ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzaylı zekiye
-
türkiye'nin ilk korku dizisi. çocukken zekiye'nin gözlerinin kırmızıya dönmesiyle korkudan şuurumu kaybederdim. allahsızlar bilim kurgu dizisi diye gündüz vakti yayınlarlardı bunu.
o dönem bunu izleyip de korkmayan çocuğa saygı duyarım.
8 nisan 2015 tarihli leman kapağı
-
öf...
öf ki ne öf...
o karikatürden bunu anlayana laf da anlatılmaz ama dur ben bir deneyeyim.
leman'ın zoru trabzon ile değil.
leman'ın zoru silah ile insanları öldürmek isteyenle.
azıcık akıl ve veya azıcık izan yeter aslında...
ekleme: lan karikatürde katilin trabzonlu olduğunu gösteren en ufak bir belirti bile yok.
debe eklemesi: http://www.eksiduyuru.com/…8/iyi-bir-insan-araniyor bi' bakın la belki iyi bi'şiler olur.
hazineyi neden banko maçlara yatırmıyoruz
-
ülke zenginleştirmek isteyen iyi niyetli vatandaş sorusu
yaran okul müdürü sözleri
-
sene 2007 falan, kartal'daki bir anadolu lisesi müdürü sabahın köründe bağırıyor;
-ben siz vatana millete hayırlı insanlar olun istiyorum, sizi en iyi şekilde yetiştirmek istiyorum, allah var evladım gibi seviyorum ama kim o paspasa sıçan şerefsizin oğlu? evladım siz evde de mi paspasa sıçıyorsunuz? allah belanızı versin lan, allah ölmüşlerinizin de belasını versin! köpek hayvanları! teröristler! terörist hayvanları! * *
adam da haklı lan. paspasa sıçmak nedir?
statta bira serbest olsun
-
sonuna kadar katıldığım, fikret orman'ın açıklaması.
"‘statta bira serbest olsun’
her zaman söylüyorum statlarda hafif içki satılmalı. biz statlarımızı taraftarı çekebilecek yerler haline getirmeliyiz. bizim taraftarımız maç öncesi çarşı’da içiyor stada öyle geliyor. aynı şey f.bahçe ve g.saray için de geçerli. oysa taraftarımıza stadımızda light bira satabilsek istenmeyen olaylar da olmaz. istanbul’daki şampiyonlar ligi finali’nde bira serbestti ve hiçbir olay yaşanmadı."
kaynak
influencer'ın otelde ücretsiz konaklamak istemesi
-
(bkz: influencer terörü)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
renkli göz deyince neden herkesin aklına mavi ve yeşil geliyor? kahverengi sayımı amk.. ?
selda bağcan
-
şu röportajı izledim, kendisine hayrandım daha da sempatim arttı, söylediklerinin hepsi doğru, benzersiz bir sesi var, küçük yaşta ünlü oldu yayıldı, ne diyecek bu sese sırf mütevazi görünmek için sıradan mı diyecek, asıl o zaman sahte bir durum olurdu ve çiğ kalırdı.
hatta kendisi söylememiş ama ben söyleyeyim son 100 yılda türkiye'den çıkan en iyi kadın seslerden biri.
telegraph road
-
aslına bakılırsa bu şarkı için şimdiye kadar defalarca entry yazmaya başladım, ancak sürekli olarak vazgeçtim. sanırım bulamıyordum yazacak birşey. öyle bir şeydi ki bu şarkıyı hep eksik anlatacağım kaygısı taşıyordum. ne yazsam biraz eksik kalacaktı sanki.
bazı şarkılar vardır işte. kelimelerle anlatmak bazen yetersiz kalır. öyle bir şarkı bu.
benim söylemek istediğim ise bana göre bu şarkıda tüm zamanların en iyi gitar solosunun bulunmasıdır.
aslında gitar solo dedim ama bahsettiğim şey sadece bir notadan ibaret bir şey. tüm şarkı boyunca dinlediğimiz sololar olağanüstü ama bu çok başka.
şarkının love over gold albümünün orjinal versiyonunda şarkını tam 6.40. saniyesindeki tek bir nota sanırım şimdiye kadar duyduğum en güzel gitar tınısıdır. belki abartı gibi gelecek ama öyle değil işte. tek bir nota dahi herşeyin üzerine çıkabiliyor.
benim bu şarkı ile ilgili söyleyebileceğim yegane şey budur.
minibüste para uzatmayı reddeden insan
-
almanya'dan yıllık izne gelen akrabalarımızın benim yaşlarımdaki çocuğuyla birlikte (11-12 yaşlarındaydık) batıkent'ten demetevler'e -lunaparka- gitmek için bindiğimiz dolmuşta yaşamıştım benzer bir olayı. (aslında buna olay bile denemezdi, o zamanlar henüz olric yoktu, hava raporlari da günlük bültenlerden sonra okunmuyordu. henüz durum, bugünkü gibi açik ve seçik, bir bakima da belirsiz değildi..)
hatırladıkça gülerim. almanya'dan gelen arkadaşımla ben en önde oturuyorduk. arkadan biri omzuna dokunup, "şu parayı uzatır mısın?", diye sordu. çocuk büyük bir ciddiyetle parayı uzatan adama dönüp, "ben burada çalışmıyorum." dedi. kimse böyle bir cevabı beklemiyordu tabii. çocuk taviz vermez bir tutumla bir zırh gibi duruyor, görevi olmayan bu işi yapmayı şiddetle reddediyorurdu. parayı uzatan adam bir şeyler eveleyip gevelemeye başladı ama ben iki büklüm olmuş kahkaha atmakla meşgul olduğum için gerisini pek hatırlamıyorum.