hesabın var mı? giriş yap

  • siyaset ve buna bağlı olarak diplomasi yeteneğidir.

    osmanlı beyliği batı sınırlarındaki küçük bir uç beyliği olarak anadolu topraklarındaki diğer beyliklerin çekişmelerinden biraz uzak kalmıştır. aslında bu biraz da bilinçli bir tercihtir. osmanlı'nın hem ekonomik hem de askeri olarak büyümesi için yeterli bir nüfusu yoktu. az bir nüfusa sahip olan bir beylik olarak kendilerinden daha kalabalık olan beyliklerle savaşmak kısa vadede olmasa da orta vadede direkt yok olmak anlamına gelirdi. bu sebeple farklı bir yol izleyip müslüman olmayan bir devletle savaşarak (bizans) cihat ve gaza güdüsüyle topraklarına insanların gelmesini sağladılar. tabii ki bu ağırlıklı olarak osman bey döneminde geçerliydi.

    orhan bey döneminin başlarında da aslında bu politika devam etti. bursa ve iznik alındı, anadolu coğrafyasından bizans atıldı. fakat boğazın öte tarafına geçmek lojistik ve donanma yeteneği ister. osmanlı'da bu yetenekler yoktu. aynı zamanda bizans'ta da imparator değişmişti. tahta yeni çıkan vi. ioannis kendisine yönelik olan isyanları bastırmak ve sırp tehlikesinden korunmak için osmanlı'dan yardım istedi. tabii ki bu osmanlı'nın aradığı şeydir. böylece trakya topraklarına geçip araziyi tam olarak öğrenecek, fetih yollarını ve alınması gereken kaleleri öğrenecek, zayıflıklarını ya da güçlerini bilebileceklerdi. üstelik nüfuz olarak da büyüyeceklerdi. yardım talebini kabul ettiler. hatta ilişkiler o kadar iyiydi ki bunu resmileştirmek için bizans imparatoru'nun kızı ile orhan bey evlendirildi ve orhan bey bizans imparatoru'nun damadı oldu. bunun dışında çimpe kalesi de bizans tarafından osmanlı'ya verildi. bu osmanlı'nın trakya'daki ilk topraklarının tek bir ok atmadan, asker kaybetmeden eline geçmesi anlamına geliyordu.

    ilerleyen süreçte bizans'taki karışıklar devam etti. böylece bizans'taki taht kavgalarına müdahale etme bahanesiyle osmanlı'nın trakya'da genişlemesi sürmüştür.

    tabii ki diplomasi sadece batıda işe yaramadı. mesela osmanlı, kendisinin en ihtiyaç duyduğu donanma konusunda çok ileri bir beylik olarak karesioğulları beyliği'ni beylikte yaşanan kargaşalardan faydalanarak savaşmadan ele geçirdi (1360). karamanoğulları'nın saldırılarından bunalmış olan hamitoğulları beyliği'nin topraklarının büyük kısmını para karşılığı satın aldı (1374). bunlar dışında i.murat'ın oğlu bayezid ile kızını evlendiren germiyanoğulları beyliği'nden de çeyiz olarak toprak aldılar (1381).

    sonuç olarak osmanlı sadece savaşarak büyümemiştir. diplomasi ve siyaseti de kuruluş döneminde oldukça etkili kullanmıştır. böyle yaparak hem nüfusunu hem de nüfuzunu arttırmış, hem de kaynaklarını asıl ihtiyacı olan yerlere harcayabilme şansına kavuşmuştur. diplomasi ve siyasetin önemi açısından başarılı bir örnektir gerçekten.

  • belki büyük bir kısımınız bana saf gözüyle bakacaksınız ama, benim hala umutlu olduğum maçtır. yok arkadaşım bitmedi bu maç. ben en azından penaltılara bırakabileceğimizi düşünüyorum.

  • doğru karardır, adamlar yeterince ülkemizde bedavadan her yeri gezip görüyorlar zaten. yurt dışında gördüğümüz fiyatlandırma uygulamasını yabancılara da yapmamız gerekiyor.

  • bir rte beyanı. öyle değil aslında ama olsa şurda şaşıracak bi insan evladı da çıkmaz sanırım rte böyle açıklama yapsa.

