hesabın var mı? giriş yap

  • atatürk'ümüzün, "sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözüne ters bi adamdır... bu sözü duyunca/görünce espri kaynağıdır...

  • yıl olmuş 2021 hâlâ yok mehdi yok seçilmiş kişiyim, pokemon musun lan kim seçiyor seni?

    dizide racon kesip posta koyan adam kafasına takke takıp beyblade gibi dönüyor, vay abw çok değişik kafalar.

  • oyun: warcraft 3 (footmen mod'u)

    durum: oldukça deneyimli ve iyi bir oyuncu olan ev arkadaşıyla multiplayer oyunu atılmaktadır. daha önceki oyunlardan ev arkadaşını konvensiyonel yollarla yenmenin imkansız olduğuna, oynanan oyun 5 dakika da 5 saat de sürse eninde sonunda ele alınacağına kanaat getirilmiştir.

    strateji: ev arkadaşı oldukça iyi bir oyuncu olsa da zayıf bir tarafı vardır: ekran kartı dandik, bilgisayarı ise eskidir. bel altına çalışılması gerektiğine kanaat getirilir:
    oyunun başından itibaren tüm para cancanlı savunma kuleleri yapmaya harcanır. normalde rakibinizin eninde sonunda sizi ezip geçmesiyle sonuçlanacak saçma bir taktik olsa da durulmaz, üse yakın toprakların hepsi kule yapımına harcanır.

    sonuç: ev arkadaşının ekran kartı o kadar kuleyi aynı ekranda görmeyi kaldıramaz ve planlandığı üzere çöker. hükmen galip olunmuştur.

  • basitçe; geçmiş, şimdi ve gelecek adını verdiğimiz zaman dilimlerinin, evrende aynı anda var olduğunu savunan teori.

    kolaylık olması açısından, evreni gözümüzde dikdörtgen bir prizma şeklinde canlandıralım. bu prizmanın mesela en sol tarafı evrenin başlangıcı, en sağ tarafı da sonu olsun. geçmiş, şimdi ve gelecek olarak adlandırdığımız, yaşanmış, yaşanmakta olan ve yaşanacak olan tüm olaylar bu iki uç arasında bir yerlerde gerçekleşmiş / gerçekleşecek demektir.

    göreliliğin buna izin verdiğini, yani bu işin matematiksel olarak mümkün olduğunu aklımızın bir köşesinde bulundurarak devam edelim konuya.

    şimdi biraz daha fantastik bir düşünce deneyi yapalım ve bu prizmayı, ekmek keser gibi istediğimiz şekillerde dilimleyebileceğimizi ve her dilimin, zamanın bir anını temsil edeceğini hayal edelim. tam da burada devreye hareket kavramı girecek. biliyorsunuz (ya da şimdi öğreneceksiniz) zaman, hareket hızına bağlı şekilde deneyimlenir; yani görecelidir. klasik söylemi belki duymuşsunuzdur; ışık hızına yaklaştıkça yahut bir kara deliğin olay ufku yakınlarda zaman durma noktasına gelir denir. işte bu zaman dilimleme olayında, hareketin bu dilimlerin doğrultusunu değiştireceğini aklımızda bulunduralım. ne demek istediğimi az sonra şekille destekleyerek anlatacağım. şöyle;

    görsel

    burada gördüğünüz mavi ve kırmızı arkadaşlar birbirlerine, uzayın milyonlarca yahut milyarlarca ışık yılı uzunluktaki mesafelerine denk gelecek kadar uzaktalar. bu bir düşünce deneyi olduğundan, bu ikisinin tamamen hareketsiz şekilde oldukları yerde durduklarını farz edelim. yani bir başka deyişle birbirlerine göre hareketsiz durumdalar. bu durumda bu iki arkadaşın zaman dilimleri tamamen aynıdır çünkü zaman bunlar için eşit miktarda akmaktadır. görseldeki kesikli çizgi, ikisi için de ortak olan zaman dilimini temsil eder.

