.org/…-kahve/195/674/0)
16. yüzyıldan önceki tarihi vesikalar incelendiğinde sözkonusu renge "fındıki" denildiğini görüyoruz. bu kelime köken itibarıyla farsça olup fındık kabuğu rengi demektir.
(bkz: https://tr.wiktionary.org/wiki/fındıki)
fındık kabuğu rengi neden kahvenin bilinmesinden sonra sonra değişti? en evvel işte onu bence konuşmak gerekir.
kadının karizmasını dağıtan şeyler
-
(bkz: periscope)
ilk buluşmada yapılmaması gerekenler
-
ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.
(gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)
ikinci el araç satışlarından binde 5 vergi
-
alıcı öder. zamlar hayırlı olsun.
ankara'nın her konuda istanbul'un gerisinde olması
-
(bkz: behzat ç. vs rıza baba)
19 nisan 2022 ekşi sözlük ümit özdağ rezaleti
-
~ türk yargı sistemine > "türkiye yargı sistemi" diye başlık açan bir "türk" kelimesi rahatsızı,
~ "türkiye 4'e bölünsün" şeklinde başlık açarak, subliminal üniter devlet karşıtı alt mesajları veren,
~ "zeytin dalı harekatı'nın gereksizliği" argümanı ile başlık açıp, pyd'ye yapılan operasyonları gereksiz gören,
~ şehit olan polis ve askerlere "katledilen" ifadesini kullanan
~ "fırat çakıroğlu şehit değildir" yazan,
~ "atatürk'ün şapka devrimi vizyonsuzluğu" diye başlık açıp, atatürk'e atatürk diyemeyip, mustafa kemal yazıp duran ve devrimi kötüleyen,
~ entrylerinde devamlı türk milliyetçilerine saldırmış olan,
birinin açtığı başlık. şimdi bunları toplayın. ortaya çıkan sonucu siz bulun.
edit: başlıkları nasıl buldum? entrylerini en çok favorilenenler butonunda sıraladım. çok araştırma yapmadım.