    "görüyorum bazı yerlerde yumurtayı çok pişirip getiriyorlar. bakın özellikle kadınlarımıza sesleniyorum yumurtayı çok pişirirseniz bişeye benzemez hafif kayısı kıvamında olacak ki güzel olsun. biz evde hep böyle yiyoruz siz de öyle yapın. bunu sağlamak için dışarda kahvaltı yaptığınız mekanlara talimatı veriyorum bundan sonra yumurta hep kayısı kıvamında gelecek"

  • zerdüştlüğü üç temel prensip özetler:

    1) tarım ve hayvancılık soylu ünvanlardır.
    2) tüm yaradılış tanrı ve şeytan arasındaki mücadeleye dayanır.
    3) hava, su, ateş ve toprak (tahta yok) kirletilmemesi gereken saf elementlerdir.

    sonra bu üç prensibi hiç can sıkmadan şöyle açıklarız:

    zerdüşt der ki, “bir inançlının evi, sığırları, karısı ve çocuklarıyla inşa ettiği, ve sığırın beslendiği; köpek, kadın, çocuğun, ateşin gelişebildiği yerdir. inançlı yetiştirici mısır, çimen ve meyve yetiştirir; kurak olan yeri sular, aşırı su olan yeri kurutur”. zerdüştler oruç tutmayı yasaklar: “kim yemek yemezse dinsel görevlerini başarılı biçimde yerine getiremez, savaşlarda başarılı olamaz……; yemek yiyerek evren yaşar ve yemeyerek ölür”. evlilik ve poligami katı bir şekilde emredilir, o kadar ki herodot kralın her yıl en geniş aileyi ödüllendirdiğini not düşmüştür.

    ikinci prensip zerdüştlüğün ikili doğasını gösterir. ahura mazda öküz, çoban köpeği, horoz gibi tüm iyi şeyleri yaratmıştır ve insanların görevi bunlara şefkat göstermektir. diğer tarafta ahriman, av hayvanları, yılanlar, tüm sinekler ve böcekler tüm zararlı şeyleri yaratmıştır ve insanların bunları inançla yok etme görevini üstlenmeleri gerekir. öküzün bu bağlamdaki pozisyonunu yorumlamaya gerek yok, onun önemi günümüzde hala hindistan’da kutsal bir hayvan olarak sayılmasıyla açıkça görülüyor. köpeğin pozisyonunun yorumuna gelince; ahura’nın hoş ağzından şairane bir şekilde şunlar dökülür: “köpeği kendinden giysili kendinden pabuçlu yaptım. köpek insanlardan yemeğini elde etmek ve karşılığında insanların mallarını korumak için uyanık, dikkatli ve sivri dişli doğdu. köpeğin sesiyle uyananların evinden bir şey çalındığında bunu yapan hırsız yada kurt parçalanmış olarak bulunur. hiçbir ev ahura için yapılmış dünyada yaşayamaz ama benim iki köpeğim, çoban köpeğim ve ev köpeğim yaşayabilir”.
    miskinlikten uyandıran horoza ayrılan konum, rostand’ın kantetler’inde yüceltilir: “bu kuş sesini günün ilk ışıklarıyla birlikte yükseltir… her kim ki benim bu kuşlarımdan bir çiftini iman ederek sunarsa onun yüzlerce kolonu olan bir evi olur”. belki o zamanlarda perslerin ülkesinde evcil kümes hayvanları azdı.

    üçüncü prensip ateşin dinsel bir simge olarak kutsallığını gösterir ve rahibin sunakta ağzını kapalı tutmasına sebep verir. ölü zerdüştler dünyanın kirlenmesini önlemek adına bir kulede teşhir edilir. ama ayrıca hasta bir zerdüşt, bütün kötülüklerin-hastalıkların şeytandan kaynaklandığı düşüncesiyle aile üyeleri tarafından dışlanır ve yaşamsal gereksinimlerden yoksun bırakılır. hastalığın tedavisi ve gerçekten inek sidiğiyle alınan tiksindirici abdest ve arınmalar bu harika dinin zayıf öğeleridir.

  • bugün cüneyt özdemir'e çıkmış mülteci sorununu nasıl çözeceğini anlatmış aşağı yukarı şöyle: 'esad ile görüşeceğiz. onlara güvenli bölge oluşturup ev inşa edilecek. birleşmiş milletlerle görüşüp orada güvenli bölge oluşturulmasını önereceğiz. güvenliklerini yıllar boyunca bm sağlayacak...ayrıca suriyeliler'e sosyal yardımlar en az 1 yıl devam edecek, öyle hemen kesemeyiz.'

    16 temmuz 2021

    bakın kilicdaroglu ne demiş 2013'de bu yana: (bkz: #134069389) (bkz: geçmişten günümüze kk'nın suriyeli açıklamaları)

    eeee, bunları zaten kılıçdaroğlu yıllardan beri söylüyordu, hatta daha iyi planlanmışını ve mantıklısını anlatıyordu istikrarlı bir şekilde. ümit özdağ çıkıp aylardır sanki bu mültecilerin gelmesinin sebebi erdoğan değilmiş gibi sadece muhalefeti eleştiriyordu. ne oldu şimdi? kılıçdaroğlu'nun söylediklerini kopyalayıp yarım yamalak anlatınca bu işi çözmüş mü oldun? allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın, steril sızma seni.

  • mehmet, topal mopal ama sağlam geçiriyor. hatta geçirmeden önce bir hemoroid kontrolü yapıyor. temiz olduğunu görünce dayanıyor. aga her zaman demişimdir, bu devirde bir körden korkacaksın bir de topaldan.