hesabın var mı? giriş yap

  • içmek için kokteyl haline getirmek şart değildir. sade bir servisle, viskiye benzer şekilde tüketmek makbuldür.

    poor rum (sade rom): klasik viski bardağına 4 cl (bir parmak ediyor) kadar koymanız yeterli.

    rum on the rocks: on the rocks olarak tabir edilen ağzı açık ve küçük viski bardağına yine aynı miktarda rom koyun. içine 4 ya da 5 küp buz atın. buzlu rom yani.

    rum and water: klasik viski bardağına 4 cl rom, 2-3 parça buz koyuyorsunuz. istediğiniz kadar su ekleyebilirsiniz. genellikle ingilizler romu bu şekilde içiyor.

  • ne kadar karakterli siyasetçilerimiz olduğunu bir kez daha gözler önüne seren örnekli bir anlatım olmuş.
    ama iyi olmuş...



    ab'ye paralel

    brüksel’e giden tayyip erdoğan, avrupa birliği’ne “paralel devleti” anlatmış, avrupa birliği de dinleyip, ikna olmuş.

    *

    ne anlatmıştır acaba derseniz?

    *

    almanya’da mesela” demiştir...
    hani, alt tarafı 700 euroluk tatil masrafını arkadaşına ödettiği ortaya çıkan almanya cumhurbaşkanı utanıp istifa etti ya... biz öyle yapmadık, ayakkabı kutuları ortaya çıktı, para sayma makineleri ortaya çıktı, dört bakanım hakkında rüşvetten fezleke var, beşinci bakanımın bacanağını yakaladılar, bu satırlar kaleme alınırken adalet bakanım hakkında da fezleke ortaya çıktı, hiç istifimi bozmadım, üstüme bile alınmadım, koçlar gibi oturuyorum koltuğumda demiştir.

    *

    fransa’da mesela” demiştir...
    hani, isviçre’de banka hesabı olduğu ortaya çıkan bütçe bakanı, yemin billah inkâr etmek varken, anında itiraf edip, içinde bulunduğum ahlaki çöküntü nedeniyle özür diliyorum deyip, milletvekilliğinden bile istifa etti ya... biz öyle yapmadık, fezlekelere göre 63 milyon dolar avanta almakla suçlanan bakanlarım bile hâlâ meclis’te oturuyor, allah sizi inandırsın, oğulları tutuklanan bakanlarım bile hâlâ milletvekili demiştir.

    *

    italya’da mesela” demiştir...
    hani, benim canım arkadaşım silvio’nun hırsızlıkları ayyuka çıkmıştı, buna rağmen istifa etmiyordu da, milyonlarca italyan sokaklara dökülüp, benim canım arkadaşımı istifa ettirene kadar protesto eylemi yaptılar ya... biz öyle yapmadık, çünkü benim milletim, soyuyorsa beni soyuyor, sana ne diye bizi savunuyor, hırsız varrr diye protesto gösterisi yapanlarla kavga ediyor demiştir.

    *

    yunanistan’da mesela” demiştir...
    hani, atina’da bir öğrenci polis kurşunuyla öldürüldü de, ülke ayağa kalktı, önce içişleri bakanı, sonra hükümet istifa etti ya... biz öyle yapmadık, kurşunla öldürdük, sopalarla döve döve öldürdük, gözlerini çıkardık, içişleri bakanımız destan yazan polislerimize ikramiye verdi, bizde böyle, biz işimize gelen polise ikramiye veririz, işimize gelmeyen polisin kellesini alırız demiştir.

    *

    ingiltere’de mesela” demiştir...
    hani, özel otomobilini kullanırken hız yaptığı için radara yakalanan enerji bakanı, ehliyetine el konmasın diye, direksiyonda ben yoktum, eşim kullanıyordu dedi de, bu yalan beyanı ortaya çıkınca bakanlıktan istifa etti ya... biz öyle yapmayız, çünkü bu örneği benim milletime izah edebilmem bile mümkün değil, nasıl yani falan derler, istifaya akıl erdiremezler, benim memleketimde benim bakanlarım kırmızı ışıkta geçip adam bile ezse, ehliyetine el konmaz, aksine, ezilen ayıplanır, böyle incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler yüzünden istifa edilir mi birader, salak mısınız siz demiştir.

    *

    lüksemburg’ta mesela” demiştir...
    hani, telekulak skandalı ortaya çıkıp, siyasilerin telefonlarının dinlendiği anlaşılınca, lüksemburg başbakanı ahaliden özür diledi ve bostan korkuluğu olmadığıma göre, bu hukuksuzluğun bir numaralı sorumlusu benim diyerek istifa etti ya... biz öyle yapmadık, benim telefonum bile dinleniyor, odama böcek yerleştirmişler dedim, çıktım işin içinden, bırak sorumlusu olmayı, mağdur bile oldum demiştir.

