ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
heinrich hoffmann
-
1885-1957 yılları arasında yaşamış, hitler'in en sevdiği fotoğrafçı. babası gibi fotoğrafı seçmişti hoffmann. 1908'de doğru yerde, doğru zamanda olması ve çektiği bir kaza fotoğrafı ününün pekişmesine sebep oldu. bundan sonra, en azından uzunca bir süre, yürü ya kulum hikâyesi...
ertesi sene kurduğu atölyesi ile basına fotoğraf sağlamaya başladı. tematikleri arasında savaşın eşiğindeki almanya'nın politik yaşamı, figürleri, bilim adamları, modacıları sayılabilir. birinci dünya savaşı'nın kopması ile birlikte önceleri münih'te çalışmaya devam eden sin, savaşın son yılında fransa'da cepheye sürülmüştü. savaşın bitimi ile birlikte tekrar eski işine döndü. yavaş yavaş aşırı sağ eğilimli oluşumlarda yerini almaya başladı. dietrich eckart ve völkischer beobachter eksenine yaklaştı.
1920 yılında nsdap üyesi oldu ve giderek sivrildi. birkaç sene sonra almanya'da yükselen bir adamın, portrelerini çekiyordu. bu adam, ileride çok yakın dostu da olacak, adolf hitler idi. hoffmann, partinin yayın organlarında, propaganda metinlerinde hep imzası olan isimlerden biri olmuştu. büyük bir servete kavuştu. führeri ile olan yakın ilişkisi, kızı henriette'nin baldur von schirach ile olan evliliğinde iyice ayyuka çıkmıştı; hitler, şahit olduğu düğünde, genç evli çifte bir de köpek hediye etmişti.
1937'de açılan grosse deutsche kunstausstellung sergisi için hitler tarafından eser seçmekle görevlendirildi. bu arada bir de kendisine profesör ünvânı bahşedilmişti. entartete kunst sergisi için oluşturulan komisyonda da yer aldı; nazilerin sanat terminatörlerinden biri oldu.
ikinci dünya savaşı bittikten sonra hapse konan ismin arşivi bir manada, olanların ya da bir tarihin vesikalarıydı. yargılandı, 1950'de tutukluluk hâline son verilen hoffmann, 1957 yılında münih'te ölmüştü.
emil michel cioran
-
"kendi mezartaşını yazan bir yerkürede, terbiyeli cesetler gibi davranacak kadar ağırbaşlı olalım."
tamircilerin parça çaldığı gerçeği
-
anlatılan iki hikayede de çalıyor olmalarına rağmen işlerini de aksatmayan tamircilerden bahsedilmiş.
yani adam çalıyor ama yapıyor da. bizim toplumda pek ayıplanmaz böylesi.
kafası kopan hamamböceğinin 9 gün yaşayabilmesi
-
bakıyorum da bu özellik iyi bir şey gibi algılanmış. arkadaşım bir canlının kafası kopunca yaşamaya devam etmesi bildiğin eziyettir. yemek yok, görmek, duymak, vs. yok ama 9 gün yaşıyorsun. mal gibi ortalıkta dolanıyorsun bu ne kazandırıyor sana? kaldı ki hamam böceğisin bi de. lanet girsin böyle özelliğe.
rothschild
-
tam ic guveysi olunacak aile...
garip giyimi ile metrobüste şeytanı andıran kız
-
abi yazıklar olsun şu ekonominin geldiği hale bak. demonik varlıklar bile toplu taşımayla sehayat ediyor. şeytanlık bile zorlaşmış memlekette.
28 temmuz 2016 cnn türk türkiye'nin gündemi yayını
-
ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış
thodex
-
thodex olayının bir de hiç düşünülmeyen iç yüzü var, evet çalışanları. asgari ücretle çalışan, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde evlerine şafak operasyonu yapılıp 4 gün nezarethanede tutulan, ellerinden telefonları alınan, beraat ettikleri halde banka hesapları nisan ayından beri blokeli ve işe giremeyen çalışanları.
geçen gün bankadan mektup geldi, artık sizinle çalışmak istemiyoruz diye. hesap zaten blokeli onu geçtim de, bu insanlar size ne etti?
eşim bu insanlardan biri. zaten yeni girmişti işe 1 ay çalışabildi. maaşını da alamadı.
allahtan ben çalışıyorum ve evi bir şekilde geçindirebiliyorum ama bu devirde tek maaşla hangi ev dönüyor onu bir düşünmek lazım.
