hesabın var mı? giriş yap

  • toplam 1000 lira bütçe ile 2 hafta balkan turu yapmıştım, 4 ülke gezmiştim. 140 lirası gidiş geliş uçak bileti parasıydı*. ayda 3-4 bin lira civarında kazanıyordum....

    bir başka güzel anım ise malta da 3 ay dil kursuna gitmiştim, konaklama dahil 2k euro 4 bin tl civarında bir ödeme yapmıştım, 2k euro da orda harcamıştım, toplam 8-9 bin liraya ingilizce'yi hallletmiştim...

    ne güzel günlermiş o günler amk ya.

    bak düşündükçe aklıma geliyor hüzünleniyorum ya, 3 arkadaş roma dan araba kiralayıp tüm kuzey italya'yı gezmiştik, sonra slovenya, macaristan, slovakya, avusturya sonra tekrar italyaya dönmüştük, 15 gün yemiş içmiş gezmiştik, yanlış hatırlamıyorsam toplam 2 bin tl civarında bir para harcamıştık adam başı. hey gidi günler.

  • ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.

    isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.

    halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.

    manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.

    onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.

    sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".

    mesleklerimizin kıymetini bilelim.

  • 8 yasinda ki kizima sordugum sorudur.
    kendisi kalem dedi, bende bak cilek te olabiliyormus deyip haberde yapilan agac-yer aciklamasini yaptim, kalem plastik olabilir dedi, yarin amerikaya nasaya gidiyoruz, bill gates' ten randevu aldim.

  • kuryenin tepkisini tebrik etmemizi gerektiren olay.

    bütün gün paket dağıttıktan sonra akşamüstü böyle saçma bir olayla karşılaşsam böyle sakin kalabilir miydim acaba ? gerçi yüz ifadesinden o an hangi sülale mensubunu andığını görebiliyoruz ama yinede verdiği tepki, sakinliği takdir edilesi.

  • birkaç ay önce r4bia diye dalga geçiyorduk, simdi r4bia olsa “dolar dip yaparken sesi cikmayan eksici” derler bizle dalga geçerler.

    griz mriz yoh, ehonomi çoh eyi.

  • insanların hayatının nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğu gösteren görüntülerdir. iran uyruklu taghavi sayedmojtaba isimli iran uyruklu şahıs, kartal istmarina isimli residence'ın 19.katından insanların kafasına koca şampanya şişesini atıyor.

    düşünsenize ailenizle hiçbir şeyden habersiz aşağıda dolaşıyorsunuz, size veya sevdiklerinize en acısı çocuğunuzun başına bu şişe düşüyor, ölüyorsunuz.
    sonra mahkemelerde hak aramaya çalışma, şahsın yurtdışına kaçısı ve hiçbir şey olmadığını izliyorsunuz. rahatlığa bakın ki bu görüntülerin üzerine bir de havaya ateş açtığı görüntüleri paylaşıyor.

    batuhan çolak olmasa yine hiç kimsenin umurunda olmayacak bir adet o.çocuğu içeren görüntülerdir.

    haber ve görüntüler

    edit 1: şahsın yakalandığı ve deport edileceği belirtildi

  • ankara mamak, kantin kuyruğunda nefte almak için sıra bekleyen iki kısa dönem acemi asker;

    1. asker: olm bi yıın laf yedik yok nefte nerde yok bilmemne. siterim lan ben bööle askerlii..
    2. asker: olm baara çaara konuşma komutan duyarsa ziker hayatını..
    komutan?: (arkadan 1. askerin omuzuna dokunarak) arkadaşın doğru söylüyo..

    aynıyla vaki

  • akıllı sayaç kullanmak suretiyle, kullanacağınız aletlerden ödün vermeden faturanızı düşürebileceğiniz bir yöntemdir. yalnız akıllı sayacı akıllı şekilde kullanmak lazım. 3 ayrı tarife vardır.
    1- 06:00-17:00 bu saatlerde kullandığınız elektriğin birim bedeli akıllı tarife kullanmayan bir aboneden bile daha ucuzdur. bu saatlerde sıradan abonelerden daha ucuza elektrik kullanmanın keyfine varabilirsiniz. haftaiçi zaten evde olmazsınız bu saatlerde. haftasonu da normal yaşantınıza devam edersiniz.

    2-17:00-22:00 bu saatler arasında kullanılan elektrik bedeli normal abonelerden daha pahalıdır. bu saatlerde tam bir elektrik disiplini uygulanmalıdır. kesinlikle ütü, çamaşır, bulaşık ve kurutma makineleri çalıştırılmamalı, tüketime dikkat edilmelidir.

    3-22:00-06:00 bu saatler arasında normal abonelerden ve saat 17:00-22:00 saatleri arasında olan tutardan yaklaşık 1/3 oranında ucuz kullanırsınız elektriği. çamaşır, bulaşık ve kurutma makineleri, ütü bu saatlerde kullanılmalıdır.

    benim çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi zaman ayarlı. ya gece 10 da çalıştırıyorum ya da kurup, saat sabah 5-6 gibi bitecek şekilde ayarlıyorum. 2 adet de zaman ayarlı prizim var. örneğin kışın saat 22 de yatarken kombiyi kapatıp 2 adet elektrikli radyatör ve elektrikli battaniye kullanıyorum. apartmanımda tarifeden memnun kalmayanlar ve tarifesiz kullanıma geçenlerden yaklaşık %20 daha az para ödüyorum. ne kadar ışık söndürüp, fişleri prizden çıkartsalarda benim tasarrufum karşısında deve de kulak. üstelik kombim daha az çalışıyor. doğal gaz da daha az ödedim. her gün 8 saat doğalgaz kullanımım az oldu. elektrikli radyatör kullandığım için kombi, bir sonraki açılışta çok yoğun çalışmadı. ki kombinin kapatılmaması gerektiğine çok inanmıyorum. ben günde 8 er saat kapattığımda yine diğer komşularıma nazaran %30-40 az gaz parası verdim.

    ha 17-22 saatleri arasında ütü yapmadık mı, makine çalıştırmadık mı, elektrikli fırında pasta-börek-çörek pişirmedik mi? hepsini yaptık ama kullanımı olabildiğince kısıtladık.

    akıllı sayaç, puantlı tarife ve akıllı kullanımla yukarıda başkaları tarafından verilen önerilerin tamamından en az %20 daha az fatura ödenecektir. kışın bu oran daha da artar. üstelik ne ısınmanızdan, ne çamaşır, bulaşık veya diğer keyfi şeylerden uzaklaşmadan.