hesabın var mı? giriş yap

  • aramızda ne kadar duyumcu, vurdumduymaz, komplo teorici, okumaktan aciz olduğunu da gözler önüne seriyor.

    1) 2009 yılında, şunun veya bunun gibi servislerden sadece tc kimlik numarasıyla sorgulama yapılabiliyordu.

    aynı zamanda aynı bilgilere o dönem ysk'nın kendi sitesinden, sadece tc kimlik numarası girerek ulaşmak mümkündü.

    (ki yine tc kimlik numarası ve babasının adını bildiğiniz birinin mahallesini bulabilirsiniz).

    2) buradan bir kişi, sıradan bütün kayıtları görüntüleyerek kaydediyor. burası hem sadece tc kimlikle arama yaptıran, hem de servislerinden 50 milyon+ kere veri çeken vatandaşa "hayırdır" demeyen ysk'nın aymazlığı.

    3) daha sonra bu kişi, bu bilgileri internette şifreli olarak tutuyor. bu şifreli verileri okuyup arasında arama yapacak bir araç yazıyor. bu aracı da 2010 yılından itibaren el altından hukuk büroları vs. gibi, bir kişinin adresinin işe yarayabileceği sektörlere satmaya başlıyor.

    4) daha sonra bu ekip yakalanıyor. bu servisin veritabanı, şifreli haliyle internetten çekilip yerel olarak çalışacak şekilde dvd'ler halinde tekrar satılıyor. yavaş yavaş internete de düşüyor, ama veriler halen şifreli halde olduğu için yine arama aracı kullanılmak zorunda.

    5) bu verilere thecthulhu nickli, muhtemelen rusya kökenli bir kullanıcı ulaşıyor. bunu türkiye'nin emniyet birimi verileri adıyla duyuruyor. anonymous'a ait bir hesaptan 15 şubat 2016 anonymous türkiye tweet'i olarak duyurulunca popüler oluyor. hem halen veriler şifreli, hem de kendi aracıyla çalıştırmak zahmetli olduğundan çok popüler olamadan unutuluyor.

    - daha sonra bu veritabanı üzerinde uğraşıp şifre kırma çalışmaları yürütülüyor. (bu arada artık cleartext olarak yayınlandığına göre not edeyim: farklı bir index ile pad'siz base64 kullanarak şifrelemişler).

    6) şifrelemeyi kaldıran birisi turkish citizenship database adıyla dosyayı postgresql veritabanı yedeği olarak paylaşıyor. bu dosyanın içinde bütün veriler şifresiz, açık olarak yazmasına rağmen 6.5 gb'lık boyutu yüzünden, windows'taki popüler metin editörleri tarafından açılamadığı için çoğu kişi bunu açmayı da başaramıyor. hatta ulaştırma bakanı "öyle bir şey yok" diye açıklama yapıyor.

    7) sadece veritabanını kullanan ve basit bir arayüz yapan birisi, önce https://thanksgiving.epicm.org/, sonra https://thanksgiving.who.ec/ adresiyle basit bir web arayüzü yazıyor. bu aşamadan sonra herkesin girebilmesiyle (bu arada servisin sahibine göre herkes'ten kasıt online olan 2000-3000 kişi - bu açıdan halen insanların ne kadar haberdar olup olmadığını düşünebilirsiniz) popüler oluyor.

    ---
    halen buradaki adresinde oturan çok kişi tanıyorum. özellikle bana göre sosyal medyada ve halkta infial yaratan sapıklar vs. risk altındalar. bundan sonra 19xx doğumlu x.y.yi bulmak çok da zor olmayabilir. buradaki tc kimlik numaralarıyla çok önemli olmasa da bazı işlemler yapılabiliyor. yine buradaki bir tc kimlik numarasıyla akraba bilgilerine de ulaşılabiliyor.

