hesabın var mı? giriş yap

  • fetöyü palazlandıranlara, onlara hizmet ehli diyenlere, yalakalarına ve bilumum tüm fetöcülere karşı her daim kinimiz diri!

    atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı türk gençleriyiz biz!

    sümüklü bir şeyhin peşinde koşacak kadar aklımızı kiraya vermedik!

  • kadın üç aşığı ile beraber odaya kapanır ve işe başlamışlarken malumunuz üzere kapı çalınır. kocasının geldiğini anlayan kadın aşıklarını saklamak için her birini birer çuvalın içine sokar ve kocasını karşılar.

    - hoş geldin kocacığım.
    - hoş bulduk hanım da bu çuvallar ne böyle?
    - bugün pazara gidip biraz alışveriş yaptım bey.
    - hmm ne var bu çuvalın içinde?
    - canlı koyun aldım bey, evin içine etmesin diye çuvala koydum.
    - hmmm… gümm!.. (çuvala bi tekme atar)
    çuvaldan,
    - beeeğeeeee…
    - gerçekten de koyunmuş bi de diğerine bakalım… gümm!..
    - bıt bıt bıdaaaak
    - bundaki de tavuk mu oluyor hanım?
    - e.. evet bey.
    - hmm… bakalım sonuncuda ne var.. gümmm!..
    - … (ses yok)
    gümmm!..
    - …
    adam başlar tekme tokat girişir çuvala ve en sonunda çuvaldan bezgin bi ses yükselir.
    - yaw batates olabiliriiim, soğan olabiliriiim.

  • vizyonlu insanlar için doğru olan sanıdır...

    kıskançlıktan kırılcaksınız ama siz daha yan sokağa gidemezsiniz bu ekonomide.
    dünyayı gezdi insanlar, iş yerinde falan her tatilde avrupa, asya...

    vizyonla alakalı bir durum.

    -cep telefonu, bilgisayar falan okey ucuz değildi ama araba parası değildi mk.
    -içki serbestti, festivaller vardı, dünyaca ünlü konserler olurdu.
    -liselerimizden amerika'nın ivy league okullarına öğrenciler giderdi her sene.
    -her şey pahalıydı ama ay başı misal memur'un kasap ayıydı, ayda 1 olsa da et alınırdı evlere.
    -tavuk kanatları çöpe atardık amk şimdi kemiğini yersiniz açlıktan.

    hep fakir bir ülkeydik ama asla ve asla bugünkü kadar aç ve bugünkü kadar aciz değildik. öyle bir tweetle falan sana diz çöktürecekler yoktu.

    olm eti geçtim, kuruyemiş yiyemiyorsunuz lan gelmiş bize bok atıyorsunuz ahahaha...

    taksimde sabahlamak, beşiktaş'da takılmak, kadıköy sahilde gezmek falan %100 güvenli ve sıfır araptı olm...

    ya tatile herkes gidebilirdi demiyelim ama bugünkünden çok daha fazla insan giderdi.
    otele parası yetmeyen pansiyonda kalırdı, şimdi pansiyonlar butik otel diye resortlardan pahalı amk.

    tatile giden var mı baba parası olmadan harçlıklarla?
    olm bizim lisede babası apartman görevlisi olan çocuk vardı, devlet okulu hata olmasın.
    interrail yaptı universite 2'de para biriktirip.
    bugün 7 sülalesi birleşse gidemez, para çöp ve değeri yok.

    neyse yazarsam daha fazla, sinirken kendinizi silkersiniz diye susuyorum

    debe editi: arkadaslar amacim siyaset degil sadece gozlemlerim. daha guzel bir ulke mumkun, her kim yonetirse yonetsin. uzuntum buna, dunyayi geziyorum is icin, gelire gore en pahali gidanin turkiye'de olmasina uzuluyorum.
    bana kizmayin, yonetenlere kizin. oy verdiyseniz hesabini sorun, bu illa istifa demek de degil. tuttugunuz takimi elestirince rakip takimli olmuyorsunuz. sevgiler

  • (bkz: canım kardeşim) hastalığını öğrenen kahraman ile arkadaşı arasındaki konuşmadır benim için.

    -bana bak, sana bir şey söyliyim mi?
    -söyle
    -kimseye söylemek yok ama!
    -iyi ya söylemem.
    -yemin et bakiyim.
    -valla billa söylemem.
    -ben ölücekmişim.
    -ne var oğlum bunda yemin ettiricek?
    - hiiiiç..ama abimle halit abim “duydun mu?”
    diye bağırdılar akşam bana. ben de korkudan “duymadım” dedim.
    -sen sahiden ölürsen bilyeler nolucak?
    -ne biliyim ben.
    -bana versene?
    - iyi ya, ölünce abimden alırsın.
    -yaşşa ulan.

    edit: son cümle eklendi. @hamsikola ve @gunebakandolmakalem'e uyarıları için teşekkürler.

  • uçak bilmemkaçbin feetteyken teyzeyle hostes:

    t: evladım kıble ne tarafta?
    h: aşağıda efendim.

