ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
basur
-
bir fakir hastaligi. zenginlerinde gorulen sekline hemoroid denir.
tuğba özay'a kocasının aldığı şeffaf kıyafet
-
(bkz: gavatti)
ölen eşeğine sarılarak hüngür hüngür ağlayan adam
-
dünya bu adamla dalga geçenlerden sistematik olarak temizlense inanın çok daha güzel bir yer olur.
ha yoldaşını kaybetmiş, ha ekmek teknesini, iki durumda da -ki muhtemelen bu iki durum bir aradaydı-, çok sızlattı içimi. siz hiç süt satarak bir aile geçindirmeyi denediniz mi? ben denemedim, lakin bir hayvana, bir bitkiye saygı duymak, onunla gönül bağı kurmak için illa ki etiler'de yaşamak, hayvanın da kedi olması gerekmiyor, bu adamla dalga geçecek kadar haysiyet yoksunu bir yer ve yaşam israfıysanız bile cengiz aytmatov'un elveda gülsarı'sını okuyup insan olmaya bir adım atabilirsiniz.
türkiye'de kahvaltı kültürünün içler acısı olması
-
henüz kuymak yememiş insan feryadı. batı sikimi yesin benim. sabah kahvaltısında espresso içen adamdan hayır mı gelir?
the zodiac killer
-
hakkında kitaplar yazılan, belgeseller, filmler çekilen bir seri katil. son derece sıradan bir seri katil olmasına rağmen yıllardır yakalanamaması ve aradan geçen zaman nedeniyle çok büyük ihtimalle asla yakalamayacak olması nedeniyle bu kadar ilgi çekip, en bilinen seri katillerden biri haline geldi. ikinci bir karındeşen jack vakası kısaca. ancak karındeşen jack'in kimliği belli olsa bile hem kurbanlarını benzer profilde seçmesi hemde öldürme şekli açısından şimdiki kadar ilgi çekebilme olasılığı varken zodiac da bu ihtimal sıfıra yakındır. eğer kimliği o yıllarda belli olsaydı sadece adı seri katiller arasında geçerdi ne kitabı yazılır nede filmi çekilirdi.
resmi olarak doğrulanmış 5 kurbanı var. 2 kişi elinden sağ olarak kurtulmayı başarmış. gazetelere gönderdiği şifreli mektuplar sayesinde adını duyurdu. bu mektuplarda imza olarak kullandığı işaret ise şuydu :
http://upload.wikimedia.org/…s/d/d1/zodiac-logo.png
2007 yapımı zodiac filminde de anlatıldığı üzere san francico polis departmanı'ndan david toschi, gazeteci paul avery ve daha sonra kitabını yazıp bu filme ilham kaynağı da olan robert graysmith gibi isimler zodiac'ın kim olduğunu bulabilmek için hayatlarını adasalarda zodiac'ın kim olduğu hala muamma.
en önemli şüpheli arthur leigh allen. diğer önemli şüpheliyse rick marshall.
2002 yılında mektuptaki pullarda yer alan tükürükteki dna örneğiyle allen'ın dna örneği karşılaştırıldı ama kesin bir sonuca ulaşılamadı.
2007 yılında dennis kaufman isimli biri jack tarrance isimli üvey babasıyla yaptığı röportajda üvey babasının zodiac olduğunu açıkladığını ve herşeyi itiraf ettiği söylüyor ve bu röportajı yayınlıyor ama 2010 yılında fbi zodiac'ın jack terrence olmadığını açıklıyor.
2009 yılında 80 yaşındaki robert tarbox isimli avukat 1972 yılında zodiac'ın kendisinden hukuki destek istemek için yanına geldiğini, ismini açıklamayacağını ancak en önemli şüpheli olan arthur leigh allen olmadığını açıklıyor.
arada ilgi çekmek için babasının zodiac olduğunu söyleyenler çıkmış, farklı farklı isimler çıkmış ama bunlar doğrulanabilmesi zor. ama baştada dediğim gibi zodiac'ın bu kadar meşhur olmasında bu doğrulanamayan söylentilerin rolü büyük.
masterchef türkiye
-
chp’li başkan tarafından yönetilen bir ile misafir olduklarında il valisini, akp’li bir ile misafir olduklarında belediye başkanını konuk eden program.. herifler çanakkale’ye geldiklerinde 20 yıllık belediye başkanı yerine 1 aylık valiyi konuk ettiler. bursa çekimlerine bakıyorsun konuk alinur aktaş.. bu kadar mı korkuyorsunuz lan reisten? :) yemek programlarını da izlemiyordur herhalde..
