ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aydın doğu demirkol
-
stand up yapmak çok zor bir iş, hele ki cem yılmaz bu işin çıtasını daha da yükseltti.
bir de bu işi yapmaya talip olan kişilerin cem yılmazın mimik ve hareketlerini kopyalayarak yapması, baştan kaybetmelerine sebep oluyordu.
doğu demirkol u maalesef bugun ilk kez izledim ve tanidim. maalesef dememin sebebi boyle bir yetenekle keske daha once karsilassaydik anlaminda. kendine münhasır bir anlatim sekli var, sana birakiyor gulmeyi, yuzu donuk, samimi, sanki yasiyor gibi anlattigi olayi.
espriler çok güzeldi hele ki iskender olayina koptum.
yolunun acik olmasini dilerim.
biranın yanında patates kızartması isteyen tip
-
halbuki dogrusu, patates kizartmasinin yaninda bira istemektir.
ogrenip de gelmesi gereken tiptir.
unutulmaz roman satırları
-
"emin olmamak hiçbir şeyden, tereddüt etmek aynadaki görüntüden, doğal bir uyuşturucu gibi. muz kabuğu ya da kurbağa sırtı yalamaya benziyor. o kadar tereddüt ediyor ve şüphe ediyorsun ki fazla düşünmekten uyuşuyorsun. bütün ihtimalleri hayal ediyorsun. bütün sonuçlarıyla. birileri buna halüsinasyon diyor. oysa hayatın kendisi "halüsinojen". oksijenin kendisi uyuşturucu. öyle bağımlısı olmuşuz ki birkaç dakikalık eksikliği öldürüyor..."
(bkz: kinyas ve kayra)
"...ve dünyanın gözlerinden bakan elijah, gerçeği algılar. tanrının gözlerinden bakmaktadır. çünkü tanrı monalitik ilahi bir varlık değildir. tanrı bizleriz. elijah birden insan iradesinin bu girdabın içinde ne kadar önemsiz olduğunu anlar .her kişi tanrının sadece minik birer parçasıdır ve hizmet ettiği tümleşik bütünden haberi bile yoktur. ancak bir damarda yol alan bir kan hücresi kadar bilinçli; bir amaçla dolu ama o amacın büyük plandaki yerinden habersiz. evrenin ying-yang'ı barizdir. ışığın içinde neden karanlığın olduğu da. kötünün neden her zaman iyiye baskın olduğu da. "
(bkz: empathy)
"bünyamin dolunaya ulaşmak istedi. ağaca tırmandı, sincapları uyandırıp yuvalarındaki kuşları ürküterek tepeye erişince, dolunay sandığı şeyin, aslında ağacın yegane meyvesi olduğunu gördü. bu meyveyi tatmak için dayanılmaz bir istek duydu. gümüş rengi meyveyi ısırdığında hazineleri koruyan ejderhaların alevlerini tattı, kanlı altınların, mavi azül taşlarının, kızıl yakutların dayanılmaz lezzetini tattı, ateş ve suya hükmeden sultanların gazabını ve upirlerin hüznünü tattı, mezarlarında iki meleğin sorguya çektiği ölülerin azabını, günahkarların neşesini ve bu neşenin bedeli olan kara ateşin yakıcılığını tattı. meyvesini yediği ağacın köklerinin uzandığı her yerden gelen binbir çeşit çeşniyi, binbir lezzeti, binbir hüznü ve kahkahayı tattı. bu yeraltının tadıydı ve tanıdı. babası uzun ihsan efendi'nin kendisine verdiği atlas'ın bütün sayfalarını bu tatla tanıdı ve onda, içinde bulduğu dünyanın karanlık ayrıntılarını gördü. görür görmez yeraltı hazinelerinin arasına karıştı."
(bkz: puslu kıtalar atlası)
"tek bir günah vardır o da hırsızlıktır. diğer tüm günahlar onun türevleridir. bir insanı öldürdüğün zaman bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinde bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu haklılığı çalmış olursun. hırsızlıktan başka suç yoktur."
(bkz: the kite runner)
"insanlar ulaşmaya layık olmadıklarını ya da ulaşamayacaklarını sandıkları için en büyük düşlerini gerçekleştirmekten korkarlar.dirilmemek üzere aşklar,olaganüstü olabilecek ama olamayan anlar, keşfedilmesi gereken ama sonsuza dek kumların altında kalan hazineler daha aklımıza gelir gelmez bizler,yürekler hemen ölürüz.çünkü böyle bir durumla karşılaşınca ölümcül acılar çekeriz. "
(bkz: simyacı)
7 senelik ilişkinin bittiği gün
-
7 senelik ilişki öyle bir anda bitmez. eğer bitecekse öncesinden mutlaka hissedilir. bir anda bitiyorsa mutlaka tekrar barışılır.