patron kaçıp gitti olan gene çalışana oldu. bu insanlar ev mi geçindiriyor, çocukları mı var, kira mı ödüyorlar kimsenin umrunda değil. daha dava bile görülmedi.
faruk bey bu haltları yerken 58 tane çalışanınızı oturup bir saniye düşündünüz mü acaba?
evimize polisler tekme ile kapıyı vurarak girdiğinde bebeğim korkudan saatlerce titreyip ağladı mesela, bunlar hiç umrunuzda oldu mu?
belanızı bulmanızı diliyorum. anne bedduasıdır bakın kıymetini bilin, kolay kolay çıkmaz ağızdan. en içten sövgülerimle.
ermenistan'ın trabzon'u istemesi
-
bizzat trabzon a gelip trabzon insanından istesinler, ondan sonra konuşalım dediğim istek.
tükürdüğü otobüs şoföründen dayak yiyen kadın
-
(bkz: durun siz akp'lisiniz)
ismail kartal'ın meireles hasan ali değişikliği
24 haziran 1989 bob dylan istanbul konseri
-
eğer hafızam beni yanıltmıyorsa gerçek anlamda istanbul'da izlediğim ilk konserdi. bundan tam tamına 7521 gün önceydi nerden baksan 21 yıl olmuş . daha gencecik bir yaşam ünitesiyken konsere özel bir sebepten dolayı gidemeyen yengemin ( ah şimdilerde ne kadar üzüldüm ah ne kadar anlatamam ) ben gitmiyorum sen dayına eşlik et gerçek müzik dinlersin demesiyle kendimi daha önce orhan gencebay'ın bir filminde hınca hınç dolu bir halk konserinde isyan edercesine elleri kanarken batsın bu dünya adlı şarkısını seslendirirken gördüğüm harbiye açıkhava tiyatrosunun taş koltuklarında bulduğum konserdi.
o sıralar nasıl bir tarihi ana tanıklık ettiğimi fark edemesem de bunu anlamam için üzerinden çok zaman geçmedi.
konser yanılmıyorsam 17. uluslararası istanbul müzik festivali kapsamında gerçekleşmişti , yine daha sonra müziklerini dinlediğim joan baez'de aynı etkinlik içerisinde sahne almıştı tabi onu izleyememiştim zira istanbul'da yaşamıyordum ve istanbula bir kaç günlüğüne gelmiştim hoş joan baez'i de tanımıyordum açıkçası. ne ayıp!
bugün yıllar sonra aklıma geldi , sanırım haberlerde istanbul müzik festivalinin kurucusu şakir eczacıbaşı'nın ( rahmetle anıyorum) cenaze görüntülerinden etkilenmem büyük rol oynadı. benden hem yaşça büyük olduğu için hafızasına ve müzik bilgisine güvenerek camurlusular'ı aradım ki tarihi teyid ettireyim. 1989 dedi hiç düşünmeden! telefonu kapattıktan sonra eve gittim ve başladığım arşiv sandığını karıştırmaya ve sonunda solmuş bir yaprak kağıt üzerine jun 24, 1989 istanbul, turkey yazılmış playlist'ine ulaştım. konser biletimin diğer yarısı nerede onu bulamadım.
şarkılar tam sırasıyla şu şekildeydi ;
1- (bkz: most likely you go your way and i'll go mine)
2 - (bkz: all along the watchtower)
3- (bkz: ballad of hollis brown)
4- (bkz: just like a woman)
5- (bkz: the water is wide)
6- (bkz: ballad of a thin man)
7- (bkz: highway 61 revisited)
8- (bkz: mama, you been on my mind)
9- (bkz: mr. tambourine man)
10 - (bkz: don't think twice, it's all right)
11- (bkz: knockin' on heaven's door)
12- (bkz: i shall be released)
13 - (bkz: you're a big girl now)
14 - (bkz: leopard-skin pill-box hat)
15- (bkz: like a rolling stone)
16 - (bkz: blowin' in the wind)
17 - (bkz: one too many mornings)
18- (bkz: it ain't me, babe)
19 - (bkz: maggie's farm)
tarihin tozlu sayfalarından, ekşi'de nesli tükenmek üzere olan 5. nesil yazarınız beşinci göz , yine tarihin bir sürü byte'larından oluşan server'larında yerini almasını için bildirdi.