hesabın var mı? giriş yap

  • bu maç için gençlik ve spor bakanı ile birlikte hakan çelik özel jet ile izlanda'ya gidiyorlarmış. vaktim vardı araştırdım.

    koyduğu fotoğraf;
    https://twitter.com/…lik/status/1138216681036242946

    koyduğu fotoğrafta sadece ve sadece milli takıma destek için gidildiği yazılmış. ayrıca sn. bakan da twitter hesabından "millilerimizin yanında olmak için gidiyoruz" demiş.
    https://twitter.com/…glu/status/1138028261680865281

    fotoğraftaki uçak sanırım tc-cbk kodlu uçak. bu uçak bir gulfstream g550 .
    https://cdn.planespotters.net/…45267_b32eddd16f.jpg

    küçük bir araştırma ile bu uçağın bu uçuş için sadece ve sadece yakıt masrafını araştıralım. bakın uçağın sabit giderleri, havalimanı vergileri, ekip maaşları, uçakta yedikleri içtikleri vs falan değil. sadece ve sadece yakıt masrafı. misalen aşağıdaki sitede verilmiş bilgiye göre konuşalım.
    https://www.sherpareport.com/…t/costs-own-g550.html

    sitedeki bilgiye göre bu uçak saatte 358 galon civarında yakıt tüketiyor ve bir galon yakıt 5 usd. ankara-reykjavik uçuş süresi 5.5 saat alalım. tek yön 10 bin usd bir yakıt masrafı ortaya çıkıyor. bakın daha hiç bir şey dahil değil.

    şimdi girin thy'nin sitesinden istanbul - reykjavik uçuşların fiyatlarına bakın. bu arada istanbul'dan izlanda'ya direk uçuş yok, ancak 1 aktarma ile gidilebiliyor. skyscanner'dan baktığınızda bağlantılı uçuşla 8-8.5 saatlik bir toplam süre çıkıyor. thy sitesinden söyleme sebebim fiyatların anlaşılması. hadi paşalar business uçsunlar. tek yön kişi başı bin-bin yüz dolar'a gidilebiliyor.

    yani iki kişi business class git gel toplam masrafı 5 bin dolar iken, uçağın sadece ve sadece yakıt masrafı 20 bin dolar. ayrıca business class uçuş bedeline bütün masraf dahil iken, şuan belirttiğimiz sadece yakıt masrafı. belirttiğim sitede baktığınızda başka hangi masrafların doğduğunu ve masrafın neredeyse iki katı olduğunu göreceksiniz. ayrıca bu sitede paylaşılan tutarlar 1 sene öncesinin rakamları, güncel bilgilere bakmadım.

    şimdi sorularım şunlar;

    1- sn. bakan ve hakan çelik bu maçı sadece izlemeye mi gitmektedir?
    2- sn. bakanın bu maçı izlemesi elzem midir? milli takıma verecekleri destek nasıl bir destektir yani bir konuşma mı yapacak, ne yapacak yani?
    3- sn. bakanımızın bu maçı izlemekten başka burada yapacağı görüşme varsa bunlar telekonferans vs. yöntemleri ile halledilemez mi?
    4- uçakta başkaları da mevcut mudur ve gitmeleri gerekiyor mu?

    bakın devletin özel uçağı olmasına karşı değilim. özel uçakla uçulmasına da karşı değilim. hatta izlanda özelinde hiç değilim aktarmalı uçuluyor diye. misal çok üst düzey bir toplantı yapılacaktır. ya da atıyorum nato toplantısı vardır. bu uçak 16 kişilik galiba, örn gidecek devlet görevlisi sayısı diyelim 10'dur. ya da misal oradan başka bir ülkeye geçilecektir. yani sonuçta kişi başı tarifeli uçaktan daha ucuza gelecektir. bunu anlarım. ama maç izlemeye özel uçakla gitmeyi anlamıyorum. o gördüğünüz fotoğraf aslında hakan çelik'in halkın vergileri ile selfiesi.

    bakan buraya özel uçakla gidiş masrafını bir spor okuluna harcasa, 10 iyi sporcunun eğitimine harcasa daha iyi olmaz mı? bakan orda diye iki gol fazla mı atacaklar futbolcular anlamadım ki. bakan maç izleyecek diye neden halkın vergisinden belki de 250 bin tl'ye yakın bir masraf yapılıyor? 110 asgari ücretlinin bir aylık geliri bu rakam.

    ilave: thy business class bilet bedelleri de vergi dahil rakamlar. devlet vergi vermediğine göre bin- bin yüz dolar dediğim kısım heralde 600 usd’ye falan gelir.

    maç sonu editi: evet hep beraber bakan takımı desteklesin diye 250.000tl civarında para verdik ve bi güzel yenilip geliyorlar. bakanın totem tutmadı ya da hakan çelik’te bi sıkıntı var.

