ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"yanımdan leopar geçse tayt zannedicem amk!"
midyeci ahmet'in eski eşine yaptığı haksızlık
-
bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.
kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.
şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.
ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*
kılıçdaroğlu'nun hekim cinayetini politize etmesi
-
bunu kılıçdaroğlu politize etmemiştir. aksine bu durum baştan sona zaten politiktir. (bkz: giderlerse gitsinler)
ekşi itiraf
-
rezil olmaya doymuyorum.
bugün yeni aldığım kulaklığı telefonuma takıp, 45 dakikalık otobüs yolculuğum boyunca müzik dinledim. dinlediğim şarkılarla moda girdim, kendimi klipte gibi hayal ettim, sesimi çıkarmadan mırıldanarak eşlik ettim, arada bir camdaki yansımamdan kendimi izledim, pek karizmatik buldum kendimi. ta ki ineceğim durağa yaklaşırken kulaklığın tekini kulağımdan çıkarana dek...
kulaklığı çıkardığımda ve müziğin hala oldukça yüksek bir şekilde çalmaya devam ettiğini fark ettim. her ne kadar hala inanmak istemesem de aptal telefonum kulaklığı takmamı umursamamış ve sesi dışarı vermeye devam etmiş. bense yol boyunca bağırta bağırta birbirinden tuhaf şarkılar dinleyen, herkese dinleten, dahası bunu yaparken de kulaklığı kulağında olan ve sallana sallana şarkıya eşlik eden bir embesil tablosu çizmişim.
ölmek istiyorum...
z kuşağının kaçırdığı teknolojiler
-
ulan biriniz de ataride silahla ördek avlamayı söylememiş.
ulan ne teknolojiydi beee! bugün bile böyle bir teknoloji yok :)
muhteşem yüzyıl
-
bu haremdeki cariyeler manyak mı la? sanki harçlıkla napıcaklar. nişantaşına mı gidemiyorlar. bi de ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz diyolar. la yemek bedava yatcak yer bedava zaten halvete de girmiyosunuz. e kıyafetleriniz de saraydan. ne ihtiyacınız var lan.
sessizce yan yana oturacak kadar samimi olmak
-
hiç konuşmadan birlikte saatlerce vakit geçirecek kadar ve hatta bundan tarifi zor bir haz duyacak kadar yakın olmak, benim için herhangi bir insan ilişkisinde ulaşılabilecek en son noktadır.
tanıdığım onca insan içinde karşılıklı olarak bu kadar içten bir sevgi bağı kurduğum birkaç kişi var yalnızca. örneğin kendi kardeşlerimden bile sadece biriyle bu ölçüde derin bir ilişki kurabildim.
bu durumun ne kadar özel bir lütuf olduğunu dün akşam daha bir iyi anladım. favori kardeşimle haliç'teki teknelerden birine binip kalabalık şehirden biraz uzakta, karanlık denizin içinde sessizce yol aldık bir süre. ilk o fark etti, anın tadını çıkarmak ve iletişim kurmak için konuşmak zorunda değildik. hatta bu sükunetin içinde sanki daha da iyi anlıyorduk birbirimizi. huzur tam da böyle bir şey demekti. sevdiğin ve seni sevdiğinden emin olduğun can dostunla yan yana oturup kelimeler olmadan anlaşmak...
çöp bulamayınca çöpü elinde taşıyan insanlar
-
ertesi gün de aynı dünyaya uyanacağını bilen insandır. yediği kaba pislemez.