hesabın var mı? giriş yap

  • bu hastalıktan muzdarip ve askerliğinizi yapmadıysanız eğer, sakın askere gitmeyin. çünkü tsk sağlık yeteneği yönetmeliğine göre askerliğe elverişli değilsiniz. gastro albayı habire fırçalar sizi neden askere geldiniz, sen askerlik yapamazsın diye. son yoklamada hastalığınızı belirtip hastaneye sevk alın, tüm raporlarınızı ibraz edin. geçmişinizi raporlarınıza dayanarak anlatın ancak raporların ıslak imzalı olmasına dikkat edin. asker hastanesi gataya atar topu. orada kolonoskopiden geçersiniz. raporlarınız doğrultusunda yaparlarsa enteroklizis yapılır yada pasaj grafisi çekilir. sonra büyük ihtimal çürük alırsınız. sevk tehiri verseler bile peşini bırakmayınız çünkü kitapta çürük yazan bir hastalıktır ve askere gitmemeniz gerekli. hadi bi enayilik yapıp gittiniz, katılış muayenenizde belirtin durumunuzu, hastaneye sevk alın ama resim yanınızda bulundurun. hastane ankara gataya şutlar, sonrası çürüğe giden yolun ilk aşamalarıdır. ötesi yoktur. sevgiler.

    edit 16/08/2023 saat 00:12 : 4 yıl sonra sözlükte klavye tuşlarına ilk temaslar. neyse peşrevi geçelim. malumu aliniz üzere 15/07/2016 tarihinde gerçekleşen menfur hadiseden sonra askeri hastaneler çıkarılan bir khk ile kapatıldı. bu sebepten dolayı siz sevgili crohn hastası ve askerlik namzetleri için sivil hastane yollarını arşınlama vaktidir. gerçi ana entryde belirttiğim hususlar askeri hastane işleyişi üzerineydi, sivilde işler nasıl işler bilemedim ama gecenin bu saatinde aklıma düşen bir yolu paylaşmak istedim. 2021 yılında aklıma geldi ve engelli raporu alabilir miyim diye zor bela sağlık kurulundan randevu buldum, o da ümraniye eğitim ve araştırma hastanesine. kötülemiyorum yanlış olmasın çünkü mhrs'de başka randevu yoktu! sabahtan gittim, sıramı aldım, beklemeye koyuldum. 1-2 saat sonra bankodaki abla çok sayıda barkod ve küçük kağıtla saldı beni aynı alandaki uzmanlık odalarına. göz, cerrahi, dahiliye falan işte. crohn hastası olduğum için cerrahi dahiliye konsültasyonuna, dahiliye de gastroya paketledi. gastrocu doktor abla da elindeki çeteleye bakıp "sana %50 yazarım ama çıkar mı bilemiyorum" diyerek sisteme işledi. aşağı yukarı yarım günde işleri bitirdim, heyet için gün alıp ayrıldım hastaneden. heyet günü güvenlik emmi elindeki listeden sırayla çağırır engelli namzetlerini. görevli doktor ve memurların sorduğu tek soru " sabun mac taviş misin -yess -oki hadi yallah!!" neredeyse 1 dk. bu kadar. 1-2 hafta içinde e-nabızdan takip ettim ve engelli raporum %50 ve ömür boyu olarak onaylanmış! çünkü hastalık ömür boyu. e-devlette de aynı rapor olduğu için kaşe imza için -benim gibi- hamallık edip gitmeyin hastaneye çünkü e-devletteki rapor e-imzalı ve heryerde geçerli. beleş akbil için 1 vesikalık foto, kimlik ve raporla karaköy iettye gidebilirsiniz :) ama sakın ola hastalık geçmişinize ait raporlar vs olmadan kurula gitmeyin! boşa kılıç sallamayın. tomarla kağıtla gittim ve istediğimi aldım. aslında o kovid döneminde hastane içindeki koşuşturmam hariç rahat bile aldım raporu. birazcık sabırla koruk şey olur, ne olur unuttum neyse.

    niye bu kadar uzattım bilmiyorum ama işin püf noktası için zaruri oldu. aldığınız engelli raporu (%40 altı olmamalı) ile askerlik şubesine gidip sadece o raporla askerlikten elverişsiz raporu almak daha kolay. en azında internetten edindiğim bilgiler doğrultusunda edindiğim kanaat beni bu düzeltmeyi yapmaya itti.

    cefasını biz çektik sefasını siz sürün köftehorlar sizi. hadi hayırlı teskereler.

  • benim bildiğim mourinho denilen adam da futbol oynamadı ama dünya futbolunda çok adı geçer, ama hasan şaş san siro'da gol atmış ve dünya kupasında brezilya'ya da gol atmış. demek ki hasan şaş mourinho denilen adamdan 100 kere daha fazla futboldan anlıyor. hay allahım ya, tartışmayı okumadan konuya daldım ama insanlar her futbol oynayana böyle davranacaksa işimiz yaş, şaş değil.

    edit: mourinho'nun futbol kariyeri için wikipedia linki yollayan arkadaşlara teşekkür ediyorum. bir çok amatör oyuncunun futbol kariyeri daha doludur ve adamla yıllardır bu kadar başarısına rağmen nou camp'da "hoşgeldin tercüman" diye taşak geçerler. ama hala san siro'da golü olduğunu sanmıyorum ve brezilya milli takımına da gol atmamıştır. yani birçok arkadaşın hasan şaş'ı savunduğu argümanlara göre hasan şaş konuşurken mourinho susmalıdır. hay allahım ya bu kadar basit bir şey için bile edit girdirdiniz adama.

  • mağaralarda karanlıklarda yaşa, ateşi bul, tekerleği bul, baltayı keseri icat et, çanak çömbelek yap, hayvanları evcilleştir, yazıyı bul, piramitleri inşa et, uygarlıklar kur, bilime sanata felsefeye kafa yor, matbaayı bul, yer çekimini, basıncı keşfet, telefonu telgrafı, termodinamiği, elektromanyetizmayı bul, savaşlar yap, özgürlükler için mücadele et, sanat çalışmaları yap, ay'a git, kuantum, izafiyet derken bunca uzun yolculuğa rağmen aslında henüz yolun başında olduğunu fark et, sonra interneti icat et, dünya globalleşsin, mesafeler kısalsın, iletişim kolaylaşsın, kuyruklu yıldıza araç gönderip, mars'a insan kolonisi göndermeye hazırlandığın sırada "kadın susarsa ne yapalım" diye yarrağım gibi bir soruyla muhatap ol.

    sikmişim kadının suskunluğunu. çay verin içsin.

  • çakıl taşları zaten komple envanter dökümü gibidir.

    - çakıl taşlarım var
    - sözlüğüm var
    - gözlüğüm var
    - boyanmamış dört duvarım var
    - yıkılmamış duvarlarım var
    - hikayem var
    - sevgilim var
    - umudum var

  • köyümün festivalindeki çekilişten leğen kazanmıştık. çok duygusal anlardı. annem: "koş oğlum git al!" dediğinde herkesin arasından sıyrılıp kürsüdeki adamın yanına çıkmıştım.. herkes bana bakıyordu. hayalimdeki leğene kavuşmak üzereydim.. teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes benim o leğeni iki elimle tutup adeta bir ülkenin bayrağı gibi taşıyor oluşuma şahit oluyordu. mikrofonu elime aldığımda ağzımdan şu cümleler dökülmüştü: "ben.. biz bugün sadece bir leğen değil, çok daha fazlasını kazandık.. köyümüzü!" teyzem, abim, annem, ananem... herkes ama herkes beni alkışlıyordu.

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.

    adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.