  • maç sonrası röportajıyla beni güldürmüş genç yetenek.

    spiker: türk milli takımını seçme süreci nasıl gelişti?

    hakan: ben zaten u16-u17'de de milli takım forması giydim. sadece 1 defa almanya milli takımında oynadım. orada da kendimi hiç iyi hissetmedim. arkadaşlık yoktu, kimse birbiriyle konuşmuyordu.

    "insan yemekten sonra bir çay-kahve içer, sohbet eder."

    sen istesen de yapamazmışsın orada, iyi ki geldin.

    edit:facia yasadim uyarmış, imla.

  • romica ile 4 yaşındaki oğlu, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, bir arabanın hızla üzerlerine gelmesi sonucu yaşanan diyalog:

    romica: allah kahretsin çocuk bile umurunda değil hayvanın.
    ege: horoz bu çocuk!
    romica: o ne demek ege?
    ege: babam araba kullanırken horoz bu çocuğu diyor ya!
    romica:!!!

  • dedeler çalışır, didinir, uğraşır iş kurar ve büyütür. babalar bu işi geliştirir daha ileri taşır. 3. nesil de playboy olur alemlere akar. biraz düzgün olanı da klüp başkanı falan olur ve paraları ezerrler. türk burjuvasının yaşam döngüsü budur.

    t: magazinsel bir hikaye

  • kimsenin günahını almak istemem, zamanında feto hakkında yazdığım "sert" yazılar neticesinde terör örgütü kurmak ve yönetmek iddiasıyla 5 gün tutuklu kalıp savcıya savunma verdikten sonra serbest bırakılmıştım. üstelik yine fetönün en güçlü dönemiydi, ve ifademi verdiğim yer beşiktaş 13. ağır ceza mahkemesiydi. yaşı yetenler için, eski devlet güvenlik mahkemesi.

    ancak şu yazılar bana hiç inandırıcı gelmedi. sebeplerin gelirsek, birincisi hiçbir avukat bu kadar baştan savma iş yapmaz. yapıyorsa başka bir avukat bulman lazım, en azından temyize gideceğiz der ya da hakim sana önyargılıysa reddi hakim talep eder, yurtdışına kaç nedir?

    ikinci nokta, fransaya kaçmış olman. malumunuz ne kadar dhkp-c veya pkk militanı varsa ilk fırsatta fransaya kaçar ya da kaçırılır. çünkü fransa bu örgütlere direkt olarak sığınma hakkı veriyor.

    üçüncü ve son nokta, mahkemenin kararı aşırı saçma. savcı mütalaası yok, deliller sunulmamış, görgü tanıklarının (1 tane) ifadesi zaten kendini yalanlamış dolayısıyla hem usulsüzlük var hem eldeki veriler karara yeterli değil.

    dolayısıyla ya arkadaş yalan söyleyen bir militan ya da polisinden savcısına, hakiminden avukatına terör örgütü ele başlarına düzenlemedikleri kumpası kendi halinde blog yazıları olan bir kişiye düzenlemeye and içmiş truman show fanları.

    edit akbayram: arkadaşın diğer entrylerine de baktım, fransa buna gittikten birkaç ay sonra vatandaşlık vermiş :)

  • çorapları pantolonun üstüne geçirip,elleri çaprazlama koltuk altına koyup,peteğin üstüne oturmak.

    bu yöntem yaz mevsiminde ise kenelerden korur bilesiniz.

  • emre kongar'ın bu gün yorum farkı programında ismini vermediği bir üniversite öğretim üyesinin yaptığı tespit. bu öğretim üyesine göre istanbul'da 12 milyon kişi yaşıyormuş. bunların yaklaşık 6 milyonu kadın olsa yaklaşık 3 milyonu 18 - 40 yaş arası çoğunluğu oluşturmaktaymış. bunların yarısı türbanlı olsa türbansız olan 1.5 milyon kadın bulunuyormuş. şimdi polis kayıtlarına göre istanbulda 750 bin vesikalı hayat kadını bulunuyormuş. buna göre her başı açık iki kadından birisi hayat kadını oluyormuş.

    tabii bu öğretim üyesinin adı yakında açığa çıkacaktır. ismi açığa çıkınca kendisine birkaç sorum olacak

    - benim ailemde eşim dahil başı açık en az 10 - 12 yakın akrabam olan hanım var. acaba bunlardan hangileri hayat kadınıdır?