    şimdi olaya biraz aksiyon ekleyelim. mavi arkadaşımız kırmızıdan uzaklaşmaya, yani harekete başlasın. kırmızı arkadaş durmaya devam ediyor. bu durumda zaman dilimi nasıl olur? artık zaman, iki arkadaş için aynı tempoda akmayacağı için, zaman dilimleri de ortak olmaktan çıkar ve mesela şöyle bir hâl alabilir:

    görsel

    burada tam olarak ne oldu? daha az önce ortak "şimdi"yi paylaşıyorlardı ama artık zaman ikisi için de farklı akmaya başladı. görsele dikkat edin; mavinin hareketinden kaynaklı sapma, maviye yakın bölgede oldukça ufak olmasına rağmen kırmızıya doğru gittikçe arttı. mavi arkadaşın zaman dilimi artık kırmızının geçmiş dediği bir yere denk gelmeye başladı. bu geçmiş, duruma göre yüzlerce yıl öncesi bile olabilir. harekette ufacık bir değişiklik, zamanda çok büyük bir farklılığa neden oldu.

    buraya kadar tamamsak, şimdi mavi arkadaşımız kırmızıya doğru hareket etmeye başlasın. bu kez ne görürüz? şunu:

    görsel

    mavinin zaman dilimi yine saptı ama bu kez kırmızı için geçmişe değil, geleceğe doğru.

    buradan şu sonuca varıyoruz; benim için geçmiş olan bir şey evrenin bir başka yeri için şu an'a, evrenin daha başka bir yerindeki gelecek, benim için geçmişe karşılık gelebilir. geçmiş-şimdi-gelecek adını verdiğimiz şeyler aynı anda vardır.

    peki bunu neden hissetmiyoruz? bunun nedeni entropi diyebiliriz. "düzensizlik"ten düzen durumuna geri dönemiyor olmak yahut var olan düzensizlik seviyesi içerisindeyken çok daha düzensiz duruma bir anda ışınlanamıyor olmak, geçmişi ve geleceği algılamamızın da önüne geçiyor.

    bu arada, her ne kadar entropi en basit şekilde düzensiz kelimesi ile tanımlanıyor olsa da bu biraz eksik ve göreceli bir tanım. daha detaylı tanım için bu entry belki yardımcı olur.

  • hava güneşliyse çok doğal olan eylem. insanlar gözlerine güneş gelince rahatsız oluyorlar demek ki.

  • neden iphone alıyorsun diye sorulduğunda verilen cevaplardan biri "değer kaybetmiyor."

    bakalım değerlendirelim. 2019 yılı sonunda yeni telefon almanız gerekti diyelim. o dönemde orta halli güncel bir android telefon (redmi note 8) 300 dolar(1700 tl civarı) onun yerine güncel iphone 11 almak isteseniz 128gb olan için 1350 dolar (7.750 tl) ödemeniz gerekmekteydi.

    diyelim ki telefonu aldınız. 3-4 yıl sonra telefon yenilemek istiyorsunuz. değer kaybetmeyen telefonu bugün satmak isteseniz 11 bin tl civarına anca satarsınız. tl bazında karınız 3250 tl iken dolar bazında zararınız ise 765 dolar. nihai olarak elinizde 584 dolar olacak.

    onun yerine madem yatırım odaklı düşünüyoruz 1350 dolar paramız var iken 300 doları telefona verip kalan 1050 dolara apple hissesi alsak 17.21 adet apple hissemiz olurdu. bugüne geldiğimizde eski telefonunuzu satmak isteseniz 1000 tl'ye anca satarsınız. tl zararınız 700 tl dolar zararınız yaklaşık 250 dolar. nihai olarak hisseleri dolara çevirince elinizde 2210 dolarınız yani 41.614 tl olacaktı.

    not: iphone 11'in bugün 11bin tl etmesi vergiler sayesinde. 1000 dolar olan telefon burada 2000 dolar olduğundan dolayı 2.el değerler yükseliyor. eğer ekstra vergi geçirilmeseydi 2.el i11 5-6 bin anca edecekti.

  • yer trabzon, şehir merkezinde bir lokanta...

    müşteri- bu laz böreği neden yapılıyor?

    garson- neden yapmayalım?

    müşteri- ???!!!

  • ağaçların sadece oksijen ürettiğini sanan mal beyanı. ciddiye almayınız.

    edit e edit: mesaj atan bir yazara verdiğim cevapta yazdığım gibi, %25 bahsettiğiniz kadar küçük bir oransa mal varlığınızın %25 ini bir hayır kurumuna bagislayabilirsiniz, nasıl olsa azalmayacak.

  • 45 yaşına kadar yaşayan ölüydüm.
    evde spor yapmaya başladım, sigarayı bıraktım, 30 kilo verdim, trekkingle başlayıp, 1-2 yılda dağcılığa geçtim.
    o gazla koşmaya karar verdim.
    ilk defa 49 yaşımda koşmayı denedim.
    çok sevdim, devam ettim.
    1.5 yıl içinde 6 yarış koştum.
    15 km bursa kent ve avrasya'yı 1. 15 de
    darıca ve çayırova yarı maratonlarını 1. 52 civarında koştum.

    sonuç: insanın uyum kabiliyeti sandığınızdan çok daha yüksektir.