hesabın var mı? giriş yap

  • son günlerde adından sıkça bahsettiren amerikalı country şarkıcısı.

    kentucky doğumlu stapleton, kariyerine 2001'de nashville'e taşınıp şarkı yazarı olarak başladı. 2007-2010 arasında the steeldrivers adlı bir bluegrass grubunun vokalistliğini üstlendi. 2010'da ise the jompson brothers adıyla kendi grubunu kurdu. 2013'te mercury nashville kayıt şirketiyle anlaşarak solo kariyerini başlattı. ilk solo albümü traveller'ı 2015'te yayınladı.

    solo albümleri:

    traveller (2015)
    from a room: volume 1 (2017)
    from a room: volume 2 (2017)

    stapleton country endüstrisine fırtına gibi giren bir isim. ilk solo albümüyle iki önemli country ödülü olan academy of country music awards ve country music association awards'ta yılın albümünü, yılın erkek şarkıcısını ve en iyi yeni şarkıcı ödüllerini aldı. grammy'de hem "traveller" (2016) hem "from a room: volume 1" (2018) ile iki defa en iyi country albüm ödülünü kazandı. ilk albümü traveller, grammy'de yılın albümü dalına aday olmayı başardı. 2000'li yıllarda grammy'de en iyi country solo performans, şarkı ve albümü aynı gecede almayı başarmış ilk erkek şarkıcı. şu an için tek eksiği cma ve acm'in en büyük ödülü "entertainer of the year", onu da bu yıl kazanabilir.

    şu sıralar ise justin timberlake ile düeti say something ile gündemde ki kendisi 2015 cma ödülleri'nde timberlake ile düet yapmıştı.

    genel bilgileri bir kenara bırakacak olursak, stapleton country'nin bir süredir eksikliği hissedilen yeni kan ihtiyacını karşılıyor. country ödüllerini keith urban, brad paisley, blake shelton, jason aldean ve luke bryan döngüsünden kurtardı. üstelik gerçekten country yapıp da bu kadar dinlenmeyi başardığı için endüstrinin önde gelenleri tarafından çok sevildi. "country pop" gibi yumuşatılmış country yerine outlaw ya da bluegrass yapması oldukça takdir ediliyor.

    yalnız adam giderek country'nin adele'ine dönüşüyor. son zamanlarda aday olduğu jüri ödüllerinin çoğunu kazandı.

  • aslinda kaza hakkinda yapilan aciklamalar ve teoriler oldukca aciklayicidir:

    resmi rapor cadirin icten yirtilarak acilmasini ve kayakcilarin don paca kendilerini disari atmis olmalarini hafif bir cig olayina baglar. cig sonucu kar altinda kalan cadirdan cikmak icin cadiri yirtarlar ve baska bir cigin altinda kalmamak icin kacarlar. cok soguk kosullarda, hipotermiye bagli olarak insanin dusunme yetisini cok cabuk yitirdigi goz onunde bulundurulursa giysilerini almak icin cadira donmeyisleri, cadiri bulamayislari da mantik dahilindedir. cadira en yakin cesetlere cadirin kuruldugu yamacin dibinde ulasilmistir ve bu cesetler soguk nedeniyle donarak olmuslerdir. 4 ceset ise 4 metre derinliginde bir dere yataginin dibinde bulunmustur ve vucudunda olumcul kiriklar bulunan 3 ceset bu 4lunun 3udur. cadira donmeye calisirken dusme sonucu yaralanip donma sonucu hayatlarini kaybetmislerdir.

    dilinin olmadigi soylenen kaza kurbaninin ise gercekte sadece dili degil alt cenesi de yoktur, bu da olumlerin ardindan grubun bir vahsi hayvan (buyuk olasilikla kurt) tarafindan ziyaret edilmis olmasi sonu gerceklesmis olabilir.

    kurbanlarin vucutlarindaki turuncu yaniklar ise bir ceviri hatasi gibi gorunuyor. normalde 12 yasinda ilgili kayakcilarin cenaze torenine katilmis bir cocugun "koyu kahverengi bir ten renkleri vardi." sozunun yanlis yorumlanmasi olabilir. ilgili cocuk daha sonradan dyatlov vakfini kurmustur. koyu kahverengi ten rengi ise gunesli gunlerde kardan yansiyan gunesin insan tenini yaz gunesinden bile fazla yaktigi dusunulurse, kolaylikla aciklanabilir. ayrica olumlerinin uzerinden uzun sure gectikten sonra duzenlenen cenaze toreninde bedenlerin makyajdan gecirilmis olmasi da olasidir.

    ilgili zaman araliginda bolgede gozlenen turuncu isik kurelerinin sovyet ordusunun r-7 roket denemeleri oldugu kanitlanmistir.