4 mayıs 2015 akhisar belediye galatasaray maçı
-
hakan balta'nın bilalle ikili mücadelede yere düştüğü bi pozisyon var. hakan balta hakeme elini kaldırdı "hani faul hoca" gibilerinden. ben de şaşırdım, ya bu efendi çocuk hakeme itiraz falan etmezdi, bu da mı çirkef oluyo acaba diye düşündüm. sonra yakın çekim gösterdi, meğerse "ayakabbım çıktı, dur bağlayayım" diyormuş hakeme.
yine şaşırtmadı. sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı. seviyoruz.
not: dibine kadar bjk
ukrayna'nın eurovision'da türkçe şarkı ile temsili
-
bu yıl isveç'te düzenlenecek olan 2016 eurovision şarkı yarışması'nda ukrayna'yı tatar türkü olan jamala(cemile) temsil edecek. 1944 adlı şarkısının nakaratında türkçe olarak ''gençliğime doyamadım, ben bu yerde yaşlanamadım'' cümlesi geçmekte.
şarkının sözleri, 1944 yılında 250 bin tatar türkü’nün sovyetler birliği lideri joseph stalin tarafından sibirya’ya sürgün edilmesini anlatıyor.
bu da sahne performansı
türk erkeğinde oğlunu sanayiye gönderme fantezisi
-
açılın! bunu bizzat tecrübe etmiş biri var karşınızda! yalnız gönderen baba değilim, gönderilen torunum ben.
derslerim hep iyiydi, okumayı deli gibi seviyordum, öğretmenlerin favori öğrencisiydim her sınıfta, ama baba mesleği şoförlüğe, tamirciliğe de çok meraklıydım. babam da gurur duyardı, kendisi okumadığı için benim okumamı çok istiyordu. karnelerimle dayımlara, amcamlara nispet yapıyordu. her karnede de ödüllendirirdi beni.
mesela 1. sınıfta bisiklet almıştı. 4. sınıfta atari, 5 sınıfa geçtiğimde de 5 milyon vermişti ki o zamanlar o paraya 2 çeyrek altın oluyordu. ama işte babam o son hediyesinden 2-3 hafta sonra aramızdan ayrıldı.
sonraki sene dedem ve amcam ortak kararla beni bir ustanın yanına verdiler. oto elektrik ustası. "zanaat öğren, bir yandan da sanat okuluna (meslek lisesi) gidersin çekirdekten yetişmiş diplomalı usta olursun." dediler. sanırım babam sağ olsaydı asla izin vermezdi buna. o, usta falan değil öğretmen, doktor, mühendis olmamı istiyordu.
neyse işe başladım. çok da hevesle başladım, 11 yaşımda 3-4 km yol yürüyordum dükkana. sabah 8:30'dan akşam 7-8'e kadar çalışıyordum. aldığım para da sabahları kahvaltı için iki dilim kürt böreği almaya yetiyordu.
yoldan araba gelirdi, kaputuna dokunduğunda bile elin yanardı, hele elin yanlışlıkla motora değerse bildiğin kabarırdı orası. yağ, kir, pas... bunlar gene neyse de, sürekli azar, sürekli fırça...
usta takım bırakır arabada, senden sorar. havyayi kablo önüne koyar, kablo yanar, senden sorar, kalfa falan her türlü yavşaklığı yapar. çıkmak istiyorum, dedemler izin verniyor, zorla gönderdiler. yeminle o yaşta ihtiyarladım.
orada okumanın kıymetini öyle bir anladım ki hala okuyorum. :)
ha günümüz şartlarında okumayan hatta çok çok iyi okumayan çocuğu zorla okutup, dandik üniversitelere göndermek yerine, düzgün bir ustanın yanına verip meslek öğrenmesini sağlamak daha iyi. üniversite mezunlari şu ana asgarî ücrete iş bulsa şükrediyor, böyle dandik bir ülke oldu burası.
ustaligin yanında çocuk bir de yabancı dil öğrenirse gönder kanada, avustralya, yeni zelanda gibi kalifiye eleman arayan ülkelere, çocuğun hayatı kurtulur.
yusuf halaçoğlu
-
istifa etmelidir.
ülkenin dörtte birinden oy almış partiye dinsiz partisi, oy verenlere dinsiz demeye hakkı yoktur.
kampüste oruç tutmayanları dövdükten sonra kantinin arka kapısında sigara içen partilileriyle karıştırdı sanırım.
bilal erdoğan'ın ibb başkan adayı olması iddiası
-
başkanım 20 dakikanız varsa 5 dakikalık bir şey anlatacağım.
polonya çarkıfeleği'nde sessiz harf satın almak
-
polonya televizyonu'nda seyrederken gördüğüm olay. yarışmacı bir tane sessiz harf satın alınca yarışma bitiyor. orjinalinden seyredelim:
- chce kupic cichy liscie.
- fywszistszy!
- y.
("dlink! dlink! dlink!")
- brazkwvlytzky pawlitsky! 37 lytszkysklhwy jswiskyltso! fsyzswki jirtwyski gramsci :(
yani orta seviye lehçe'mle çevirmem gerekirse:
- sessiz harf satın almak istiyorum.
- al!
- y.
("dlink! dlink! dlink!")
- bravo pawlitsky! 37 tanesi yandı! böyle dilin gramerini sikiim.
edit: şansımı sikiim. (#26258712)
tarkan
-
kendisi vefat ettikten sonra umarım diğer şarkıcılar tarkan'a saygı albümü yapmazlar, şarkılarına dokunmazlar.