ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
grafik roman
-
anaakım çizgi romanlardan en büyük farkları son dönem alışık olduğumuz tv dizileri gibi enteresan ve zengin bir kurgu üzerine şekillenmiş olması ve bu çizgide işlemesi, çoğunlukla başı ve sonu belli bir hikaye anlatması olan progressive çizgi romancılıktır. klasik çizgi romanlardaki ana karakter odaklı, bitmeyen, sürekli yeni maceralara yelken açan süper kahraman miti hikayeleri yerine, olaylar ve işlenen konseptin detayları kurgusuna ağırlık vererek büyük çoğunluğu realistik olarak inşa edilmiş temellere oturur. karakterlerin psikolojilerine daha derin olarak iner, meydana gelen olayların etkileri daha zengin ve detaylı olarak işlenir. hikayeler çoğunlukla ağırdır, rahatsız edicidir, acı gerçekleri vurgular. hem derinlikleri, hem de karanlık yönleriyle tamamen yetişkinlere hitap eder. ingilizcesi yetersiz olanlar için malesef çok sınırlı kaynak vardır. ama çok büyük çoğunluğu ingilizce olan kaynakları rahatça okuyabildikten sonra, kitap okuma fırsatı her an mümkün olamayan ofiste cdisplay programı yardımıyla kahve eşliğinde okumanın keyfi paha biçilmezdir.
(bkz: the walking dead)
(bkz: y the last man)
(bkz: persepolis)
özge ulusoy'un göbek deliği
-
beni hayretlerden hayretlere sürükleyen göbek deliğidir. o nasıl bir yerde olmuş ey sözlük öyle bir ayarsızlık öyle bir bozukluk olabilir mi yahu? neredeyse göğsünde kolye niyetine kullanacak.
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/…2-temmuz-2013
edit büdüt: bu olayın bu kadar büyüyeceğini, magazine düşeceğini bilemedik o zamanlar. özge'ciğim rencide ettik azıcık hakkını helal et.
bir ölü diriltme hakkı verseler diriltilecek kişi
-
hiç tanımadığım bilmediğim buram buram özlediğim tek insan. annem.
debedit: ya nasıl güzel yürekli insanlarmışsınız be. o güzel mesajlar da ne öyle. başlığı görünce istem dışı, hiç düşünmeden verdiğim bir cevaptı amacım ajitasyon falan değildi kesinlikle. yine de birbirinden içten mesajlar geldi. duygulandım. tişikkirlir sipirminler...
(bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
madeira şarabı
-
hakkında pek kimsenin bilgi sahibi olmadığı, tüm övgüleri hak eden bir şaraptır ve kanımca burada kendisi hakkında bir entry yazmak da boynumun borcudur.
kendisi fortified wine sınıfına dahil edilebilir, yani fermantasyon süreci distile alkol eklenerek sonlandırılır. ancak madeira şarabını dünyadaki tüm diğer şaraplardan ayıran kendine has bir yapım tekniği vardır ki insanda yoğun saygı uyandırır.
bir madeira şarabı alabilmeniz için en az iki sene oncesinde madeira adasinda bir portekizli muhtemelen tinta negra mole türü üzümlerini hasat etmiştir. normalden biraz geç gerceklesen bu hasat sonrasında diğer klasik şaraplardaki yolu izlemiş, üzümleri ezmiş, şırayı mayalandırmıştır. mayalandırma sürecinin sonuna geldiğini dusundugunde ise muhtemelen bir brandy ilavesiyle mayaları öldürmüstür.
işte madeira şarabının eşsiz hikayesi tam da burada başlar. eski zamanlarda uzun deniz yolculuklarında burada mola veren denizciler normal şaraba nazaran daha dayanıklı olan bu alkol ilaveli şarapları gemilerine yuklermis. tabii o zamanların populer alkolü brandy veya rommuş. şimdiyse neredeyse tamamen brandy kullaniliyor. ancak bir gun deniz yolculugundan dönen bir gemide tüketimden arta kalan şarabın denizde sürekli gunese maruz kalmasından mütevellit tadının değiştiği, hatta kimilerine göre güzelleştiği farkedilmiş. bu şarabı tadan kişiler adeta "ananıskim bu ne tatlı bir tane bir şaraptır böyle" gibi abuk subuk, saçma sapan hayranlık ifade eden tepkiler vermişler ve git gide deniz turunu tamamlamış şarapları satın alabilmek icin limanda bekleyen gerizekalı bir alkolik kitle oluşmuş. ee, say kanunu diye de bir şey var sonuçta.