    2010'da yaşanan kpss kopya skandalına, o dönem bas bas bağırıp adalet istememize rağmen, o dönem soruşturma açmayıp 6 sene sonra açanlar, yine 6 sene öncesinin adaletini vermeye çalışabilirler ancak. hatırlarsınız, yine tc kimlikle sorgulama yapılabiliyor olduğundan karı-koca cemaatçilerin kpss'den tam puan aldıklarını öğrenmiştik. bunun üzerine ösym'nin yaptığı ilk şey, bu iddiaları soruşturmak yerine sınav sonuçlarının sadece tc kimlik yerine şifreyle öğrenilmesini sağlamaktı.

    yine bunun çalınmasının üstünden 7 sene geçmiş, çalınırken önlememişsiniz, satılırken önlememişsiniz, dağıtılırken önlememişsiniz, internete yüklenirken önlememişsiniz, halen de kör taklidi yapıyorsunuz diyorsunuz. pes demek lazım sadece.

  • kısaca diyor ki ;

    eğer dolar almak isteyenler ile dolar bozdurmak isteyenler çok olursa elimizde dolar veya tl yok diye geri çevirmek olmaz. ben size bir miktar dolar ve tl vereyim. piyasa işlem hacmi yüksek olur da yine yetişmezse elinizdeki miktar rahat olun ben size daha veririm.

    bunu yapma sebebine gelince ;

    eğer bankaların ellerinde vatandaşa veya yatırımcı kişilere verecek dolar veya tl olmazsa bugün git yarın gel mi diyecek, hayır. banka diyecek, eyy diğer bankalar bende tl yok veya dolar yok. bana borç verir misiniz ? onlarda diyecek veririz ama sen ne vereceksin. faiz vereceğim diyecek. borç verecek banka bu sefer olmaz diyecek normal faizle vermem bu parayı normal faizden daha fazla faiz öde ki alasın parayı. bu sefer paraya sıkışan öbür banka gelecek diyecek ki " kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum. " böylelikle faizler uçup gidecek.

    kısaca mb 2001 krizinde gecelik borç verme faizlerinin %7500'ler seviyesine çıkması gibi bir durumu önlemek istiyor. o zamanlar sabit kur rejimi olduğu için merkez bankası sürekli rezerv bozdurarak doları sabitliyordu. elinde para yoktu ve bugün yapılanı yapamadı. ancak bugün bu hamleyi yapabiliyor ancak bu duruma ne kadar dayanabilir orası muamma.

  • bir çok kez dunyanin en iyi birasi seçilmis trappist birasidir, guncel satis miktari iki kasaya ve plaka ve telefon bekleme sureside 60 gune cikmistir.

    (bkz: resneli geyik) adli kullanicinin bok atma girisimlerine cevap olarakta sunlari soylemek isterim; sint-sixtus rahipleri 1838 den itibaren bu birayi kendileri için yaparlar sonra ihtiyaclarini karsilamak icin gelen misafirlerinde begenmesiyle birlikte bu birayi satisa cikarirlar, ikinci dunya savasindan sonra bir bira fabrikasina biralarini yaptirmak için karar alirlar.
    1946'da sint bernardus ile 50 yilligina anlasirlar ve polonyali trappist uretim uzmani rahibi isin basina verirler, manastir ve fabrika arasi 15km ve bu rahip her gun gidip uretimin basinda yerini alir, 1992 de atp (authentic trappist product) sertifikasini almak için manastir ve fabrika anlasmazliga duser ve bir tantana yasanir, sertifika için en onemli sartlardan birisi uretimin manastirin çatisi altinda olmasidir.

    sint bernardus mayayi verdi vermedi, sint sixtus westmalle'dan ve sint bernardus sint sixtusten aliyor mayayi gibi soylemler coktur, ama rahipler tarifi 100% kaptirmamislardir, internetten iki bira kiyaslamalarini acip bakabilirsiniz cogu gurme 95-99% arasi benzetir iki birayi fakat westvleteren 12'ye top class, world class derler.

    kaynak, sint bernardusun kendi sitesi : https://www.sintbernardus.be/en/brewery/history

  • 1 eylül 2022 celal şengör'ün ifadeye çağrılması'na cevaben gerçekleştirdiği savunmadır.