    - kendi ailesinde başı açık kaç kadın vardır? bunların kaçı hayat kadınıdır?

    - hayat kadınları hep başı açık kadınlardan mı çıkar?

    artık üniversitelere bile sokulmaya çalışılan bu zihniyetin daha neler yumurtlayacağını merakla beklemekteyiz..

  • uzun süredir hakkında bir şeyler yazmak istediğim spor.

    senelerdir bireysel olarak uçan birisi olarak bu spora ilgi duyan fakat korkan kişilere bir kaç tavsiyem olsun istedim.

    öncelikle yamaç paraşütünü üçe ayırmak doğru olacak. hobi uçuşu, turistik uçuş ve sportif uçuş olarak. yamaç paraşütü en hafif hava taşıtıdır ve sportif havacılığın bir parçasıdır. ülkemizden de oldukça yetenekli sporcularımız vardır fakat bu başka entry'nin konusudur. sportif anlamda bu spora ilgi duyan kişilerin şahsen başvurması gereken yerler bellidir.

    turistik olarak uçmayı planlayan arkadaşlar, yani tatil yörelerinde tandem uçuş yapmayı düşünen arkadaşlar, yükseklik sizi korkutmasın. yükseklik havacılığın dostudur. aksine alçak tepelerden yapılan uçuşlar genelleme yapmak gibi olmasın daha risklidir. bunun sebebi havada yaşanılacak bir acil durumda, bunu kontrol altına almak için daha az vaktiniz olacaktır. ek olarak yedek paraşüt atıldığı gibi açılan ve salınımı geçen bir sistem değildir. alçak irtifalarda uçmak daha risklidir. bu sebeple babadağ'dan uçarken korkmanız çok doğal ama güvende olduğunuzu bilmenizi isterim. doğru pilotlarla uçuşunuzda hiç bir risk olmayacaktır.

    doğru pilot kelimesi çok önemli, çünkü gözünü karartmış ve işi maddiyata dökmüş pilotlar bazen yolcularını hemen çıkarmak istiyor ve ikinci sortiye yetişmek istiyor. taksici gibi düşünebilirsiniz. geçen yıllarda babadağ'da üzücü bir kaza olmuştu. detay vermeden sis çöken tepeden kalkış yapan tandem pilotu, deniz üzerine gelmeden spiral dalış hareketini yaparak tepeye çaktı ve hem pilot hem yolcu hayatlarını kaybettiler. tekrardan allah rahmet eylesin.

    yolcu olarak;

    tepede dizlik, dirseklik dağıtmayan,
    kask takmayan veya klipsini bağlamayan,
    yarım kask takan, -tepede sürüklenince çeneniz kırılırsa ne yapacaksınız?-
    laubali hareketler yapan pilotlardan uzak durmanızı tavsiye ederim. bu tür pilotlar azınlıktadır. özellikle turistik bölgelerde oldukça azdır çünkü camia içinde de bu pilotlar sert dille uyarılır ve diselimine edilir.

    uçuştan önce pilotunuzla konuşun. size yapmanız gerekenleri zaten anlatacaktır. en basit olarak kalkış ve inişte koşun, otur komutu gelmeden oturmaya çalışmayın. ek olarak kanat kolonlarından tutmayın. tandem pilotluğu tecrübem olmadığı için bu bilgileri pilotunuzdan almanız daha doğru olacaktır. uçuşta akrobasi isteyip istemediğinizi lütfen belirtin. pilotun buna havada karar vermesine müsaade etmeyin. gerçi turistik uçuşlarda yapılan hareketler genel itibariyle akro'dan daha çok nms manevralarıdır. çok nadir pilot sat, infinit, helico gibi akro hareketlerini turistik amaçla uçurduğu yolcusuna yapar. bu hareketleri genellikle t1-t2 sertifikası alırken uçurduğu arkadaşlarıyla yapar, test eder. genellike yapılan hareketler ise derin 360 dönüş ve wingover hareketleridir. wingover dediğimiz bir sağa bir sola dönüş komutuyla beraber yalpalama hareketidir. derin 360 dönüş ise adından anlaşılıyor.

    ne kadar akrobasi isterseniz, uçuşunuz o kadar kısa sürecektir. manzarayı izlemek istiyorsanız pilotunuzdan bu hareketleri yapmamasını talep edin.

    turistik uçmak isteyenler için aklıma başka bir şey gelmiyor.

    gelelim bu sporu bireysel olarak yapmak isteyenlere. baya baya evet siz de uçabiliyorsunuz. bu işin eğitimini almanız şarttır. nereden eğitim alınır, her kurumun eğitimi nasıldır gibi soruları cevaplamayacağım çünkü burada ticari hiç bir yeri zan altında bırakmak istemiyorum. ama şöyle diyeyim, milli sporcularımızın büyük bir kısmı üniversite kulübünden eğitim almışlardır. bu sporu ülkede en iyi temsil eden kurumların bu arkadaşlar olduğunu ve temel olarak en iyi eğitimin de başlıca üniversite kulüplerinin verdiğine şahidim.

