hesabın var mı? giriş yap

  • ya inna ninna aulim deyip araya arapça bir şeyler katınca sizden akıllısı yok zaten.
    allah adına iş yapıp kul adına piyonluk yapmak çok mümin bir hareket zaten.
    kendisinden ateş üflemeli şovlar da bekliyoruz.

  • 61 anayasasında özgürlükler asıl,yasaklar istisna
    82 anayasasında yasaklar asıl ,özgürlükler istisna haline gelmiştir. (82 anayasası için "ancak anayasası" da denilmektedir)

  • la bu odtü'lülerde hakikaten espiri anlayışı yok. öss ile türkiye'nin kalbur üstü öğrencilerini alıp, garip bir hale getirip, üstüne ego yükleyen bir üniversite oldu çıktı odtü.

    edit: garip bir halden kastım; solcu desem solcu değil, sağcı desem sağcı değil. solcu faşist, hafif de liberalite serpilmiş ama geri alınmaya çalışılmış bir hal.

  • tuba diyor ki; ‘kendi kitabını istedi bir de ya mal mı ne bu adam?’
    açıkça söylemek gerekirse, ısrarla kendi kitabını kaynak olarak isteyen ve sınavı o kitaptan yapan öğretmenlere ben de aynı şeyi söylüyorum. tuba saygısız değil, tuba aklı çalışan bir öğrenci. öğretmenin bu dayatmasına karşı çıkan bir öğrenci.

  • bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada

    böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.

    edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)

    edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.

    algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link

    edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)

  • sparta'nın diyarşi olarak adlandırabileceğimiz çift krallı yönetim şekli içerisinde kralları kontrol altında tutabilmek ve hatta yargılayabilmek adına deyim yerindeyse bir emniyet valfı işlevi gören ihtiyar heyeti.

    60 yaşını geçmiş 28 kişiden oluşan bu heyetin görevleri arasında; roma cumhuriyeti'ndeki konsülün işlevine benzer bir görev tanımı olduğunu ifade edebileceğimiz ve her sene seçimle yenilenenephoros makamında bulunan beş yüksek yargıcın çıkardığı yasalar ve aldığı idarî kararların mevzuata uygunluğuna karar vererek bu kararların vatandaş içtiması olarak tanımlanabilecek nihai bir karar oylamasına sunulup sunulmayacağına karar vermek, tüm idari duruşmalarda jüri görevini ifa etmek, vatandaş içtimasında alınmış olan herhangi bir kararı sparta'nın çıkarlarıyla ters düştüğüne inandıkları hallerde reddedip yürürlükten kaldırmak ve bir senelik görev süreleri sona eren beş ephoros ile gerekli hallerde kentin krallarının yargılanmasından sorumlu olmak bulunuyordu.

    kralların yargılanması ise baştan aşağı enteresan ve tamamen sparta'ya münhasır bir süreçti. gerusia üyesi 28 ihtiyar, faal görevde bulunan 5 ephoros ve 2 kraldan oluşan jüri, kentin krallarından birisini yargılıyordu ve toplamda 35 üyeden 18'i bile kralı suçlu bulsa, gerusia'nın kralı sparta'dan sürgün etme yetkisi beliriyordu. gerusia'nın bu yetkiyi kullanmakta hiç de çekingen davranmadığını iii. kleomenes, polydorus, ikinci leonidas ve pausanias gibi krallardan biliyoruz.

    ünlü romalı hatip, avukat ve siyasetçi marcus tullius cicero, sparta'nın yönetim şeklinin ideal bir cumhuriyet olduğundan ve resmi olarak krallık şeklinde adlandırılsa da aslında çok başarılı bir demokrasi uygulaması olduğundan bahsetmiştir ki askeri disipliniyle ünlü bir şehir devleti için bu aslında büyük övgüdür. mamafih; söz konusu dönemde bahsedilen demokratik cumhuriyet ifadesinin, dönem toplumlarındaki köleler, özgürleştirilmiş köleler ve kadınlara karşı soylular tarafından bellenen tavır ve soylular ile zenginlerin toplumun bu değerli paydaşlarını hiçbir şekilde politik yaşamın bir parçası olarak telakki etmemesi dolayısıyla aslında oligarşik demokrasi olarak tanımlanmasının daha doğru olacağını da eklemek gerekiyor.