ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lüks mağazada kendini bir şey sanan tezgahtar
-
kardeşimin yaşadığı bir olaydan örnek vereyim. internetten ayakkabı bakıyoruz, bir camper modeli beğendi, sonra gidip mağazada bakıp denemiş. 'pek beğenmediğini' söylediğinde tezgahtar hayretle bakarak 'daha önce camper kullandınız mı?' diye sormuş, kardeşim kullanmadığını söyleyince tepeden bakan bir tavırla 'belli' diye yanıtlamış.
ne demek belli lan? mecbur muyuz yani camper'ı beğenmeye anlamadım ki ya da camper giymediysek ayakkabı konusunda fikrimiz geçersiz mi oluyor..
hayır bir de camper yani, lüks mağaza sayılmaz, pahalıca ayakkabılar satan bir dükkan..velev ki armani olsun, gucci olsun..velev ki tezgahtarı değil, dükkan sahibi olsun, marka üzerinden birini aşağılamak görmemişliktir, kekoluktur, kimse kusura bakmasın..
ateist
-
"kâfirle dostluk etmek ya da herhangi bir şekilde iletişim kurmak... islâmiyette hiçbir şekil ve koşulda yeri olmayan vaziyet."
ulan hıyar, ateistlerin okuyacağı yerde yazma o zaman. ne iletişim kuruyorsun?
arif erdem
-
havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..
kızım 23 gün acı çekti kedi eros kadar konuşulmadı
-
sokak köpeklerinden kaçarken kamyonun altında kalan mahra melin pınar, kaldırıldığı hastanede 23 gün yaşam mücadelesi vermiş, maalesef kurtarılamamıştı.
babası dün yaptığı açıklamada kızının davasının kedi eros kadar konuşulmadığından dem vurmuş.
"kedi eros davası gündem oldu, 23 gün acı çeken kızım bu kadar konuşulmadı."
ilgili video
gelmiş geçmiş en iyi türk filmi esprisi
-
sakar şakir filminde, kemal sunal otobüsün peşinden koşar , muavinin elinden yakalar, çeker ve aşağı düşürür.
- niye indin lan mustafa, işi mi bırakıyorsun ?
ne zaman aklıma gelse ilk günkü kadar gülerim.
alm est'e tedavisi için destek oluyoruz kampanyası
-
#53434529
öncelikle yazarımıza acil şifalar dileyip başlayalım.
malum dünyada tıbbın en ileri olduğu ülke abd. alm est nickli yazar arkadaşımız paratiroid ca denen bir kanser türüyle mücadele etmekte. maalesef bu hastalıkla ilgili tedavi ve cerrahi imkanları ülkemizde sınırlı.
bu hastalığın tedavisi mutlaka abd'de bir merkezde en iyi şekilde yapılıyordur.
öncelikle bu merkez varsa nerede olduğu öğrenilip gereken masraflar sözlükçe toplanabilir ve bu kardeşimize destek olunabilir.
sözlük bunu isterse yapabilir.
edit: öncelikle desteklerini bildiren herkese teşekkürler.
türkiye'de bu konu ile ilgili en iyi kimse ve nereye referr edecekse ona ulaşmamız gerekiyor anlaşılan. bir arkadaşımız bu konuda bir entry girmiş. yarın ben de detaylı bir araştırma yapacağım.
insanı mutlu eden şarkılar
şımarık sesli akustikçi kız furyası
-
her zaman ikili kanepede oturup, kazak giyip, boynu bükük şarkı söylemek zorunda olan kızlardır. yanlarında mutlaka, tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayan tipli, sadece la minör, mi majör basan ama müzik ruhunun sillesini yemişler tavrıyla gitar çalan ergen bozması herifler olur.
ben bu şarkıları hep aynı kişi söylüyor sanıyordum. başlıkta başka başka isimler görünce baktım hepsi aynı kız değilmiş ama ortak özellikleri çok kötü olmaları.
7 tane torunlu dedeye aşık olan kızın paylaşımı
-
dedesine hitaben yazmış. 7 tane torunu var en büyüğü benim. anlamayacak ne var bunda ?
veyis ateş
-
sürekli osurmasından bir gün sıçacağı belliydi.
sevgilisi olmadığı halde reddeden erkek
-
çok ulvi nedenleri olabilecek erkektir tabi, ancak kafası basmayan erkek de olabilir.
bundan yıllar yıllar önce, develer tellal, messenger sosyal medya iken, bir hatun vardı lise arkadaşım buradan görüştüğümüz. üniversitede ilk senemdi. bir gece vakti muhabbet ederken bana buradan bir şarkı gönderdi. evet bizim zamanımızda internete takım elbiseyle oturulur, msn'den mp3 gönderilir ve 45 dakikada alınırdı sevgili ekşiciler. gece geç vakit, bütün millet uyuyor. dediğim gibi, internet adabı nedir, emeğe saygı, rep nedir bilen nesildeniz. sırf bu yüzden, ayıp olmasın diye açtım dinledim şarkıyı kısık sesle. dolayısıyla dinlediğimden pek bir şey anlamadım ölümsüz eserleriyle gönül tellerimizi titreten bir grup alman panzerine ait şarkıdan. kız beğenip beğenmediğimi sordu. "iyiymiş" dedim, ben de sana bir şarkı göndereyim o zaman diyerek http://inciswf.com/1293107129.swf tadında bir country şarkısı gönderdim. bir de utanmadan beğenip beğenmediğini sordum, "iyi" dedi. biraz sonra da gittim yattım, dediğim gibi geceydi ve yağmur çiseliyordu.
bu son görüşmemiz oldu, bir daha hiç online göremedim kendisini.
bu meş'um geceden 4 yıl sonra nereden estiyse, o şarkının sözlerine bakmak aklıma geldi. ha şarkıyı da sevdim, dinliyorum ara ara. anam, bildiğin ilan-ı aşk. o anda benim cevaben gönderdiğim şarkının sözleri beynimde dolanmaya başladı. tezat ortadaydı. hikayenin başka bir yazının konusu olan diğer parçalarıyla şarkının sözleri de tam bir uyum içindeydi. yapacak bir şey yoktu, köprünün altından çok sular akmıştı. mallığımın kurbanı olmuştum, ne kader, ne talih, kimseyi suçlayacak durumda değildim.
sevgilisi olmadığı halde reddeden erkek bazen sadece bir sevgilisi olmadığı halde reddeden erkek değildir. sizin çok açık olarak verdiğinizi düşündüğünüz sinyalleri yorumlayacak zekadan yoksun bir erkektir. bu ibret vesikasını bitirirken, buradan o kıza sesleniyorum. reddedilmedin raad ol. yok öyle bi şey.
gökhan töre'yi 100 milyon euro'ya satarım
-
(bkz: add manager)
öğretmenim ödevler vardı diyen ilkokul çocuğu
-
kırk yılda bir ödevini yapmış olmanın heyecanını yaşıyordur ve tam bir piçtir.