    *

    ispanya’da mesela” demiştir...
    hani, ispanya kralı’nın damadını yolsuzluktan sanık yapıp, malvarlığına el koydular, kralın kızını, prenses’i ifadeye çağırdılar, tıpış tıpış gidip ifade verecek ya... yok öyle! bizde monarşi yok, ileri demokrasi var. o yüzden, oğlumu ifadeye çağıranların alayını görevden aldım, savcıları vatana ihanetle suçladım, ne savcı bıraktım ne polis, darmadağın ettim, muhalefet milletvekili oğlumun mevzusunu meclis’te dile getirmeye kalktı, benimkiler saldırdı, bana dil uzatanın ağzını yüzünü patlattılar, kızımın telefon konuşmaları internete düştü, gazetede-televizyonda yayınlayan medya patronunu oyarım, burda krallık yok, milli irade var, hsyk’yı değiştirdim, gene değiştiriyorum, yarın canım isterse gene değiştiririm, ister asarım ister keserim demiştir.

    *

    e bu kadar izahattan sonra... avrupa birliği anlamıştır mutlaka “paralel devlet”in ne olduğunu, ikna olmuşlardır!

  • - buyuk sehirlerde konaklamadan zaman gecireceksiniz, cantayi sehir icinde tum gun tasimak iskence oluyor. buyuk supermarketlere ya da teknoloji marketlerine girerken cantanizi girise birakmalisiniz. cantayi tum gun tasimaktansa, guvenli bir yerde ucretsiz olarak saklamak cok buyuk rahatlik.

    - nereye, nasil gideceginizi bilseniz de trafik polislerine sorun. ucretsiz olarak dolmusa bindirmek, bir araba durdurup "bunu da ileri kadar at" demek gibi hizmetleri var.

    - su bazi ulkelerde gereksiz pahali oluyor. suyunuz biterse sisenizi doldurmak icin banka, turizm acentasi, belediye binasi gibi yerler kullanilabilir.

    - 5-10 dolar ise butceniz, kizilhac, benzinlik, itfaiye, polis istasyonu, kirsaldaysaniz catkapi, kilise(cami degil), okul cekinmeyin sormaya. %80 oraninda he cevabi aldim bunlardan. cok ufak sahil kasabalarinda aile restoranlarinin bahcelerinde 2-3 dolara kalinabilir.

    - rahatiniza cok duskun degilseniz; orta-guney amerika veya sicak iklimlerde hamakta kalarak, hostel ucretini yariya indirebilirsiniz. disardaki hamak, 6-10 kisilik 15metrekarelik bir odadan emin olun ki, daha rahat.

    - hostellerin 'unutulmuslar kutusu'ndaki esyalarla bir omur gecirilebilir. paletten sarj cihazina, sampuandan gunes kremine seyahatiniz sirasinda kullanacaginiz gecici-kalici seylerin cogunu buradan temin edebilirsiniz. her hostelde yok, olani bulursaniz affetmeyiniz.

    - turistik bolgelerdeki parti hostellerinde, partinin ertesi gunune(ya da 1-2 gun sonrasina) denk gelirseniz litrelerce(4-5 litre gordugum oldu) rom-bira-yiyecek bulma imkaniniz var. affetmeyiniz.

    - dusuk sezon tercih edin. 20 dolar olan pervaneli bir oda, yuksek sezonda 40 dolar iken, dusuk sezonda pazarlikla 10 dolara dusecektir.

    - mumkunse karsi cinsinizden biriyle otostop yapin.

    - otostopla ilgili kurallar yazilmistir. uzun mesafe ise yolunuz, limanlarin, fabrikalarin cikislarina 1 saat yol cekip, 5-10 saatlik tir-kamyon yolculugu bulabilirsiniz rahatca.

    - kesin konaklama bulunacak yerlerde, bir yerden garanti fiyat aldiktan sonra, aksam 6-8pm araligindan sonra gidip gececi ile pazarlik yapmak. sabahcinin asla kabul etmeyecegi fiyatlari gececi cogunlukla kabul ediyor. 10dolarlik hostelde, 3 dolara hamakta ya da terasta kalabilirsiniz. tekrar soyliyim, 6-10 kisilik odadan daha rahat olacaktir, banyo-mutfak kullanimiz baki ise.

    - cadir atacaksaniz sahile, kurallari sorusturun. kimisinde 6, kimisinde 12 metre uzakta olmaniz gerek sahilden aksi halde sabah 5te gelip kaldir cadiri diyen polisler olacaktir. kimisinde ise mesaafe farketmeksizin aksam 6-sabah 6 arasinda cadir atilabiliyor sadece.

    - booking-hostelworld'de pahali diye ugramamazlik yapmayin hostellere. sitelerde yazmasa da, bazilari ceyrek fiyatina cadir-hamak izni veriyor. tukkan sahibine bagli.

    - turistik bir ilde kalmaktan ise -genelde oluyor- yarim saat uzakliktaki koylerde, ilcelerde kalinabilir. konaklamaya para veriyorsaniz cok farkediyor. yemekte ise ufak yerler genelde daha pahali oabiliyor.