  • 2018 senesinde dünyanın en iyi öğretmeni seçilerek 1 milyon doları kazanan kişi olmuş. sanat ve tekstil öğretmeni olarak ingiltere'de alperton'da çalışan öğretmen kendi öğrencilerini "harika" olarak tanımlıyor. çalıştığı okulun olduğu bölge ülkenin en çok etnik çeşitliliğe sahip bölgelerinden biri ve okulda 130'dan fazla dil konuşuluyor. okuldaki öğrenciler oldukça fakir ailelerden geliyor ve çoğu aynı evi beş farklı aileyle paylaşıyor. çocukların çoğu limitli yeteneğe sahip biçimde geliyor. işte bu noktada devreye "en iyi öğretmen" sıfatını kazanan zafirakou giriyor. konuşulan 35 dili temel biçimde öğrenerek hem öğrencilerin güvenini kazanan hem de velilerle iletişim kurabilen öğretmen okulu da başka bir noktaya getiriyor. zafirakou, ödülü kazanan ilk ingiliz öğretmen olarak ingiltere'de bu mesleği icra edenlerin gerçekten çok sıkı çalıştığını ve bu ödülü bütün ingiliz öğretmenleri adına aldığını belirtmiş. ödül olarak aldığı 1 milyon dolarla ne yapacağı sorusuna ise; "sabırlı olacağım, düşünüp taşınacağım, eğer okulumuzda sanatı daha da fazla nasıl kullanabileceğimizi düşünebilirsem bu harika olur." demiş.

    zafirakou, sanatın gücü için daha da fazla destek çağrısında bulunmuş ve okulların yaratıcı konularla çocukların hayatında pozitif bir fark yaratabileceğini söylemiş. sanatın öğrencilerin iletişimine de katkıda bulunduğunu ve hatta çok fazla güven verebileceğini ve inanılmaz gençler yaratabileceğini düşünüyor.

    dünya çapında ödüllü bir öğretmenin bu söyledikleri bana kalırsa her eğitim sistemine entegre edilmeye değer ve çok önemli şeyler. darısı başımıza diyorum ve şimdi finalistler arasında yer alan türk öğretmenden bahsetmek istiyorum.

    samsun ayvacık'ta okul öncesi öğretmeni nurten akkuş da ilk on finalist arasındaydı. kendisi zor koşullara rağmen yaptığı öğretmenlik mesleğinde felsefesinin "hiçbir şey imkansız değildir" olduğunu söylüyor. kendisi hiç anaokulunun da bulunmadığı bu bölgede öncülük ederek açtığı okulunun hazırlığı için gece gündüz çalışmış. gerekli materyal bulmuş, boyamış, bir hobi ve spor alanı oluşturmuş öğrencileri için. velilerin de çok memnun olduğu bir işleyişe sahip olan bu okul, zor şartlara rağmen ulusal bir ödül bile kazanmış. sürekli bir çaba ve iyileştirme içinde olan nurten akkuş, çocukların eğitimine olan düşük veli katılımını yükseltmek için "baba, bana bir hikaye anlat" projesine öncülük etmiş ve hem türkiye'de hem de tüm dünyada babaların eğitime katılımına yön vermiş. nurten akkuş, öğretmen olmakla ilgili hislerini ise şu şekilde özetlemiş: "öğretmek benim hayatım. öğrencilerimi ve öğretmeyi çok seviyorum. ben öğrencilerime dünyayı tanımalarını sağlıyorum. onlarla birlikte biz de tekrar keşfediyoruz. bu harika bir şey. çok eğleniyoruz ve onlar bu bilgileri kendi hayatına entegre ediyorlar. böylelikle hayatları bu öğrenmeyle değişebiliyor. bu benim için çok önemli. bu yüzden çok mutluyum öğretmen olduğum için." daha birçok çalışması da bulunan nurten öğretmen halk oylamasıyla türkiye'de yılın öğretmeni olarak seçilmiş 2015 ve 2016'da. aynı zamanda 2017'de de türkiye'nin gelecekte iz bırakan 30 kadını'ndan biri olarak seçilmiş.

    geleceği değiştirecek en garanti yol olan böyle güzel öğretmenlerin artması umuduyla.

    kaynak

  • çok da fifi durumdur.

    birileri dünya sağlık örgütüne türkiye adlı bir ülkenin varlığını ve mevcut siyasi tablosunu hatırlatsın lütfen.

    işlenmiş et de neymiş? ülke komple uranyum gibi amk; hala niye ölmedik ona şaşıyorum.

  • cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.

  • muhabbetşinas biri değildir. açıkçası ben de böyleyim. bu durum bazen beni düşündürmüyor da değil. sonuçta insanlar tarafından yanlış anlaşılıyorum, kötü bir izlenim bırakıyorum diye düşünürüm.

    mesela adam soruyor sana bir şeyler sen de güzel güzel anlatıyorsun; yeri geldiğinde neşeli ve nüktedan aktarıyorsun yaşadıklarını ama iş soru sormaya, muhabbeti tersine çevirmeye gelince hiçbir şey sormuyorsun. o adam senin nereli olduğunu sormuş; nelerle iştigal ettiğini merak etmiş; bunlara yorum getirmiş vs. ama sen her şeyi anlattıktan sonra susup oturmaya devam ediyorsun.

    bazen de ulan ben de sorayım şunun nereli olduğunu diyorum ama harbiden hiç merak etmiyorum lan. sıfır merak yani. adam senin kütük'le ilgili şakalar espriler bile geliştirmiş; sen hiçbir şey sormuyorsun. o yüzden soru sorulmadığı sürece konuşmayan insanı sadece ketumlukla açıklamak mümkün değildir. bazı zaman çoğu şeyi ilginç bulmayan biri de olabilir.

  • sözde muhalif olup reza'ya loca satılmasına olsun ama paramız yok şeklinde bakan beşiktaş taraftarını göstermiştir.
    muhaliflik böyle bir şey değil. bu tarz adamlara loca satıp, kurula almaya niyetlenip halkın takımıyız biz muhalifiz ulan diye ortalıkta dolaşmayın gülerler.

  • ter mi kokuyorum ya?
    +yoo
    -ter kokuyorum gibi geldi bana.

    şaşmaz, karşınızdaki çaktırmadan kendisini kontrol eder.