    " bu değerlendirme bilimsel bir değerlendirme olup tarihi bir gerçeklik taşımaktadır" denilen savunmada "sayın cumhuriyet savcısı sadece wikipedia'ya bile bakmış olsalar ne demek istediğimizi anlar" ifadeleri kullanıldı. wikipedia’dan yapılan alıntılar savunmada şöyle yer aldı:

    "musa'yla ilgili ilk yazılı kaynak babil sürgünü sırasında üretildiği düşünülen metinlerdir. bu metinler musa’nın yaşadığına inanılan dönemden yaklaşık olarak 1000 yıl sonrasına denk geliyor ve musa veya kutsal kitap ile ilgili bazı anlatıların babil-sümer anlatıları ile benzerliklerine de ışık tutabilir. (…) musa'nın doğumu ve büyütülmesi ile ilgili anlatılan öykülerin bir kısmı akad kralı sargon, hint en:karna ve yunan oedipus öyküleri ile örtüşür, yani belli ki masalsı bir karaktere yakıştırmadır. (…) 21. yüzyılın başlarında arkeologlar, ibrahim, ishak veya yakup'u güvenilir tarihi şahsiyetler yapacak herhangi bir bağlam kurma umudundan vazgeçtiler.

    prof. celal şengör’ün savunmasında bütün bunlara ek olarak nuh tufanı’nın da masallara dayandığı anlatıldı:

    şengör’ün 2003'te dünyanın en prestijlilerinden olan amerika jeoloji derneği tarafından yayımlanan bir kitabında nuh tufanı menkıbesini detaylı olarak inceleyerek onun da 1875'ten beri pek çok eski ahit uzmanı, asurolog, tarihçi ve arkeoloğun da defaatle yayımladığı gibi—tamamen sümer, asur ve babil mitolojilerine, yani masallarına dayandığını, sözde dünyayı kaplayan bir tufan için jeolojik en küçük bir iz bile bulunamadığını belgelemiştir.

    şengör'ün eserinin orijinalliği ilk defa sümer, akkad, babil, yunan ve eski ahit anlatılarını sütunlar halinde dizerek bir ‘deneştirme şeması’ oluşturması olmuştur. şengör'ün şeması hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde nuh tufanı menkıbesinin eski mezopotamya masallarından türediğini ispat etmekte, kendinden önce pek çok bilim insanı tarafından zaten ortaya atılmış bu görüşü desteklemektedir. bu şema dilekçemiz ekinde sunulmaktadır. "

    dipnot: (bkz: benim manevi mirasım ilim ve akıldır)

  • work&travel ile 2013'te chicago'ya gittiğide uno chicago grill'de 3 ay boyunca garson olarak çalışmıştım. işte o zaman aralığında her gün yeme imkanına, hem de bedava, sahip olduğum mükemmel bir pizza çeşidiydi. yalnızca tek bir parçası benim ebatlarımdaki (186 cm boy ve 80 kg ağırlık) bir insanı 3-4 saatliğine tok tutmaya rahat yeter. yanında ise favori içeceğim tabiki mountain&dew'dur.

  • çölüne dön !

    böyleleri bulundukları yeri ortadoğu bataklığına çevirmek isterler ama sefa sürüp insan gibi yaşamak istediklerinde ilk adresleri batı olur!

  • fatih sultan mehmet köprüsünde motosikletinin ön tekerini kaldırıp gitmeye çalışırken köprü korkulukları ile bariyer arasına savurulup olay yerinde hayatını kaybetmiş sürücüdür. motosiklet kazadan sonra tam 250 metre sürüklenmiş.
    böyle insanlara üzülemiyorum, hiçbir trafik canavarının ölümüne üzülemiyorum elimde değil.
    neyse ki, başka birine sebep olmadan sadece kendi gitmiş. allah rahmet eylesin ne diyelim.

    kaynak

    ek: instagram hesabı tespit edilmiş, paylaşımları zaten fazla söze yer bırakmıyor. adam bildiğin elinde bombayla yaşıyormuş, neyse ki başkasına atamadan üstünde patlamış: https://www.instagram.com/bygastroo/

    not: çok bilmişlere ithafen. çocukken ailesinin yarısını bir trafik magandası yüzünden kaybetmiş insanım. nefret de kusarım içimi de kusarım. gram acımam böylelerine. ondan ne farkın kaldı demiş, kimsenin hayatını tehlikeye atmamak olabilir mi mesela? bu magandalar sizin ailenize de dokunsun da sonra sevgi pıtırcığı olun.