    - workaway-helpx gibi siteleri kullanabilirsiniz. son dakika istekleri cok az ve genelde 2-3 hafta sozu isteniyor. elektrik, web sitesi, mekanik, guzel sanatlar gibi yetenekleriniz varsa, hostelleri gezip 1-2 proje karsiliginda, gunde 3-4 saat ya da toplamda 2-3 gun calisarak ucretsiz 1 hafta konaklama edinebilirsiniz.

  • salatanın aslında yemeklerden önce iştah açmak ve mideyi yemeğe hazırlamak amacıyla yendiğini bildiğinden dolayı böyle bir şey yapıyor olabilir. acaba çok biliyormuş gibi ukalaca ona öküz diyen hadsiz insanları sallıyor muymus? sormak lazım...

  • düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.

  • muhtemelen tehdit suçundan hakkında soruşturma açılmış yargılama sonunda ceza alması durumunda mesleğini kaybetme durumu olan bir arkadaşa benziyor. maalesef sivil hayatta eğitim ve bilgi durumundan dolayı polisken kazandığı maaşa ve statüye ulaşması da mümkün olamayacağı için yaşanan durum. bir kızdan ziyade hayat standardı geri dönülemez şekilde değişeceği için yapmış olduğu bir eylem. allah taksiratını affetsin.

  • türk edebiyatı'nın en büyük yazarlarından sabahattin ali'nin katili ali ertekin'e maktulu neden öldürdüğü sorulur. normal şartlarda 25 yıl hapis cezası alması gereken ertekin, sabahattin ali'nin kendisinin "milli hislerini" tahrik ettiğini, bu yüzden dayanamayıp şahsı öldürdüğünü söyler.

    sonuç, ali ertekin'in cezası 4 yıla inmiştir. bununla da yetinmeyen yüce mahkememiz, katilin 3-4 hafta yatmasını yeterli görmüş, af çıkararak tahliye edilmesini sağlamıştır.

    hoca komşusuna dönüp sorar : "milli hislerin tahrik ettiğine inanıyorsun da cinlerin tahrik ettiğine mi inanmıyorsun?"

    debe editi : bu entry, yakında yazar olarak sözlükte arz-ı endam edecek kendiicindefederaldevlet'e adanmıştır.

    debe editi-2 : 2019 seçimlerinde oylar nazlı'ya kampanyası adlı güzel kampanyaya desteklerinizi esirgemeyin lütfen, daha fazla ilgi görmeyi hak eden bir çalışma.

  • bir parça shakespeare oyunlarını andıran film. özellikle sondaki mahkeme sahnesinde sienna miller'ın kılık değiştirerek casanova'nın avukatlığını yapması, venedik taciri'nde portia'nın kılık değiştirerek kocasını öldürülmekten kurtardığı sahneyi ne kadar da çok hatırlattı bana. aynı ruh, aynı cesaret ve güç. ayrıca; kılık değiştirmeler, karıştırılan kimlikler, işler iyice sarpa sardıktan sonra bütün iyi karakterlerin bir şekilde mutlu sona kavuşmaları, uşaklar, hizmetçiler, dük.. hepsi sanki venedik taciri'ni, yanlışlıklar komedyası'nı ya da onikinci gece'yi izliyormuş izlenimini uyandırıyor insanda. sonuç itibariyle, güzel bir film olmuş. gidin, görün. özellikle ben o dönemin havasını, kıyafetlerini, mimarisini, ilişkilerini, şatafatını çok sevdiğim için ayrıca keyif aldım.

  • her bu tarz video izlediğimde, atatürk'e çok daha büyük saygı duyuyorum. düşünsene bu insanların 100 yıl önceki versiyonuyla neler başarabilmiş...

  • bir mühendis bir rahip ve bir doktor bowling oynamaya giderler. gelin görün ki bowling salonu doludur. bir iki saat bekleyip de sıranın kendilerine gelmediğini görünce salon sahibinin yanına giderler ve durumu anlatırlar. adam bunları dinler ve açıklamasını yapar:
    - bakın arkadaşlar sizleri anlıyorum, lakin durum sizin bildiğiniz gibi değil, içeride bowling oynayanlar aslında itfaiyeciler. bundan yıllar önce burada bir yangın çıkmıştı ve bu arkadaşlar canları pahasına yangını söndürdüler. ama ne yazık ki kör oldular. ben de onlara olan borcumu ödemek için istedikleri kadar bowling oynama hakkı tanıdım onlara.
    demiş.

    bunun üzerine rahip:
    - çok acıklı bir hikaye, bütün rahip arkadaşlarıma haber verip onlar için dua edeceğim. tanrıya gözlerinin açılması için yalvaracağım, demiş

    ve doktor da:
    - evet tam bir drama ne yazık ki. ben de doktor arkadaşlarla düşünüp ve tıbbın bütün imkanlarını zorlayıp bu insanlara gün ışığını bir kere daha göstermek için çalışacağım.

    bunları dinleyen mühendis biraz düşünür ve konuşmaya başlar:
    - bu arkadaşlar neden gece oynamıyor...