hesabın var mı? giriş yap

  • murphy kanunları uyarınca, doğru insan tam da beklenmeyen anda çıkar aslında karşımıza.
    her kalabalık kutlamaya, üzerimize en kibar elbiseler, en içten gülücükler alıp gideriz.
    herkesin alnında ne yazar okumaya çalışırız, gel gör ki doğru insan, kafada takke, ayakta sabo terlik ve dizleri çıkmış bir eşofmanla bakkala indiğimizde düşen parayı yetiştirmek için arkamızdan koşan insandır.
    ya da otobüste cep telefonunu açık unuttuğumuz için tüm yolculardan azar işitirken, -ikarus otobüste ne abs' si- diyerek bizi kollayandır.

    doğru insanı ararken girilen şekil şemal, bizi onun için doğru olmaktan çıkarır aslında. en doğru en doğal olandır. bunu unutur, o bizi yüzlerce metreden seçsin diye şatafata boğarız kendimizi.yüksek sesle konuşuruz o ne kadar esprili olduğumuzu anlasın uzaklardan diye, pembe, morlara boğarız kendimizi elalem çok yakışıyor dedi diye, sosyal görünmek için bir merhabamız olan herkesi öperiz yol ortası rastlantılarında.

    bu sebeple bekleyiş kaybettirir aslında ha keza arayış da. çünkü gerçek, yağmuru seyrederken yalnızlığa ağlamaktır.
    doğru insan bu anı içten içe bilen ve bu anı silmek için emek verendir.
    oysa göremeyiz. çünkü yaptığımız şatafatın benzerini bekleriz ilk etapta.

    karizmatik bir merhaba bekleriz belki de o her bayram mesaj atanımızdır. 15 yıldır doğum günümüzü unutmayan ve sadece dost gördüğümüzdür.
    belki okulda sınav dönemi bize de fotokopi çektirendir.

    doğru insan biz teklif etmeden ders çalıştıran, hava soğuduğunda ceketini verendir.
    doğru insan yalındır, doğaldır. bunu bilmek bekleme süresini kısaltır.
    aramak ya da beklemek değil aslolan görebilmektir.

    herkes için doğru insan vardır, önemli olan omzunuza bırakılan ceketteki sıcaklığı hissedebilmektir.

  • abdülhamit e laf edenler hakkında soruşturma açılan ülkede cumhuriyetin ikinci cumhurbaşkanına laf atmak serbest. laf atanları toplasak inönü nün tırnağı etmezler

  • tarantino bu filmde ; toplumu, insan dogasinin kendi genetik mirasinin izin verdigi olcude hayatta kalmasini darwinist bir bakis acisiyla gosterir. hatirlayacak olursaniz filmde , calvin candie'nin, siyahların, beyinlerinin yapisindaki farkliliktan oturu, dogal olarak itaatkar bir yapida olduklarini belirttigi bir sahne vardir.

    psikanalist sigmund freud'un hayatta kalma icguduleriyle olan teorisi, darwin'in teorisinden izler tasir. freud, insanoglunu, dogustan bencil ve etkili bir sekilde rekabet etmek ve ayni zamanda guclu kalmak icin ne gerekiyorsa yapmaya istekli olarak betimler.

    freud'a gore, dogustan gelen arzumuz, insanlarin takdirini kazanmak ve icinde bulundugumuz sosyal cevrede en ust duzeye cikarak, yasamaktan en buyuk zevki elde etmektir. ancak , bu zevki elde etmek icin (ve tabii ki olasi cezadan kacinmak icin de) defacto kurallar ve yasalar, diger insanlarin ihtiyac ve refahlarini dikkate almanizi zorunlu kilar; boylece bir uygarlikta hayatta kalmak icin, dogal ve zevk arayan arzularinizi (id) sosyal ve ahlaki acidan kabul edilebilir formlara donusturmeniz gerekir (ego-superego)

    bu nedenle, cezadan, sosyal retden ve yuz kizartici durumlardan kacinmak icin, diger insanlarin ihtiyaclarini ve sosyal ihtiyaclar ile ilgili arzularinizi id ile ego arasinda surekli catisma yasayarak muzakere etmeniz gerektigini soyler. bu bilinc ve benlik arasindaki uzlasma, kisisel dinginlik ve ic huzur icin en iyisidir..ayrıca, genetik mirasiniz da bu muzakere ve sonrasindaki uzlasma icin bir yol gostericidir. hayatta kalmak icin uygun olan budur.

