hesabın var mı? giriş yap

  • -biricik kardesim benim dunyanin en guzel kizkardesi cinimm..
    -param yok, su getiremem, bakkala gidemem ders calisiom
    -allah cezani vermesin ben istemesem seni yapmiyolardi ama.

  • dünden beri olan biteni anlayabilmek ve ilerisinde benzer durumlara karşı bilgili olabilmek için biraz araştırma yaptım. aslında şu anda yaşananlarda(btc düşüşü dahil) luna vakfı'nın kasıtlı bir hatası neredeyse yok gibi gözüküyor.

    ilk olarak saldırganlar otc(tahta üstü borsa)'den 1 milyar dolarlık $ust satın alıyorlar. sonrasında da 3 milyar dolarlık $btc ödünç alıyorlar. bundan sonrasında twitter/discord toplulukları/reddit vb. topluluklarda peg ve bank run hakkında fud yaymaya başlıyorlar. fud başladığı andan itibaren ödünç aldıkları btc leri satmaya başlıyorlar ve neler olduğunu anlamaya çalışan yatırımcı sahte luna/ust çöküş haberlerini okumaya başlıyor. bu sırada olaylardan habersiz olan lfg(luna foundation guard) havuzdan biraz likidite çekiyor. bunu fırsat bilen saldırganlar 10 dakika sonrasında 350 milyon dolar karşılığında havuzda geri kalan likiditenin hepsini çekiyor. harici havuzda hiç para kalmıyor ve saldırganlar bu çektikleri $ust'yi binance üstünde satmaya başlıyorlar. bunun sayesinde ust'nin mandalı ilk burada kopuyor.

    normal şartlarda mandalı onarmak için terra market modülünün günlük en fazla 150 milyon dolar harcaması yeterli oluyordu, fakat havuzda likidite kalmadığı için bu rakam 4 milyar dolar seviyelerine çıkıyor. insanlar bu aşamada paniklemeye başlıyorlar çünkü artık sistemi taşıyan btc haline geliyor ve mandal bir türlü onarılamıyor. bu aşamada lfg, btc satışlarını arttırıyor. saldırganların tam olarak istediği de lfg'nin btc satması, bu aşamada saldırganlar btc shortlamaya başlıyorlar. lfg btc sattıkça, saldırganlar kazandıkları paralarla daha fazla ust satıyorlar. daha fazla btc satıldıkça, daha az sayıda btc teminatı kalmaya başlıyor ve bunu fark eden yatırımcılar panik yapmaya başlayarak saldırganlarla beraber $ust satmaya başlıyor.

    en sonunda panik küresel bir hale geliyor. büyük satışlar luna sistemini tıkıyor, merkezi borsalar(cex) para çekmeyi kapatıyor. anc üstünde böylece bank run başlıyor. bunu bizim banka hortumlama olayının sonuçlarına benzetebiliriz, verilen krediler eldeki gerçek paranın birkaç katı fazladır. hiçbir zaman eşit değildir bankacılıkta. anchor protocol'de de aynısı yaşanıyor. burada yaşanan geri dönüşü olmayan yola sokuyor luna ekosistemini. lfg en sonunda kendilerinin btc sattıkça, daha fazla ust satıldığını fark ediyor ve btc satışını durduruyor. yani bu aşamada ancak saldırıya uğradıklarını fark ediyorlar.btc destekli alımlar durduğu için mandal asla düzelmiyor.

    şu anda lfg hiçbirşey yapmıyor desek yeridir. terra market module'ün kendi başına satışlar yaparak mandalı organik bir şekilde düzeltmesi bekleniyor. bu da luna'nın anormal düşüşünün sebebi oluyor.

  • sırf müslüman olduğu için anasına ve bacısına hallenmediğini düşündürten yazar.

    allah ıslah etsin.

  • milliyet olarak arap olmadığım için beni ırgalamayan beyanat,

    arap olmayıp arap taşağı yalayanlar düşünsün.

  • okur-yazar oranının %5'lerden %95'lere çıkması,

    1925 - ankara hukuk fakültesi'nin kurulması

    1928 - hıfzısıhha müessesesi'nin kurulması

    1932 - türk dil kurumu'nun kurulması

    1935 - maden tetkik arama enstitüsü'nün kurulması

    yüksek ziraat enstitüsü, devlet istatistik enstitüsü, halkevleri, türk kuşu gibi bilim öğreten kurumların kurulması... saymakla da bitmez.

    en çarpıcı olanı ise, 1936 yılında ilk türk uçağının imali için araştırma geliştirme çalışmalarının başlatılıp, 1940 yılında ilk türk uçağının imal edilmesinden sonra, atatürk'ün ölümünün ardından 1950'de uçak fabrikasının adnan menderes tarafından amerikadan alınan maddi destek karşılığında kapatılması.

    bu kez kendi ayağına sıktın sıtark.

  • askerin biri hızla kaçarken bir rahibe ile karşılaşır ve "lütfen beni eteğinizin altında saklayın başka bir ülkeye gidip savaşmak istemiyorum" der. rahibe askeri saklar tam o sırada bir gurup asker koşarak gelip sorar "burdan geçen bir asker gördünüz mü?" rahibe "evet şu tarafa kaçtı" der. askerler uzaklaşınca asker çıkar ve rahibeye teşekkür eder, rahibe "önemli değil" der ve tam giderken asker rahibeye yavşamaya başlar "bu arada bacaklarınız da çok güzelmiş". rahibe "eğer başını biraz yukarı kaldırsaydın taşşaklarımın da güzel olduğunu görürdün, başka ülkede savaşmak istemeyen bir tek sen değilsin". :)

    debe editi: ne mutlu gülümsediyseniz, sizde birilerini gülümsetin hadi.

  • 1. haksuzluk ney?

    2. her kuşu sevdik bi leylek cemaati mi es geçtik?

    3. ergenekon, balyoz, madımak vs. olaylarına tavırlarını unutmadık. kısa hurma tırmalama formulü ile hesapla.

    4. her şeye rağmn sizin için bile adalet. evet.

  • normal bir durum.
    dünyada 200'ün üzerinde zehirli yılan türü var. türkiye'de ise 15 civarı.
    bunların ikisi zaten az zehirli, insanı öldürmez. diğerleri de aşırı zehirli değiller. sokulma durumuna karşı her yılan türü için ayrı antivenom* tutmak gerekiyor. bunları uygun koşullarda saklamak büyük dert.
    bu nedenle sağlık kuruluşları sadece kendi bölgelerindeki yılanların antivenomlarını bulundurur.
    türkiye'deki zehirli yılanların %90'ı engerek türüdür. dolayısı ile ülkemizde bu türün antivenomu vardır.
    yılanlar soğuk hayvanlar, görünce insanın tüyleri diken diken oluyor ama bilinenin aksine yılan saldırgan bir hayvan değildir. yuvasının yanında değilseniz, üzerine basmazsanız, öldürmeye, yakalamaya çalışmazsanız durduk yere insana saldırmazlar.
    son olarak zehirli bir yılanla gösteri yapıyorsan antivenomunu kendin yanında taşıyacaksın. her şeyi devletten beklemeyeceksin.

  • sanat yapiti uretebilmek icin gerekli yasam bicimi.

    şöyle: sabah sekiz bucuktan aksam dokuza kadar pc basinda hesap kitap yapip, eve dondugunde de sadece tv izleyecek enerjin kaliyorsa suc ve ceza'yi yazamazsin