hesabın var mı? giriş yap

  • bir süredir bende de olmuş olan ama giderek de kurtulmaya başladığım sıkıntı.
    sonra bunu kendime dert edip çevreme de sorduğumda hemen hemen bütün arkadaşlarımdan da aynı sorundan muzdarip olduklarını duydum.

    hemfikir olduğumuz konu akıllı telefonların insanlarda ciddi ciddi konsantrasyon sorunu yarattıkları.

    bunu fark etmek ve sorunu çözmeyi istemek çok önemli.
    ben kısa bir sürede bu sorunu çözmeye başladım.
    nasıl mı?
    akıllı telefonumda facebook uygulamasını kaldırdım. daha doğrusu facebook'tan çıktım.
    biraz rahatlama oldu zihnimde. bir arkadaşım ise facebook'a her baktığından sonra çıkış yaparak bu sorunu çözmüş. "her seferinde tekrar tekrar şifre girmenin zorluğuna katlanmamak adına günde ancak bir kere giriş yapıyorum,eskiden her dakika facebook'a bakmak için elim telefona giderdi" diyor.
    bir haftadır telefonu yanıbaşımda tutmuyorum. çünkü telefon cidden fiziksel alışkanlığa da yol açıyor,sigara alışkanlığı olan insanlarda elin istemeden ağza gitmesi gibi, el telefona gidiyor çünkü.
    telefonu artık yanımda tutmuyorum. bu da bir ölçüde beni rahatlattı.

    dün babamdan evlerinde bulunan akılsız telefonu aldım. sim kart olayını çözer çözmez onu kullanmaya başlayacağım.
    bu sabah bunun ilk adımı olarak, telefonumdan whatsapp , instagram gibi uygulamaları da kaldırdım.
    telefonu artık sadece konuşma ve sms amacı ile kullanacağım. çünkü gerçekten akıllı telefonlar insanın aklını alıyor.

    eline ne geçti diye soracak olursanız, söyleyeyim, bu hafta yeniden kitap okumaya başladım. aklıma telefon gelmeden ve elim telefona gitmeden çok ciddi iki belgeseli izledim. (bkz: samsara) (bkz: baraka)

    sanırım doğru yoldayım.

    edit: bkz eklemesi

  • raw olan versiyonunu 1 hafta denediğim beslenme şekli. hem 1 hafta boyunca deneyimlediğim hem de bu şekilde beslenme biçimini hayat felsefesi haline getirmiş insanlardan gördüğüm kadarı ile kendinizi çok enerjik hissediyorsunuz ve sinirim sorunu yaşamıyorsunuz.

    günümüzde hayvan çiftlikleri endüstriyele döndüğü için hayvansal ürünler sağlığımıza zararlı hale geldi ve bunun yanında hayvanlara acı çektiren bir sektöre dönüştü. sadece lokal sebze, meyve, tahıllar ve yemişlerle beslendiğinizde kesinlikle daha iyi hissediyorsunuz ama kendi adıma bu ağırlıkta beslenip, yanında az ama doğal çiftliklerde yetişen hayvansal ürünleri tüketmeyi daha dengeli ve uygulanabilir buluyorum.

  • kişinin, yazdığı şeyi okuyan insanların işini zorlaştırma özgürlüğüdür.

    bir metin de, özellikle uzun bir cümle de de ya da ki eki yanlış yazıldığı zaman, okuyan kişiyi ister istemez cümle başına döndürürki buda haliyle yazının akıcılığına zarar verir (görüldüğü üzere).

    de ve ki eklerinin doğru yazılması uluslararası'nın bitişik, bir şey'in ayrı, birkaç'ın bitişik yazılması gibi bir şey değil. az da olsa okumayı kolaylaştıran ve değişmesinin pek imkanı/anlamı olmayan bir dil kuralı.

    ayrıca iyi bir okur-yazar bu tür şeyleri otomatik yapar zaten. yapmadığında rahatsız olur. bunun üzerinden politika üretmeye gerek yok, space'e bas geç işte, daha kolay. zaten "ben biliyorum ama yazarken dikkat etmiyorum" diyen tipler genelde imla kurallarına hakim olmayan kişiler oluyor. yazarken dikkat etmeyecen de ne zaman dikkat edecen, konuşurken mi?

  • piyasa manipülasyonun belgesidir. yapılan suçtur. böyle müdahaleler gizlice ayarlanmış, yandaşlar tarafından voliyi vurma fırsatı olarak değil, devlet politikası olarak çook önceden duyurularak yapılması gerekirdi normal bir ülkede.

  • aynı aktiviteyi balıkesir'de yapması durumunda sadece 150 lira verecek futbolcu. o da; feribot+benzin+ yörsan tost,ayran+sinema(sabah 11:45 seansında kimse olmuyor...tek başına izlerdin)

    edit: bandırma'dan daha ucuz ve daha kısa hatta.

  • uzun yıllarım geçti burada. zor da olsa mezun oldum. yaşıtlarım işe girip çalışırken ben halâ son dersleri vermeye çalışıyordum. eğitim kalitesi falan tartışılabilir.

    ama,

    havasından mı suyundan mı bilmiyorum; mücadeleci, teslim olmayan, zorluklardan yılmayan, çalışkan biri yapar insanı. düşünce kalkmayı iyi öğretir. hayatta tek başına olduğunu kafana vura vura anlatır.

    iyi bir okul mudur bilmiyorum ancak iyi bir eğitim yuvasıdır.

    bir de, padişahları sevmez.

  • mnemonic (neo-ma-nik diye okunuyor), bir şeyi hatırlamamıza yarayan kısa-yol, cihaz, harf ya da ses.

    ses? evet ses :)

    en güzel örnek sanırım las vegas’dan. 1990lı yıllarda, las vegas’da ki bozuk para ile çalışan kumar makineleri, kâğıt para ile değiştirilmeye başlandı. kumarhaneler, bozuk para yerine, kâğıt para ile insanların daha fazla para harcayacağına inanıyordu. bir şeyi unuttular... las vegas markasının sesini! bozuk paralarin kumar makinelerine düşme sesi! kumar makinelerinden bozuk para sesi kalkınca, kumarhanelerin geliri yüzde 24 düştü ve bu nedenle, las vegas’in o iyi bilinen sesi geri geldi.

    hepimiz mcdonald’s kâğıt bardaklarına pipet sokarken çıkan sesi iyi biliriz. ıste o ses bilerek tasarlanmış bir ses... sesli mnemonic!

    pringles kutularının açarken çıkan “pop” sesi gibi, o ses de bir tasarım ürünü.

    jeff wayne’in the eve of the war'ını duyup, rahmetli mehmet ali birand’ı ve onun sunduğu 32. gün programı hatırlayanlar, sesli mnemonic kavramını gücünü daha iyi anlayacaktır.

    milyarlarca kişinin duyduğu başka bir mnemonic ise nokia telefonlarının çok iyi bilinen melodisi. (bu melodi, ispanyol bestekar francisco tárrega’nın, 1902’da yazdığı meşhur klasik gitar bestesi, gran vals’dan alınmış. 18-22 saniye arası)

    cok iyi bilinen baska bir mnemonic ses ise mac bilgisayarlarinin baslangic sesi: jim reekes tarafından yaratılan “sosumi