ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
800 mühendisle akıllı telefon üretmek
-
abi anlamıyorum. adamlar %52 türk malı var içinde diyor.
neyin %52'si. telefonun %100'ünden kasıt nedir?
her parçayı mı bir mi sayıyorlar? mesela 100 parça var. vida, metal hepsini 1 saydık. 52 parça mı türkiye'de üretilmiş diyorlar...
ya da telefon toplam 100 gram, 52 gramı mı türk malı?
yazılım %100'ün neresinde?
para olarak bakalım, 1 parça ya da 10 gram saydığın işlemci senin en pahalı elemanlarından biri. ram, işlemci, ekran, pil ve anakartı kendileri üretmiyor. ne kaldı ulan geriye?
yeterli mühendis sayısı var ama ortaya ne çıkarmışlar kimse sorgulamıyor.
not 1: bir elektronik eşyanın her bir parçasının türkiye'de üretilmesi imkansız. bu hastalıklı düşüncenin aynısı yerli araba muhabbetinde de vardı. %100 yerli olayı ütopya, kabulüm. aynı parçadan milyonlarca üreten firmalardan daha pahalıya daha dandiğini yaparsın. sürüm de ar-ge de onda çünkü.
kaldı ki apple bile montaj dahil* üretimini dışarı* yaptırıyor.
ama vestel bastıra bastıra "yerli üretimiz" diyor, yüzde veriyor ki salladığı anlaşılmasın, milliyetçi insanların duygularını kullanıyor sanki. sonra utanmadan "ithal telefonların vergisini arttırın" diye çığırıyor. ama kendisinin montaj için ithal ettiği parçalarla cari açığın yine anası belleniyor.
not 2: ne kadarı yerli sorusuna bir cevap buldum.
https://www.dropbox.com/…g/bwtcxncccae3wp3.jpg?dl=0
elektronik olarak sandığımdan daha çok katkı sağlamışlar. yüzdelik dilimi neye göre belirlemişler hala bulamadım, tahminlere açık. en nihayetinde sonuçlar devlete vergi baskısını gerektirecek kadar "şımarmayı" haklı göstermiyor.
2 kasım 2014 beşiktaş fenerbahçe maçı
-
tam diego'luk olan maç. hazır ortalıkta karışık.
deney yaparken anneannenin gazabına uğrayan çocuk
-
hevesi bir anda kırılmış olan çocuktur. sonra neden türkiye'den bilim adamı çıkmıyor diye soruyoruz;
https://www.youtube.com/watch?v=zctvkofayfk
evli erkeklerin bekar erkeklerden abazan olması
-
arkadaşları olan biz bekar erkekleri doğal pezevenkleri olarak görürler. olum bizde de bize kadar var.
vladimir nabokov
-
şöyle anlatmış kendisini:
"insanların benimle ilgilenecek bir nedeni olmasıyla öğünürüm. hayatımda bir kez olsun sarhoş olmadım. öğrencilerin ağzında dolaşan müstehcen sözcükleri bir kez olsun kullanmadım. hayatım boyunca ne bir dairede çalıştım, ne de bir kömür madeninde. hiçbir zaman herhangi bir ekibe, örgüte, hizbe, klana, kliğe, partiye üye olmadım. hiçbir akımın ya da okulun etkisi olmadı üzerimde. siyasi romanlardan ve sosyal içerikli dedikleri yazından her zaman sıkıldım. gerçekten nefret ettiğim şeyler basittir: aptallık, baskı, suç, eziyet, hafif müzik. sevdiğim işlerse yazı yazmak ve kelebek avlamaktır."
gece 22.00'dan sonra alkolü veresiye almak
-
satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.
gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.
yaşasın semt bakkalına dönüş.
wesley sneijder
-
inter fırsatını şampiyonlar ligi kazanıp kaçırmış futbolcu asdfhgssdf.
bir kızla aynı evde yaşamak
-
fıkralara konu olan olay. fıkralara konu ama bize değil. bir türk genci olarak fıkrada bile olsa bir kızla aynı evde yaşayamamanın verdiği buruklukla fıkrayı arz ediyorum:
"mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer
ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
"ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."
akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
- "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."
mehmet yanıtlar:
- "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun ahmet."
bir hafta sonra ahmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; candan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; candan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."
acil olarak tv'ye geri gelmesi gereken programlar
-
bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..
-ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
+haha evet uyuyo..
-ay ne istiyorsun?..
+şarkı istiyorum.. tarkan'dan
-neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..
8 milyon euroyu yanlışlıkla ödedik geri alamadık
-
borcunun ödeyemeyen çiftçi'nin traktör'ünü haciz etmeyi biliyorsunuz.