mohamed elneny'nin beren güney'e dm'den yürümesi
-
yani mesajlara bakinca bana daha cok beren guney mohamed elneny'e yurumus gibi geldi.
samanyolu galaksisinde başka yaşam olmaması
-
iddia ediyorum en az 6 gezegende yaşam var. aksinin aksini ispat etmeyen şerefsizdir!!.
thy'nin istanbul temalı yeni reklamı
-
istanbul'u oldukça merak ettirmiş reklamdır. iyisimi yarın dolmuşa bineyim de bağcılar'dan istanbul'a akayım alem turist görsün!
ekşi itiraf
-
kaydolurken * nickini öylesine vermiştim daha sonra değiştiririm diye. bilmiyordum. yapıştı kaldı. pişmanım.
bu nick hiç bir başlık entry ve nick uyumuna giremiyor diye geceleri yorganın altında ağladığım oluyor.
eksiyi ilk keşfettiğimde 2004 falandı o zaman hiç yazar olmak aklıma gelmemişti. biraz salaklık varmış gençliğimde.
olay butonu ilk yandığında sözlükte bir kavga falan çıktı ona adam çağırıyorlar sanmıştım.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: milli oluşumu dinlemek isteyenler buyursun
entry: lisenin ilk senesi bitmiş . . . (burada lisedeki kızlardan vs bahsediyor milli olma hikayesini anlatacak.)
@2 ulan ben de siyasi anlamda bir milli oluşumdan bahsediceksin sandım amk
şişli etfal'de ayaküstü sıçan teyze
-
sergi açmış teyzedir. nasıl bir eser bıraktıysa gelen geçen dikkatle inceliyor. yanında bedri baykam'ın spermini sildiği peçeteyle müthiş bir kompozisyon oluşturabilir diye düşünüyorum.
hastanelerdeki uzun kuyruklara karşı "sıçarım böyle hastaneye" temalı post-modern bir çalışma ortaya koymuş teyze. beğenirsin-beğenmezsin... yapıcı eleştirmek lazım.
yaran olaylar
-
istanbul dışında ikamet eden kuzenin anaokuluna giden kızına proje ödevi verilmiştir. projeye göre önce eldeki malzemelerle bir oyuncak bebek yapılacak ve bebek muhtelif yerlerde gezdirilip bir günlük tutulacaktır. fakat her nedense bebeğin şehir dışında bir yere gitmesi de şarttır. "nolucak yeaa, göndermiş gibi yaparız, günlüğe de döktürürüz bir güzel" desen de yemiyorlar. kanıt olarak fotoğraf sunmak lazım. hal böyle olunca da tek çare olarak bebeğin şehir dışı gezisi için istanbul seçilmiştir. bebek, günlüğüyle birlikte taa istanbul'a gönderilmiş ve dayı tarafından alınıp getirilmiştir.
istanbul'da bulunan aile bireyleri tarafından proje son derece ciddiyetle karşılanmış, herkes canla başla çalışmış, bebek herkesin evinde yatıya kalmış(!), tüm ayrıntılar günlüğe yazılarak hepsiyle ilgili kuzene rapor verilmiştir. fakat dayımın yaptığı çalışmalar adeta projeyi başka bir boyuta taşımış, öğrendiğimde de beni kahkahalara boğmuştur.
meğer benim koskoca dayım, bezden falan yapılmış bildiğimiz oyuncak bebeği de almış istanbul turuna çıkmış. beyazıt kapalıçarşı senin, eminönü benim dolaşmışlar bütün gün. öyle bir keyifle anlattı ki, sanırsın adam hayatının gezisini yapmış. geziyi ölümsüzleştirmek için çektiği hatıra fotoğraflarından sonrasını pek dinlemedim, dinleyemedim:
http://i.hizliresim.com/jqvagy.jpg
http://i.hizliresim.com/jqva9y.jpg
http://i.hizliresim.com/o01j5m.jpg
ya, 57 yaşında bir adam düşünün. oyuncak bebeği almış, oraya buraya koyup fotoğrafını çekiyor. "abi hayırdır?" diye soruyorlar, "hiiç, gezdirmeye çıktım" diye istifini bile bozmuyor. gülmeyeyim dedim, sonra kahkahalarımız birbirimizin suratında patladı. neyse ki dayım sayesinde ailece projeden alnımızın akıyla çıktık. fotoğrafları kuzenime mail attım, kahkaha atmaktan konuşamasalar da teşekkürlerini ilettiler. şimdi dayım diğer velilerden kendi bebekleri için gezi teklifi alıyor, mutluyuz gururluyuz.
4.5 yıl sonra galibiyete deli gibi sevinen bjk'li
-
(bkz: o değil de iyi koyduk)
spora gidiyorum diye vücut geliştirmeye gitmek
-
(bkz: tamam şişman kardeş)