ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kadınların bir erkekte baktığı ilk yer
gençlik 30'da mı 35'te mi biter sorunsalı
-
biz bitti demeden bitmez...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ilay (4 yaşında)...
ilay: anne çişim geldi.
romica: git yap kendi kendine, aaa büyüdün artık.
ilay: ya yaparım da, tuvalette nikroplar var! sen yaptırt o yüzden.
romica: tamam ben yaptırırım ama onun adı nikrop değil, mikrop.
ilay: ben de öyle dedim, tuvalette nikroplar var.
romica: tuvalette mikroplar var, miiiiiiiii, tekrar et miiiii...
ilay: miiiiiiiiii...
romica: mikrop
ilay: mikrop
romica: afferin, gel elini yıkayalım, neden tuvalletten sonra elimizi yıkarız?
ilay: pis olmasın diye.
romica: evet, neden pis olur peki?
ilay: çünkü tuvalette * nik...
romica: çünkü tuvalette ne var?
ilay: off, bok var!!!
romica:!!%*?!!
fayton atına saldıran pitbull köpeği
-
at ona mama verseydi saldırmazdı
sibel ünli tweeti yüzünden işten kovulmak
-
atılan tweet yüzünden çıkarılması yapılabilecek en hafif şeydir. hiç çaresiz kalmamış gibi insanları sırf ideolojisi yüzünden yaftalar veya suçlarsanız insanlar da tepkisi koyar. bitaksi'yi bu eylemi için kutlarım.
dipçe: düşünce özgürlüğünü savunan yazarlar bana mesaj atıp küfrediyor. ben kurumsal bir firmada calısan biri değilim. sıradan bir insanım. biografisine calıstıgı yerin adını yazıp belki de zamanında o şirketten taksi kullanmış eski müşteriye böyle şeyler söyleyen bir adamı savunmak bir teröristi savunmaktan farksızdır.
acil servis
-
2-3 yıl kadar önce kadıköy shaft'ta canlı dinlediğim ve sound olarak pearl jam çizgisinde olduğunu düşündüğüm rock grubu. bu da tekrar tekrar dinlemek için yeterli bir sebep zaten.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sanırım evrene yolladığım tüm mesajlar kenan evren'e gidiyor. darbe üstüne darbe yiyorum resmen"
the last of us part ii
-
joel olmemis ama sanirim iyice elden ayaktan dusmus yasli huysuz adam olarak cikartacaklar karsimiza zira cekik gozlu arkadasimiz alayci bir sekilde bahsediyordu kendisinden. bu genclerde de hic saygi kalmamis azizim.
ilk izleyiste gozume batan seyler ise craft sisteminin gelismesi ve ilk oyundaki huzur, sessizlik ve duygu yuklu ortamlarin yerini gerilimi cok yuksek savas ortamlarina birakacagi izlenimi.
ilk oyunda bu kadar bagirsak desen, balyozlarla saldiran, 'cannibal'vari hareketler sergileyen manyak manyak insanlar yoktu. yani vardi da kendilerini sakliyorlardi en azindan. hastaliklilar girince geriyordu sadece, insanlar daha insan gibi hareket ediyordu. burada hastaliklilardan ziyade insanlar cok daha psikopat sekilde karsimiza cikacak bence.
dovus sistemi ilk oyun gibi olacak ama oyunun evreninde cok sey degismis gibi duruyor. sahsi kanaatim, umarim bu gerilimli ve gotik atmosfer hakim degildir oyunun geneline. last of us insana oynarken huzur veren bir oyundu her seyden once. bu yapiyi bozmalari cok saglikli olmaz.
edit: kuvvetle muhtemel goruntuler bu derece muhtesem olmayacak bu arada, god of war'da da ayni seyi yapmislardi ilk gameplay video ile oyun arasinda daglar kadar fark vardi.
gece saat 00.48'de ameliyathanede otopsi yapmak
bekçinin 5 bin 71 tl öğretmenin 4 bin 13 tl alması
-
mühendisin 2500 tl alması kadar acı değildir.
1100 tl maaşı beğenmeyen yeni mezun
-
minimum 2500 tl den aşağı kimse çalışmazsa bu gubikler bu paraları teklif dahi edemez.
iş gücünü küçümseyip hayatının büyük bir bölümünü çok düşük ücret karşılığı iş verene satanların sebep olduğu durum.
eleştirmeden hemen önceki övgü düzmecesi
-
sizin gibi gerizekali cahillere bu isin psikolojik arkaplanini vererek zaman harcayamayacagim, zira eksi sozlukteki her 100 kisiden 99unun ekrana mal mal bakacagina bahse girerim. isiniz gucunuz yok mu be, hcibir seyi bilmediginiz gibi iki kelimeyi bir araya bile getiremiyorsunuz. ozellikle sen, seni izliyorum ne zamandir, resmen hiyar gibi yaziyorsun ya. hayvanogluhayvan. ote yandan hayatima da renk katmiyor degilsin ha, boyle sagin solun belli olmuyor, beklemedigim bir bkz veriyosun ya iste o guzel birsey aslinda. keratalar sizi, hepinizi cok seviyorum.
[gorundugu gibi ovgu duzmecesini sona saklamak daha etkili, insani pozitif bir ruh haliyle birakiyor]
damat fincanı
-
ağustos ayında kız istemeye gittik. isteme misteme faslı derken sıra kahvelere geldi. ben tabi heyecanla bekliyorum. acaba sade tuzlu mu yoksa içinde başka mineralleri de barındırıyor mu diye?
neyse kahveyi aldım tabi herkesin gözü üstümde. kahveden bir yudum aldım. yüzümün ekşimesini bekliyor insanlar tabi. ama öyle olmadı normal bildiğin az şekerli kahve. "allah allah acaba anın heyecanı ile tuzun tadını mı alamıyorum" diye düşündüm. bir yudum daha aldım. yooook! bildiğin kahve işte. içtim bitirdim. bu sefer aklıma düştü; "acaba bizim hatun fincanları mı karıştırdı?"
teker teker evdeki herkesi süzüyorum. acaba kime gitti tuzlu kahve diye. herkes halinden memnun.
daha sonra nişanlıma sordum. (evet kızı almıştım olleeey)
-neden tuzlu yapmadın kahveyi?
+ben kezban mıyım lan!
işte ben bu hikayeyi neden anlattım? çünkü kızı aldım oğlum. nişanlıyım ben evde falan kalmadım akıllı olun! *