ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayata dair iç burkan detaylar
-
sürekli farklı şekillerde karşınıza çıkan yalnızlık. hemen hemen her detayda gizlidir. işten eve geldiğinizde, çay içtiğinizde, bulutlara baktığınızda, tıraş olduğunuzda yada çok farklı herhangi bir eylemde, her yerde...
bin tl geliri neden söylediğim aşikar
-
yardım kampanyasını ciddiye alacak saflıkta birinin insanların beyniyle ilgili endişelendiğini de öğrendiğimiz beyan. vergi kaçakçılığının da es geçilmesi için laf salatası yapılmış. arsızlık ve aptallık örneği bir açıklama.
ale
-
ale ile lager mayaları farklıdır. ale mayası fermentasyonda damacanann üstünden başlayarak alkol üretirken, lager (bizim efes) alttan mayalanır. ale mayalanması 2-3 hafta arasında tamamlanır ve doğal ya da yapay gazlanma işleminden geçer geçmez tüketilir. yapması ve üretmesi kolaydır. fermantasyon için oda sıcaklığı olması yeterlidir.
lager (alman-çek ekolü) aynı sürede fermantasyonu tamamlamakla birlikte fermantasyonun 11c derece civarında (mayadan mayaya fark gösteriyor) olması şarttır. bu yüzden modern teknoloji ve klimalı sistemler öncesi almanlar yılın belli bir zamanında (yaz sonu) bu işe girişirlerdi.
fermantasyon bitince 48 saat oda sıcaklığına çıkarılıp (di-asetil dinlendirme) ardından 1c de 6-8 hafta saklama (almanca lagering = depolama) gerektirir.
meydan savaşına iki saat geç gelen ordu
-
ciddiyetsiz bir ordu. tam iki saattir bekliyoruz ankara ovasının soğuğunda. 10 bin kişi it gibi titriyoruz yeminle. sümüğümüz burnumuzda donuyor. aa bir baktık bizim düşman ordusu hiçbir şey olmamış gibi sallana sallana geliyor karşı tepenin ardından. şeytan diyor, 'sok şu mızrağı göğüslerinin ortasına'... o derece sinirlendim yaa !!
tam iki hafta önce haberleşmişiz. elçiler göndermişiz karşılıklı. gününü, saatini, yerini belirlemişiz. arsa sahibine kapora vermişiz. her şeyi ayarlamışız. ama bu nasıl bir laubalilik, nasıl bir ciddiyetsizlik anlamıyorum. yahu 'savaşmayacağım, canım istemiyor' de anlarım. zorla çağırmadım ki buraya sizi. ama kardeş ülke işte. atsan atılmaz, satsan satılmaz. karakteri böyle bunların. savaşın başlamasına 5 dakika kala 'fazla mızrağı olan var mı' diyen adamlar bunlar. acımayacaksın böylelerine işte ama neyse... biz onurumuzla savaşımızı yapalım.
- hücuuum !!!
ios 12
-
bir kaç saat önce yüklediğim işletim sistemi. şunu fark ettim ki hız konusu abartılacak, lansmanda şak şak alkışlara sebebiyet verecek gibi değil. android işletim sistemli telefon kullanan arkadaşlar bilir, geliştirici modunu açtığınız zaman pencere açılış kapanış animasyon hızını ayarlayabiliyorsunuz bu da size uygulamarın daha hızlı açıldığı hissini veriyor. gözlemlediğim hızın %80ni animasyon %20si bahsedilen performance adjustments.
not: iphone 7
sözlükçülerin psikolojik durumları
-
"dokunsalar ağlayacaksın ama hiç dokunmuyorlar".
yaran okul müdürü sözleri
-
lise yıllarından:(
-evladım tamam anladık her şeyin içine ediyorsunuz..
tuvaletlerin niye dışına ediyorsunuz..
kadının kendinden yaşça küçük erkeğe aşık olması
-
türevleriyle beraber inceleyelim;
* kadının kendi yaşında bir erkeğe aşık olması => (aşık olduğunuz erkek şu an 4-5 yaş küçük, hatta daha da küçük kızlara yazıyor. lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz.)
* kadının kendinden yaşça küçük erkeğe aşık olması => (bkz: açmayın teyzeler)
* kadının eğitim, kültür, görgü, kariyer, para vırt zırt açısından kendinden daha berbat durumdaki bir erkeğe aşık olması => "vay salak!"
* kadının kariyer, sosyal statü, para açısından kendinden üstün bir erkeğe aşık olması => "vay sınıf atlamaya çalışan paragöz!"
* kadının kendinden uzun erkeğe aşık olması => "vay bodur!" *
* kadının kendinden zayıf erkeğe aşık olması => "vay koca dötlü! adamı da mı yiyeceksin?"
sonuç: (bkz: napak ölek mi pampa)
dünyanın gelmiş geçmiş en güzel gözlü kadını
-
tabiki afgan kızı'nın gözleridir. gerisi fotoşoplu, makyajlı ekran barbisidir.
bağırsak kanseri
-
kurtulanlar arasına adımı yazdırmama az bir vakit kalan illet hastalık
gururla ve sevinçle edit: tahlil sonuçları geldi. kurtuldum!!!
(ama diyete bir süre daha devam etmem gerekiyormuş)
11 yıl sonra gelen edit: lan her şey düzeldi, iyi gidiyor falan derken bu meret bu sefer belden aşağı vurdu. sağ testisi aldırdık. hasta yatağımdan bildiriyorum.
büdüt: en beğenilen entrim bu ya, kaderime mi küssem, ssg'ye mi sövsem bilemedim.
hemşire yatma zamanı dedi
-
çoğ enteresan bir keşfim:
the nurse said "bed time!"
"bed time" said the nurse
"bed zamanı" said the nurse
bed zamanı said nurse
bediüzzaman said nursi
açıklayın hadi!!?
coca cola'yı üretim yerine göre alan insan
-
ağzının tadını bilen insandır. ambalaj üzerinde son kullanma tarihinin önünde büyük puntolarla üç harfli kod var. bunlar ürününüzün hangi fabrikadan çıktığını belirtiyor.
ank - ankara
elz - elazığ
mrs - mersin
brs - bursa
crl - çorlu
kmp - izmir
denediklerim arasında en güzeli elazığ fabrikasından çıkan kolalardı. asit/aroma güzel oluyor. ankara fabrikası da bazen güzel denk getiriyor fakat tatlandırıcı tadı hissediyorum.
arkadaşlarla kola alırken elz olmasına dikkat ediyoruz. daha iyisini bulana kadar en iyisi bu
not : inşaatçı mısın, pamuk tarlasında ırgat mısın ne kolası içiyorsun diyeceklere peşinen not düşelim. evet rezalet zararlı bir içecek biliyorum. arada bir kaçamak yapıyorum sadece. eskiden çok içerdim…
üniversiteli gençlerin yüzde 60'ı cünüp geziyor
-
(bkz: hep azınlıkta olmak)
gece sıçarken ses olsun diye terlikle yere vurmak
-
sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.