    --- spoiler ---

    schultz'un yakin zamanda azad ettigi siyah django'yu ele alalim : schultz, yasadisi sekilde cinayetlerinin karsiligini istiyor, django ise karisi broomhilda'yi kolelikten kurtarmak istiyor. ikisi hem uyum icinde hem de yalnizdir (django id'i temsil ederken, schultz superego'yu temsil eder). schultz'un django’nun tutkusuna ve hirsina ihtiyacı varken, django’da schultz’un zekasina ihtiyac duyar. ikisi de boylece kendi hirs ve arzularina ulasmak icin bir uyum yakalar. django , odul avcısı schultz ile alti ay gecirir, bu sure zarfinda ondan bir cok sey ogrenir ve ona yardim eder, bunun karsiliginda ise schultz ona karisini kolelikten kurtarmaya yardim edecektir.

    filmde darwin ve freud'un insan dogasi teorilerinin de bir cok ornegi mevcuttur. tarantino, insanin hayatta kalmak icin en uygun ozelliklerini nasil kullanacagini iki farkli karakter ustunden cok guzel betimler. mandingo dovusunde tasvir edildigi gibi mi? ya da, schultz gibi hayatta kalmak icin bize yardim eden ustalik ve akil gibi mi? ya da belki de, insan dogasinin en yalin ve guzel ifadesi olan django ve broomhilda arasindaki sevgi ve tutku ile mi? schultz'un karakter evrimi de, bizi, tarantino'nun ulastigi yer hakkinda bilgilendirir.

    insanoglu, sadece kendi arzu ve tatminlerinin pesinden giderek, mutlulugu ve ic huzuru yaklayamaz. schultz -bir onceki paragrafta belirttigim gibi- karakterindeki evrim soncucu django'yu ozgurlestirerek maddi odulden daha buyuk tatminler oldugunu kesfeder, boylelikle , schultz da bir nevi "zincirlerinden" kurtulmus olur.

    --- spoiler ---

  • ahmet çakar: ben de serencebeyliyim gurur duyuyorum
    abdulkerim durmaz : serencebeyli misin hocam?
    a.ç: evet
    a.d: bravo hocam.

  • adamlar tepki göstermek için gitmiş güzel güzel suç duyurusunda bulunmuş. eli sikinde gezen ergen de gelmiş "kimi kime şikayet ediyorsun" diyor. yapma yahu öyle mi gerçekten? şikayette bulunan abilere haber verelim hemen geri çeksinler. yargı da onlardaymış abi hiç mi kafanız yok diyelim.

    fazla tevazunun sonu vasattan nasihat dinlemektir.

  • bencilliği ile kendinden nefret ettirendir.
    çocuk bu ya hu, çocuk. okulu ayrı, beslenmesi ayrı, sağlık giderleri kılık kıyafeti ayrı... bir çocuğa ortalama bir hayat sunamadıktan sonra onu doğurmanın, büyütmenin ne anlamı var? 30 yaşıma gelmek üzereyim, kızım büyüdü, başta annem olmak üzere herkes 2. bir çocuğu neden yapmadığımı soruyor. kendi hayatımı, özgürlüğümü ve bana ait olan bir geleceği bir kenarı bırakarak (ki bunu anlamazlar zaten) şöyle diyorum; "kızımın hayat standartlarını düşürmek demek 2. bir çocuk. bunu ona neden yapayım?"
    çocuk rızkıyla gelir diyenlere ayrı sövüyorum.

    edit: al işte biri dedi bile. selam kardeş. biz de senden bahsediyorduk.

    edit2: bu entry bir gazete manşetine istinaden 4 ya da 5. entry olarak yazıldı. yoksullugundan dolayı bir bebeğin hayatını riske eden ebeveynler nedeniyle bu kadar öfkeli cümleler içermis oldu. üstteki entrylere ne olduğu konusunda bir fikrim olmasa da başlık başa kalmıştır. yine de (!) ; sorumsuzca çocuk yapacak ve o çocuğun hayatını riske edecek kadar bencil ve sorumsuz insanlar çocuk yapmamalı.

  • cogu turkun vazgecilmezidir, yurtdisinda bir nebze olsun islak mendille giderilse de, siz, siz olun islak mendil alirken uzerinde ne yazdigina bakin, yoksa benim gibi aksam eve varana kadar kicinizda mentol ferahligini hissedersiniz.

  • bu kadar yüksek sayıda mülteci ya da sığınmacı olmaz zaten. bunun adı olsa olsa işgaldir. ki bunlar resmi rakamlardır. kayıt dışı olanlar da eklendiğinde, durumun vahameti daha net ortaya çıkacaktır.

    türk milleti çok vahim bir tablo ile karşı karşıyadır. bu sessiz istilayı halen normal göstermeye çalışan, konuyu ırkçılık düzlemine çekerek ucuz siyaset peşinde koşan çevrelere gereken ders verilmelidir.