    geriye kalan radyasyon gizemi ise dunya kamuoyuna ancak 1970li yillarda aciklanan, dunyanin en buyuk 3. nukleer kazasi olan ve ilgili gecide goreceli olarak yakin olan, kayakcilarin kaybolusundan 2 sene once gerceklesen kyshtym faciasina (http://en.wikipedia.org/wiki/kyshtym_disaster) yada roket denemelerine baglanabilir.

    sonuc olarak hic canli tanik olmamasi nedeniyle hic bir zaman tam olarak ne oldugunu bilemeyecegimiz bu olay aslinda oldukca mantikli aciklama temellerine oturtulabilmektedir. yine de zuzayli yada radyoaktif mutant / biyolojik savas silahi teorileri daha cok ilgi cektigi icin herkes isin bu yonune yonelmeyi yeglemektedir.

    bize kayakcilara rahat bir dinlence dilemekten baska dusen bir sey yok aslinda. sanssiz bir kaza gelmis baslarina.

  • bunun jeneriğini izlerken "hadi oğlum, önce banyoya, sonra doğru yatağa, kapat artık televizyonu, yarın okulun var" çığrışlarını duyar gibi oldum. hey gidi günler, pazartesi sendromunun verdiği ardinalle daha da artardı bu kulübün yayınladığı filmleri izlemenin zevki.

    şimdi star sinema kulübü, batman'i yayınlarsa, alacam anne ve babamı karşıma, gidin banyonuzu yapın yatın, ben sabaha kadar batman'i izleyecem diyeceğim.

  • kendi ellerinle çektiğin bir kağnının yol tutuşunu ve hakimiyetini veremiyor kesinlikle. fabrikanın sana biçtiği vites oranlarıyla ömür mü geçer? şöyle ayağını çamura saplayıp araya şanzımandı motordu sokmadan tekerin devrini kendi kas gücünle ayarlamak varken. terlemeden araba kullanmak da neyin nesi? kollarında damar çıkana kadar asılmak, kendini gerçek erkek gibi hissetmek varken parmak uçlarıyla vites başını avuçlamak da ne? o arabayla 10km gittikten sonra aldığın hazzı, içine çektiğin temiz havayı hangi düz vites verebilir?

  • https://www.youtube.com/watch?v=tbde2rpi4ik

    90'li yillarin baslari, eskisehir anadolu universitesi sineması:

    film cinema paradiso, filmi seyredenler bilir. küçük bir italyan kasabasında kilisenin işlettiği sinema dışında sinema yoktur. o sinemada da rahip öpüşme sahnelerini hep sansürler.

    yillar sonra esas oğlan bir sinema açar ve kasabadaki herkes nihayet bir öpüşme sahnesi göreceği düşüncesi ile filme gider. filmde tam öpüşme sahnesi gelir...

    bizim sinemanın makinisti tam filmin içerisindeki filmde öpüşme sahnesinde şalteri kapatır. ortam birden kapkaranlik olmustur. açtığında ise opusme sahnesi geçmiştir.

    insanlar bir sure ne oldugunu anlayamaz, ardindan kahkahalar arasında makinist alkışlanır. film biraz geri sarilir, aynı sahne izlenir ve film devam eder :)

  • meclis başkanı, seçilen milletvekilleri arasında en yaşlı üye olduğundan dolayı meclisi açacak deniz baykal'la cumhurbaşkanı'nın görüşmesidir. hürriyet'in dediği gibi "sürpriz görüşme" falan değildir.

    edit: gelen mesajlar üzerine sürpriz görüşmeymiş.

    edit2: gelen mesajlar üzerine süpriz değil sürpriz

    edit3: "hükümeti kurma yetkisini istediği milletvekiline verebiliyor malum.. lan yoksa..."

    edit4: gelen mesajlar üzerine başka gelen mesajları yazmamalıymışım

  • herkesin de keşfeti sanat fişman, yalancı köpekler sizi. ulan hepiniz sanatseversiniz, kültür mantarısınız da bu ülke neden bu halde.

  • burda mallarını kiraya verip almanya’da sosyal yardım alma devri bitti. bitti o iş.

    derhal ülkeye dönün bu güzel vatanda hep beraber yaşayalım. eurosuz, reisimizin uygun gördüğü şekilde.

    edit: aranızda hala ironiyi bilmeyenler var.
    edit: fikrinizi merak etsem tek tek mesaj atarım sen bu konuda ne düşünüyorsun diye. dolayısıyla fikirlerinizi bana göndermeyin.

    ayrıca uzun lafın kısası;
    (bkz: #112945024)