hesabın var mı? giriş yap

  • ortada durumun gerçekliğini kanıtlayacak herhangi bir belge (an itibari ile) olmadığına göre masabaşı haberciliğin artık senaristler tarafından yapıldığı gösteren haberdir.

  • amerikan medyası an itibarıyla yıkılmakta ve her önüne gelen bu adamı yerin dibine sokmakta. anahaber bültenlerinin yarısından fazlasını bu adama ayırmış, gudubet suratını ekrandan gözümüze sokmaktalar.

    obama ailesiyle bir zamanlar fazla içli dışlı olmasına rağmen aktrislerin açıklamalarından sonraki ciddi ilk taşı obamalar attı, sonra clinton sonra da bütün medya.

    medya liberalleri de burdan vurmaya başladı, her kanalda hemen hemen şöyle altyazılar geçiyor:

    liberal hollywood niye bu zamana kadar bilip de sustu? hollywood ikiyüzlülüğü. vs vs.

  • bunu yazandır:

    "sana takıldım, peşinden koştum diye kendini bi bok sanma be bebeğim.çocukken de 'sinek ilacı' aracının peşinden koşardım, anlatabildim mi ;)"

    anlatabildim mi?

  • bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.

  • bedelli askerlik ben de istiyorum da, bedelli olmazsa oy vermem diyenleri görünce kanım donuyor. bu mu yani? bu kadar basit mi?

    tanım : haysiyetsizlerin toplandığı bir hashtagdir.

  • (bkz: neco)

    yillar yillar once*, sinif arkadasim necmettin'i telefona neco diye kaydetmistim. gel zaman git zaman, neco ile muhabbetim kesildi ama numarayi silmedim hic, hep telefonda durdu.

    ıki yil once whatsapp yukledigimde neco ismine karsilik turbanli bir kiz geldigini gordum, herhalde kiz kardesidir dedim kurcalamadim fazla. fakat zaman gectikce o resimler degisti, ama hep ayni kiz resimlerde olmaya devam etti. resimlerde evlendi, cocuk sahibi bile oldu, ama hala neco olarak kayitli olmaya devam etti.

    sonradan anladim ki bizim neco numarayi kullanmayi birakinca bu gsm firmalari numarayi baskasina vermis, sonuc olarak bizim neco olmus sana necmiye.

    hala neco diye kayitli duruyor kizin numarasi, yakinda ikinci cocugu gelecek resimlerden anladigim kadariyla, merakla bekliyoruz*

  • eskiden bize şımarınca "piç kurusu" der bir güzel döverlerdi, şimdi yok hiperaktif, yok çok asabi. geçen halaoğlu bir şeyler söylüyor oğluna, çocuk dünyanın postasını koydu buna, bu hala "bizim oğlan çok asabi". ne asabisi lan, beş yaşındaki adamın ne asabiyeti olacak? biz de asabiydik, anam terlikle bir girişir, alırdı bütün sinirlerimizi, köftelik kıyma gibi kalırdık öyle. şu an karşınızda gördüğünüz bu eşsiz nesil böyle yetişti.

  • "chatter: the voice in our head, why it matters, and how to harness it." kitabının yazarı ethan kross tarafından zararlı iç konuşma'ya (toxic self talk) ilişkin bazı tespitler:

    uyanık olduğumuz zamanların üçte biri ile yarısı arasında bir süreyi o anda kalmayarak geçiriyoruz. bu süre içinde ne yapıyoruz: iç konuşma. iç konuşma, hayatınıza yansıtmak için dili sessizce kullanma yeteneğinizdir. zararlı iç konuşma, iç sesin karanlık tarafını ifade eder. anlam bulmak için dikkatimizi içimize çevirdiğimizde çoğunlukla sorunlarımıza çözüm bulamıyoruz. bunun sonunda derin derin düşünür, endişelenir ve felakete sürükleniriz. olumsuz bir döngünün içinde sıkışıp kalıyoruz. zararlı iç konuşma, sahip olduğumuz bu olağanüstü aracı bir lütuftan ziyade bir lanete dönüştürüyor.

