hesabın var mı? giriş yap

  • iyi abi başka biri çıksın. desinki 2.selim kanuni sultan süleymanın oğlu değil. yassif nasinin oğlu
    desimki kaynak ta aha; a galante historie des turqia torne vıı.
    1453 te istanbul fethi diye bir şey yok. bunlar uydurma desin

    mohaç yalan desin.
    kimse bu deli sacmasına cevap vermez. cevap vermeyince tezlerime kimse cevap vermiyor desin geçsin.

    bir kitlede cıksın var hocamız gerçek tarih anlatıyor. bizi yalan tarihle uyutmuşlar desin.

    al sana fötrlü deli.
    ondan kolay ne var...

    edit: mısıroğlu ve onun kitlesi ile alay etmekte cok zevkli bu arada.

  • türk internet tarihinin en büyük trollerinden biri: the terrible turk - fırat koyuncu!

    2000'lerin sonlarına doğru, amerikan güreşi türkiye'de yavaş yavaş popülerlik kazanmıştı ve bu süreç 2010'lu yıllarda gösterilerin televizyona gelmesiyle zirveye ulaştı. wwe gibi büyük organizasyonların geniş kitlelere ulaşan bu spor etkinlikleri, o zamanın çocukları için mükemmel bir eğlence haline gelmişti ve abartısız o dönemin birçok çocuğu, günümüzün gençleri ekran başına kurulup gösterinin başlamasını beklerdi.

    amerikan güreşi sahnesi birçok yıldız isimle dolup taşmaktaydı, fakat takdir edersiniz ki bu dönemde, ingilizce ile alakası pek olmayan o nesil için internet siteleri mükemmel bir bilgi kaynağıydı. bu platformlar güreş severlere haberler, söylentiler ve hatta özel röportajlar gibi kapsamlı açıklamalar sunuyordu. siz ekran karşısında o kaslı erkekleri veya güzel kadınları izlerken bir yanınızda ''nasıl böyle bir vücut yapılmış? ne yiyip ne içiyorlar ki? bu adamlar acaba nereli?'' diye düşünmekten kendisini alıkoyamıyordu.

    işte bu the terrible turk hikayesi, o dönem güreş tarihinin temelleri, bu arenada yer almış eski/yeni her sporcunun biyografisi, hatta geçmiş ve gelecek gösteriler hakkında bilgiler arayan bir neslin temiz kalpliliğinden ortaya çıktı.

    hikâyeye göre, 20 şubat 1955’te mersin'de dünyaya gelen fırat koyuncu; ilk güreş deneyimini 1994 yılında yaşamıştı, fakat maçlara mehter marşı ile çıkması, ringde kurban kesmesi, spiker masasında tavla oynaması ve hatta kazanmak için ringe tavuk atması onu amerika halkı için kısa sürede heel/kötü bir karaktere dönüştürmüştü. osmanlı tokadı isimli bitirici hareketiyle bilinen fırat koyuncu, kariyeri boyunca mazlumun yanında olmuş ve çeşitli kemerler için mücadele etmişti, fakat sakatlıklardan dolayı istenilen seviyeye gelemeyeceği anlaşılınca kovulmuştu.

    hikâye o kadar inandırıcı yazılmıştı ki dönemin spikeri bilgehan demir, 11 ağustos 2010 tarihindeki bir televizyon kanalında the terrible turk'dan bahsederek ekranın bir kısmında fotoğrafını paylaştı ve bu başarılı troll denemesine inandığını tasdikledi. aslında the terrible turk diye bir amerikan güreşçisi yoktu, hiç olmamıştı. bu mahlas eski bir türk yağlı güreşçi olan koca yusuf'tan alınmıştı. fotoğraflar ise türk'e benzediği düşünüldüğü için dönemin eski bir amerikan güreşçisi olan rick steiner’e aitti. internette yazılan her bilginin araştırılmadan tüketildiği bir dönemin kahramanı olan fırat koyuncu, çokça hayal gücü ve biraz internetin bir dönemi nasıl etkileyebileceğinin komik hikayesi olarak arşivlerde yerini aldı.

