hesabın var mı? giriş yap

  • yoktur. bu kadar kısa ve net. aldattığının ortaya çıkmasından sonra beni affet diye yalvaran, ağlayan, kapı aşındıran, mesaj atan kız yoktur. aldatan bir kızın yakalanması ihtimali zaten son derece düşüktür, diyelim ki yakalandı takılıp kalmaz yoluna devam eder. az biraz pişmanlık duyar, az biraz kendini sorgular, sonra kendine haklı gerekçeler bulur, suçun büyüğünü erkeğe yıkar ve kısa süre içerisinde sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder.

    erkek denen nesne ise, “ya inan hiçbir anlamı yoktu", "ben sadece seni seviyorum", "o, anlık bir zayıflıktı", "sadece etten ibaretti benim için", "aşk seninle varsa aşk", vb. türlü ayak oyunlarıyla kızı tekrar elde etmeye çalışır. elde edip tez zamanda yine aldatır. valla harikayız biz lan.

    not: evet arkadaşım, senin eski sevgilin günlerce kapında yatmış, beni affet diye ağlamıştı. evet arkadaşım seni kaybetmeyi sindirememişti, bugün hala sen aklına geldikçe içi sızlar durur. benim lafım diğerlerinin sevgililerine falan, sen alınma sakın. bugün bile hala sessiz telefonlar alırsın sen ve bilirsin ki arayan o'dur, sesini duymak istemiştir, gel desen her şeyi bırakıp sana koşar.

  • sektör: ilaç

    ham maddelerin aşırı yükselişinden, buna karşın devletin belirlediği ilaç euro kurunun 4 civarı olması sebebiyle, devlet yeni yılda enflasyon konusunda dürüst davranmadığı takdirde bazı ilaçlar iç piyasaya verilmeyecek. zaten şimdi de eczacı arkadaşlarınıza sorarsanız bazı ilaçların olmadığını söylerler.

    ham madde bulmada zaten sıkıntı var. stokculuk çok yüksek. sene başında 1.35 euro olan malzemeyi geçen hafta 4.25 euroya zor aldım. parayı da veriyorsunuz ama malzeme yok. satışcıların hepsi tok, pazarlık imkansız. zira bugün almazsan 1 hafta sonra 4.5'tan alırsın, yine almazsan elbet başkası alır modu hakim. tüm kalemlerde bir de döviz üzerinden en az %10 zam var. tabii %200 zam artışı olan malzemeler de var. döviz desen iki haftada %40 arttı. e malı bu über zamlı haliyle alsan bu sefer bütçeyi tutturamıyorsun. bu kadar malı alıp, ürünü yaratıp kime satacağız o da merak konusu.

    velhasıl kelam, önümüzü göremediğimiz saçma sapan bir dönem içindeyiz. herkes mal stokluyor, fiyat ne olursa olsun alalım diyorlar eyvallah da sene başında 20 tl'ye mal ettiğim şeyi 50 - 60 tl'ye mal edip kime satacağım yav? benim için en büyük merak konusu bu.

  • filmlerde pek yansıtılmıyor ama çizgi romanlara bakarsanız superman aslında uçmuyor, zıplıyor. geldiği gezegenin yerçekimine göre dünyanın yerçekimi kuvvetli olmadığı için uzun mesafeleri bu şekilde kat ediyor, hatta gücünün kaynağı da budur. buna benzer bir düşünce dragonball z animesinde de var. g kuvveti falan...

    daha büyük mesafeleri zıplamak için de bir noktaya ulaşmak istercesine kolunu kullanıyor. filmlerde, bu pek yansıtılmayınca da çok saçma duruyor.

  • insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.

  • çocukken vardı bende bu hastalık. bir kıza aşıktım çok, annesi beyazlar giydirir, salardı sokağa. ben diğer bütün kızlarla iyi anlaşırdım ama bir tek onunla geçinemezdim. nerde görsem ellerimi toza bulayıp o beyaz elbiselerini elimle damgalardım. felaketi olurdum, ağlardı. yıllar geçti ama sevgimi ifade edişimdeki bu başarılı tavır değişmedi. amıma koyayım, stop.

  • türkçesi: ruhsatsız meyhane (ya da: ruhsatsız içki satışı yapan yer)

    abd bağlamında, prohibition döneminde ortaya çıkmış olan çok sayıda gizli meyhaneyi akla getirir. [prohibition era (ya da yasak dönemi): 1920 yılında yürürlüğe giren bir anayasal düzenleme ile başlayan ve 1933 yıllına dek devam eden alkollü içkilerin yasak olduğu dönem.]

    speakeasylerin amerikan kültürü üzerindeki etkileri de ayrıca önemli. 1920'lerden önce, amerikan meyhaneleri (saloon), tıpkı türkiye'deki kahvehaneler gibi, erkeklere özgü mekanlardır. 1920'lerde ortaya çıkan speakeasyler ise, gençlerin birlikte gelip eğlendikleri yerlere dönüşür. speakeasylerin popülaritesi giderek artar. neticede, eğlence kültüründe önemli bir değişim yaşanır. alkol tüketimi, bu değişimin merkezindedir. kadın-erkek ilişkilerindeki (yine 1920'lerde ortaya çıkan) liberalleşmede de speakeasyler büyük bir rol oynar. (flapper kızlar da yine bu dönemin ürünüdür.) 1933 yılında alkol yeniden legal olduğunda ise, meyhanelerin erkeklere özgü olduğu düşüncesi artık büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.

    bu tarihi hadise, yasakçılığın geri tepmesinin enteresan örneklerinden biridir.

    bu konuda ayrıca (bkz: prohibition /@derinsular)

    speakeasyler hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://en.wikipedia.org/wiki/speakeasy

    tema:
    (bkz: ingilizce /@derinsular)