    üniversite kulübünde bu sporu öğrenmek ise ayrı bir derttir. çünkü bir uçuş okulu değil öğrenci kulübüdür ve yapmanız gereken/sırtlanmanız gereken çok şey vardır. aksine herhangi bir uçuş okulunda "müşteri" olacağınız için eliniz sıcak sudan soğuk suya sokulmaz. yedek katlamazsınız. saatlerce teorik ders almazsınız. genel amaç en temel eğitimi verip uçuş saati doldurup bir sonraki kurstur.

    altını çizeyim, bu yamaç paraşütüne kocaman bir kaya bağlasanız ve sakin bir havada kaldırsanız uçar. baya uçar. uçmak isteyen bir ekipman. yani kompleks bir mekanizması yok. işin kompleks kısmı bu işi ilerletip aerodinami, meteoroloji gibi anadalları hatim edip uçarken buna göre karar vermek. ama başlangıç aşamasında bu tür işlere gerek yok. maksimum 5-10 dakika uçuş yapacaksınız.

    bu nedenle ileride oğlum bu işi yapmak isterse, kendisini bizzat üniversite kulüplerine teslim ederim. ama çalışan ve hayatında yeni şeyler deneyimlemek isteyen arkadaşlar ne olacak? el mahkum uçuş okullarına gitmek durumundasınız. bu konuda şurası iyidir, burası kötüdür demek bana düşmemekle beraber kararı siz vereceksiniz. hızlıca kurs bitirmeye odaklanmayan, 10 senelik kanatlarla eğitim vermeyen ve deneyimli eğitmenlere sahip uçuş okullarını tavsiye ederim.

    not: 10 senelik kanatla uçulur mu? uçulur. uçtum. önemli olan iyi bakılması aslında ama müşteriyseniz en kaliteli ekipmanı hak ediyorsunuz. ek olarak uçuş okulları genel olarak malzemeye iyi bakmaz. çünkü böyle bir şartları yoktur. gelir elde edebildikleri için yenisini yerine koymaları, üniversite kulüplerine nazaran çok daha kolaydır.

    kesinlikle bazı forumlarda "ben eğitim veriyorum" diyen kişilere güvenmemenizi öneririm. bu kişiler gerçekten kaliteli ve camiada saygı duyulan pilotlar da olabilirken, kimsenin ismini dahi bilmediği sağdan soldan bulduğu ekipmanla öylesine eğitim verenler de var. yani kurum olmadan asla diyorum. bir metodolojisi olan yerler kaliteli eğitim vermek zorundadır.

    spora başladıktan sonra sadece eğitmenlerinizin size verdiği kaynakları ve raporları değil aynı zamanda kendi araştırmalarınızı da yapın. yabancı forumlar ve havacılık otoritelerinde yayınlanan kaza raporlarını inceleyin. uçuşu kafanızda hayal edin. sorunuz olduğunda eğitmenlerinizi darlayın. sporda ilerlemek istiyorsanız en erkenden meteoroloji kısmına başlayın. bir deniz orası. asla %100 öğrenemeyeceğimiz bir alan. ne kadar bilirseniz ileride o kadar iyi termik dönersiniz, bu kadar basit. daha doğrusu termik bulursunuz, dönmesi daha çok pilotaja kalıyor.

    maalesef ülkemizde bu spor için ölüm/yaralama sayısını bilmiyoruz. bu sebeple bu spor türkiye'de güvenli mi değil mi hala idrak edemiyoruz. şahsi tecrübelerime göre, eğitimini -bence- düzgün yerlerden almış ve bilinçli pilot arkadaşlarımın başına neredeyse hiç ciddi kaza gelmedi. yedek atmayı saymıyorum burada. fakat maalesef çok uzaktan tanıdığım veya bir yerlerden duyduğum kişilerin başına ciddi kazalar geldi. birikimleri veya pilotajları hk. bilgim olmadığı için bir yorum yapmak zor.

    herkese keyifli ve güvenli uçuşlar diliyorum.