ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
marshall eriksen
-
aslında zeytin sevmesine rağmen lily'ye hoş görüneyim diyerekten sevmediğini söylemiştir zamanın birinde. bu olaydan sonra "zeytin teorisi" adlı teorisi ortaya çıkmıştır. bu teoriye göre, uyumlu bir çiftte kişilerden biri zeytin seviyorsa, diğeri sevmemelidir. *
işte bu öğrencinin adı albert einstein'dır
-
saçmasapan bir hikaye anlatıp, sonunu bu cümleyle bitirirseniz herkesin ağzı açık kalır. %100 çalışıyor.
indirim gören suudi arabistan kadınları
-
(bkz: black friday)
8 kasım 2016 abd başkanlık seçimleri
-
clinton kürtleri daha fazla destekleyip ortadoğunun altını daha da ateşleyeceğini beyan ederken, seçilmesi halinde ortadoğu'daki savaşın sonlanacağını düşünen safdilleri göstermiştir.
süleyman soylu suriyeli suçluluk oranı açıklaması
-
türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.
rte'nin bahçeli'ye uçma özürlüsü demesi
-
bu beyanattan sonra, kendisi de at üzerinde 3 kıtaya giden bir ecdadın torunuymuş, bunu da ekledi utanmadan. sen ve at tayyip, sen ve at. bir daha düşün?
tanzim kuyruğundaki insanlarla dalga geçen laik
-
asıl dalga geçilmesi gerekenler,
chp insanları kuyruğa mahkum ettirdi diye iktidara gelip, milleti patates, soğan kuyruğuna muhtaç hale getirenler ve bunlara oy veren kesimdir.
fakirler de alabilsin diye kalitenin düşürülmesi
-
artık gerçekten katlanamayacağımız bir noktaya gelen durum.
ülkedeki fakirler de alabilsin diye tüm ürünlerde önce gramaj düşüklüğüne gidildi yetmedi içerikleri maliyeti düşürecek şekilde kalitesizleştirildi ve sonunda istediğimiz kalitede bir ürün bulamayacak noktaya geldik.
kardeşim artık şu ürünlerin kalitesini düşürmeyin! magnum 50 lira olması gerekiyorsa 50 lira olsun. benim imkanım varsa 50 lira verip alabileyim, imkanı olmayan da almasın. ama 50 lira verdiğimde de 3-5 sene önce yediğim kalitede yiyebileyim. magnum sadece bir örnek. sebzeden meyveye kadar neredeyse her üründe inanılmaz bir kalite düşüşü var. neden fakirler alamıyor diye biz de kalitesiz ürünlere maruz kalıyoruz.
bu konuda bakanlığın gıdalarda katı sınırlar koyması gerekiyor. ben artık fakirler de alabilsin diye, yıllardır tüketmeye alışkın olduğum ürünlerin kalitesinin düşmesini istemiyorum.
ekşi normalleştirici
-
katkıcılarla birlikte geliştirdiğim, ekşi sözlük'ün 28 şubat 2016'dan önceki görünümüyle kullanılabilmesini sağlayan google chrome eklentisi.
bkz: kaynak kodu
bkz: firefox uyarlaması
iran kedisi için isim önerileri
-
(bkz: iran maiden)
selamlaşmak
-
her lisanda ayrı, her kültürde farklıdır.
hindular sağ ellerini, dışı muhataplarına, ayası kendilerine dönük olacak şekilde hafifçe yüzlerine yaklaştırırken uzakdoğulu her iki elini birleştirip öne doğru eğiliyor. batıda reverans varmış eskilerde, bizde temenna...tokalaşmak, sarılmak, el öpmek hâlâ geçerli...tazim için her nabza göre şerbet var, isteyene...söze bile gerek yok çoğu zaman, vücut dili yeterli.
fakat yine de en güzeli, özlediğinin gözlerinin içine bakmak, taa içine...kuyunun sâdasını duyarmışcasına, kendi sâdanı onun kulağına fısıldarmışcasına...lisandan, hâlden, arzdan, beyandan azade "seni diledim geldin, beni diledin geldim" dercesine...
ama insan her zaman gözünün gördüğünü özlemez. ya da her özlediği gözünün gördüğü değildir. işte belki o vakit, selamlaşırken, sağ el sol göğsün üstünde olabilir. pıt pıt atan kalbe "sakin ol, sakin ol, sakin ol" demek için...
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
kedish boş oturmaktansa görüşemeye gideyim diyerek, ilgilenmediği bir firmayla görüşmeye gitmiştir, fakat gitmeden gerekli araştırmaları yapmıştır. ilk elemeyi geçmiştir, ikinci görüşme yöneticiyle yapılacaktır. yönetici sınav yaparmış gibi sorgulamaya hatta azarlamaya başlar teknik konularda.
yönetici: neden biz?
kedish: başka ilan yoktu.
yönetici: bizim hakkımızda ne biliyorsun?
kedish: 3 aydır maaş ödemediğinizi, tazminat vermeden toplu işten çıkarmalar yaptığınızı ve durumunuzun oldukça kötüye gittiğini.
yönetici: e niye geldin o zaman?
kedish: o kadar kötü mü durumlar diye merak ettim sadece.
yönetici: !!!
bim'den yiyen lc waikiki'den giyinen insan
-
ekşiye yaziyen ya o sana yeter koçum. daha ne istiyen.