bunun neticesinde madeira adasındaki şarap üreticilerinden bazıları da bu kitlenin talebini karşılamak için şaraplara gemiyle 3 aylık turlar attırıp vinho da roda dedikleri şaraplar üretmeye başlamışlar. tabi bu yöntem hem zor, hem pahalı, hem de üretim sınırlı. sonradan şarapları karada gezdirmeye, sonrasında da oldugu yerde icinden sicak su borulari gecen kazanlarda ısıtmaya başlamışlar. günümüzde de benzer bir yöntem kullanılmaktadır.
4 temmuz 1776'da amerika birleşik devletlerinin temelini atan bağımsızlık bildirisi o gece imzalayanlar tarafından madeira şarabı içilerek kutlanmıştır. o dönemin birleşik devletlerinde şarap yapılabilecek üzüm neredeyse hiç yoktu. madeira şaraplarına altın muamelesi yapılıyordu.
kendisi de hem şarap üreticisi, hem koleksiyoneri, hem de zevkli bir tüketicisi olan başkan thomas jefferson da bu şarabı favorilerinden biri yapmıştır. 100 dolardaki sevdiğimiz abimiz benjamin franklin büyük yemeklerden sonra bir kadeh madeira içmeyi alışkanlık edinmiştir. george washington ise her akşam yemeğinden sonra bir kadeh madeira içmeye ölene dek devam etmiştir.
olur da bir yerde bulursanız alın. şaraba merakınız varsa mutlaka bulun. fransız le vin jaune de jura gibi, alman spatlese riesling von moselland gibi bölgesel bir kültüre tanıklık edin. bir sanat eseridir madeira şarabı.
suda sağlık, şarapta hakikat vardır.
iş kuracaklara tavsiyeler
-
bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;
öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.
ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.
belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.
bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.
alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı
sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.
hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.
böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"adamlar aile arasında nişan yapar gibi başbakan seçti amk"
bomba konur diye sokağına çöp kutusu konmayan ülke
-
çöp kutusu bulamayınca bomba koyamayan salak terör örgütü tarafından tehdit edilmektedir.
21 mart 2018 tsk hizbullah çatışması
-
ne renkli coğrafya lan bir giriyorsun her ideolojiden adamla çatışıyorsun.
counter strike serverı gibi şerefsizim.
türkiye'de pahalı olan şeyler
-
ıphone
babayla yer değiştirmediği için linç edilen adam
-
aslında haklı adam.
10-15 lira farkla istediğin koltuğu seçebiliyorsun bilet alırken. baba bey alsaymış yan yana oğluyla.
türkçede en kıl olunan ifade
-
(bkz: o değil de)
30 temmuz 2019 bayern münih fenerbahçe maçı
-
gollerin tekrarını izliyorum sanıyodum, meğer yine gol yiyormuşuz amk.
tunç soyer'in osmanlı'ya hakaret etmesi
-
yunanın adı geçmiyor demişler. ben konuşmadan şu kısmı sizlere aktarayım da bu osmanlı trollerine geçit vermeyeyim.
"emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle, körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti."
--- spoiler ---
edit: yunanistan türkiye cumhuriyetine sizden daha az düşman yemin ederim bi susmadınız amk.
edit 2: “hani yunan adı geçmiyor gene.” diyen 200. arkadaşa kahve ısmarlayacağım.
edit 3: kaçak vahdettinin torunları çok kızmış. sizlere nil karaibrahimgil'den vahdettin şarkısını öneriyorum.
--- spoiler ---
survivor all-star
-
şu fani hayatta görmeyi en çok sevdiğim suratlar sıralı tam listesi;
*kırmızı kart yemiş emre belözoğlu face
*canlı yayında ayar yemiş melih gökçek face
*iddialı olduğu oyunda hakan hatipoğlu tarafından tokatlanmış turabi face
teşekkürler hakan..