    iç konuşmanın evrimsel bir amacının olup olmadığı araştıran birçok bilim adamı, dili kullanma yeteneğimizin sadece başkalarıyla iletişim kurmak için değil, dünyada yönümüzü bulmaya yardımcı olan kendimizle iletişim kurabilmek için bir araç olduğuna inanıyor ve bu yetenek bize hayatta kalmak için bir avantaj sağlıyor. aslında bu, inanılmaz bir problem çözme aracıdır. spektrumun en temel ucunda iç konuşma, 'sözle çalışan bellek sistemi' (verbal working memory) dediğimiz şeyin bir parçasıdır. sözlü bilgilerin kafamızda aktif kalmasını sağlayan ve bize yardımcı olan insan zihninin temel bir özelliğidir. iç konuşma, aynı zamanda simülasyon yapmamızı ve planlamamızı sağlar. önemli bir sunumdan önce kafamızda olacakların üzerinden geçeriz. ne diyeceğimizi düşünür, farklı noktalar üzerinden geçer, seyircinin soracağı soruları duyup sonra sırayla cevap veririz. bu karşılıklı iletişimi simüle etmeye yardım için iç konuşmayı kullanırız. iç konuşma, kendimizi kontrol etmemize yardımcı olur. gece geç saatte bir atıştırma yapacakken kendi kendinize "yapma, sabah pişman olacaksın" dediğinizde bu iç konuşmadır ve size yardımcı olur. hayatlarımızı 'hikayeleştiririz'. birçoğumuz, kim olduğumuza ve kimliğimize dair anlayışımızı şekillendirecek şekilde deneyimlerimizi açıklayan bir anlatı bulmak için dikkatimizi içimize çeviriyoruz. yani bazen bu iç konuşma. inanılmaz bir yardım kaynağı olabilir ama bazen de bizi gerçekten mahvedebilir.

    birincisi, odaklanmamızı inanılmaz derecede zorlaştırıyor. zararlı iç konuşma dikkatimizi tüketir. zararlı iç konuşma, aynı zamanda ilişkilerinizde sürtüşmelere de neden olabilir çünkü sorunlarınız hakkında tekrar tekrar düşünüyorsunuz ve aynı zamanda başkaları için de iyi bir dinleyici olmuyorsunuz. ayrıca bizi daha asabi yapabilir ve 'yer değiştirmiş saldırganlık' (displaced aggression) olarak adlandırılan bir şeye yol açabilir. son olarak, iç sesin şiddetli, olumsuz fiziksel sağlık etkileri olabileceğini biliyoruz. muhtemelen stresin öldürdüğünü duymuşsunuzdur; bu tam olarak doğru değil. stres tepkisi aslında değişken bir tepkidir. stresi zararlı yapan şey, zaman içinde kronik olarak yüksek kalmasıdır. zararlı iç konuşmanın yaptığı da tam olarak budur. hayatımızda bir stres etkeni yaşarız, sonra o biter ama zihnimizdeki zararlı iç konuşma onu sürdürür. o olayı tekrar tekrar düşünmeye devam ediyoruz. bu da kardiyovasküler hastalık, kronik inflamasyon ve hatta kanser gibi şeyleri tetikleyecek şekillerde stres tepkisini aktif tutuyor.

    iç konuşmanın sonuçlarının ne kadar olumsuz olabileceğini anlamak zordur. iyi haber şu ki, iç sesinizin kontrolünü yeniden kazanmak için kullanabileceğiniz bilimin önerdiği araçlar var. kendi başımıza yapabileceğimiz şeyler, diğer insanlarla ilişkilerimizi kullanmanın yolları ve hatta fiziksel çevreyle etkileşim kurmanın yolları var. bu araçların gerçekten harika bir örneği ritüellerdir. kontrol sahibi olmayı seviyoruz. zararlı iç konuşma yaşadığınızda çoğu zaman düşüncelerinizin sizi kontrol ettiğini hissedersiniz. bilim aracılığıyla öğrendiğimiz şeylerden biri, bu kontrol dışı duyguyu etrafımızda düzen yaratarak giderebileceğimizdir; ritüeller bunu yapmanın bir yoludur. bir ritüel, her seferinde aynı sırayı uygulayarak, aynı şekilde gerçekleştirdiğiniz sıralı bir davranış dizisidir. davranışların her seferinde aynı şekilde olması, düzen ve kontrol hissi veriyor. zararlı iç konuşmaya saplanıp kaldığınızda bu gerçekten iyi hissettirebilir.

    tenis yıldızı rafael nadal, tenis kortunda yapmakta zorlandığı en zor şeyin kafasının içindeki sesleri yönetmek olduğunu söyledi. o da ritüellere başvurur. oyun aralarındaki molalarda dinlenme bölgesine gider. önce su şişesinden bir yudum alır. sonra diğer şişeden bir yudum alır. daha sonra her su şişesini sahanın çaprazına denk gelecek şekilde tam olarak aldığı noktaya geri koyar. bu onun zararlı iç konuşmayı yönetmek için yaptığı bir ritüel. iç sesinizi yönetmenize yardımcı olmak için her durumda, tüm insanlar için işe yarayan genel araçlar yoktur. asıl zorluk, sizin için en iyi sonucu veren, benzersiz araç kombinasyonlarının neler olduğunu bulmaktır.

    kaynak:
    what to do if your inner voice is cruel - ethan kross