    yazılan hikayenin tamamını okumak için kaynak
    rick steiner'a ait fotoğraf

  • uzak doğu sinemasında her dönemde dikkati çeken çeşitli kara filmler çekilmiştir. japon sinemasının imparatoru kurosawa, yoidore tenshi (1948), nora inu (1949), warui yatsu hodo yoku nemuru (1960), tengoku to jigoku (1963) gibi başrolünde toshirô mifune ile takashi shimura’nın oynadığı kara filmler çekmiştir.

    2. dünya savaşı sonrası japonyası’nın ahlaksal tükenişiyle yozlaşmışlığını dile getiren bu filmler, kurosawa sinemasındaki belirleyici stili de ortaya koyar. örneğin yoidore tenshi’deki başfigürün (toshirô mifune) yakalandığı kanser, japonya toplumunun 2. dünya savaşı’nın ardından tutulduğu derin toplumsal hastalığı, psikolojik tükenişi anlatan bir metafordur. kansere yakalanan yakuza’ya yardım elini uzatan doktor (takashi shimura) ise boşuna çaba sarf eder.

    nora inu’da acemi polis dedektifi murakami’nin (mifune) yaşlı kurt sato’yla (shimura) birlikte yürüttüğü, suçluluk duyguları içinde azap çektiği kriminal araştırmada, "kötü insan yoktur; kötü çevre vardır." sonucuna varılır. kurosawa 2. dünya savaşı sonrası japonyası’nda dalga dalga büyüyen suçu, sınıflararası eşitsizliği belgeselci bir tarzda betimlemeyi dener. anlatıya belirgin bir ahlaksal bakış açısı egemendir.

    tengoku to jigoku’da iki sınıfı, burjuva sınıfıyla proletaryayı karşı karşıya getiren grandmaster, nefes kesici bir gerilim öyküsüne yer vermiştir. iki sınıf arasında uzlaşmanın olanaksız olduğu gerçeği, bir karamsarlık inancından öte, evrensel bir doğruyu betimlemek içindir. kurosawa’nın birçok filminde ahlaksal temaların çeşitlemeleri tekrar tekrar vücut bulmuştur. alaycıdır, insana tepeden bakan sevimli ve oyuncu bir tanrı gibidir, ama son kertede hümanist bir yönetmendir.

  • kagit ustunde ligin en iyi kadrosu net olarak galatasaray'da.
    ama oynadigi berbat oyunu geciyorum.
    - bakiyorsunuz 4-5 oyuncusu sacini sariya-beyaza falan boyamis ki boyle takimlardan bir sey ciktigini gormedim.

    - dunya kadar para odedigi dunya yildizi carptirarak gol attiktan sonra,3 haftadir idmana bile cikamiyor, td'si "musait olursa oynatmak isterim" diyor.

    - bir digeri her hafta instagram kasarlarina yurumekle mesgul.

    - 10 numarasi oyundan cikarken kendi tribunlerine ana avrat kufrediyor.

    - babel gol attiktan sonra taraftarina "bos konusuyorsunuz" isareti yapiyor

    - takimin en iyisi haftalardir muslera

    - bjk macinda kaleyi ilk tutan sut 80'lerde

    - avrupa'da 24 mactir falan galibiyet yok. 3 cl macinda 0 gol

    ama tum bunlara ragmen terim imparator, fenerasyon ve fbjk bize karsi, tum kulupler birlesmis, hakemler bizi katlediyor bidi bidi.
    sirada albayrak'tan "sezon sonu elimizdeki belgeleri aciklayacagiz" aciklamasi var

  • şu an sözlük bize ait arkadaşlar. kanzuk meşgul. istediğimiz yapabiliriz bence.
    ay çok heyecanlandım. annem nilgül teyzelere gidip evde tek kalınca da böyle olurdum.

    napıyoz lan hadi?