  • marketler biraz daha ucuza veriyorlardı. yani devlet diyor ki vatandaşı biraz da ufak esnaf siksin.

  • rotring rapid
    faber castell super fine

    kalem-uç işbirliğinde 27cm'lik 31 çizgi çizildiğinde 0,5cm uç tüketiliyor.

    27x31=837 cm,837 santimetrelik kullanımda 0.5 cm uç tüketiliyor.
    1674 santimetrelik kullanımda 1cm uç tüketilir.
    bunu 1km çizime oranlarsak;
    60cm uzunluğunda uç tüketilir.

    bir kutu faber castell super fine (24lük) 24 adet 7.5cm uzunluğunda uç içermekte.

    24x7,5=180
    kutudaki tüm uçları uç uca koyarsak 180cm eder.

    bu hesaplara göre 1 kutu uç ile 3km çizilebiliyor.
    100km'de 34(aslında 33 küsür) kutu uç tüketilir.

    söz konusu ucun tanesi 1tl.
    100km uzunluğunda yazı yazmak veya çizgi çizmek isteyen bir rotring rapid kullanıcısının uç maliyeti 34 lira olacaktır.
    40 yapmıyor malesef:(
    not:uç kırılmaları ihmal edilmiştir.

    vw golf'ün sitedeki teknik verilere göre genel yakıt tüketimi 5lt/100km.
    benzine 5tl kabul edersek;
    golf'ün yakıt maliyeti 25tl.

    sonuç:vw golf,kalemden bile az yakıyor.
    (bkz: swh)

    debe editi:
    (bkz: larende anadolu lisesine kitap topluyoruz)
    (bkz: antalya'daki yoksul aileye yardım kampanyası)

  • önce at, sonra bağır.

    dikkat ediyorum, her seferinde önce bağırıyorlar, hedefi alarm durumuna geçiriyorlar, gardını almasına yol açıyorlar, sonra da ayakkabıyı fırlatıyorlar.

    yanlış. bin kere yanlış.

  • "askerlik yapmak benim vatana olan borcumdur, onu ödemeliyim." diyemiyorum. o kadar yüksek vergiler ödedikten sonra devlete bir borcum kaldığını düşünmüyorum. beni 60 kişilik sınıflarda bok gibi hocalarla eğitmiş devletin bana bir faydası olduğunu da düşünmüyorum.o kadar eğitim aldıktan sonra hiçbir özelliği olmayan ego manyağı subayları tatmin edecek olmak bana çok ağır geliyor. askerlik yapmamak istemem ne korkudan ne cesaretsizlikten; sadece bu ülkenin vatandaşlarından böyle bir fedakarlık isteyecek yüzü olmadığını düşündüğüm için.

    mesela bugün askerlik şubesine gitmem gerekti ve bir noktada şube başkanı komutanın imzası gerekli oldu. adam dışarı çıkmış; 30 dakika bekledik bir sürü kişi. adam gelmeden önce zil çalınıyor, adamın kapısını falan açıyor erler o derece. adam odasına girdi; öyle oturdu keyif yaptı falan. bir 30 dakika sonra imza bekleyenleri içeri çağırdı. "gel", "dur", "ne var", "al", "git", "kimden aldıysan dosyaları ona ver". adamın kurduğu cümleler bu. "sen kimsin lan artist?" demek o kadar geldi ki içimden adama. altı üstü kıytırık bir askerlik şubesinde başkansın başka bir şey değilsin. ne bu artistlikler? erlerle "çay", "bana cevtel bul", "kapat" tarzı konuşmalar. azıcık saygı göstersen ölür müsün, rütben mi düşer biraz saygı göstersen insanlara! bu gibi adamların ordunun çoğunu oluşturmasından dolayı ben bu ordudan nefret ediyorum arkadaş. nerede o düşmana karşı tek yürek olan ordu, nerede bu bir özelliği olmayan heriflerin gençler üzerinden egolarını doyurdukları sözde ordu.

    itiraf ediyorum, ordunun yönetim kadrosundan nefret ediyorum.