hesabın var mı? giriş yap

  • küçükken saçma sapan sorularımıza katlanan, cevap vermeye çalışan babaya bir şükran borcu olarak yapmamız gereken eylemdir.

  • senden ayrılmadan önce o kişiyle tanıştığını, bir kaç özelliğini senden daha çok beğendiğini,o kişiyle evlenme olasılığını çok yüksek gördükten sonra seni terkettigini ispatlayamam ama yemin edebilirim.

  • insanın içini acıtan koalalar.

    lan zaten üşengeçin tekisin, kırk yılın başı böyle bir şey yapıyorsun. az dikkatli tutunun şu ağaca.
    yavrım ya, düştükten sonra da aşşağıdan hala sesleri geliyor.

    bi de alttaki youtube'a yükleyen adamın açıklamalarını okudum, 6 metreden düşmüşler ama ciddi bir şey yokmuş. ertesi gün devam etmişler atraksiyona.

    üzücü.

  • zannimca fildir; çünkü vezir ve kalenin hamle ihtimallari zaten defalarca gözden geçirilir, ki bunu yapmayan zaten kazanamaz oyunu. fil ise hem hamle hem de feda-yem tasi olarak biçilmis kaftandır. benim favori tasim ise attir, çünkü at kaçarken saldirma özelligi siklikla atlanan bir tas.

  • uzun yıllar bir depresyon halinde yaşadım. hem de belki en güzel yaşlarda yirmilerimde. ve bunu ben dahil kimse farketmedi. benimle aynı evde yaşayan insanlar da.
    hiç saçımı taramıyordum mesela duş almak bile büyük bir meseleydi. ne giydiğimi önemsemiyordum hiç kıyafet almıyordum.
    yolda önüme bakarak ve çok hızlı yürürdüm. ne hiç kimseyi görmek isterdim ne de görünmek.
    şimdi 30 yaşındayım. yeniden doğmaya çalışıyorum bu dünyaya. yeniden yürümeye. en zoru da kendimi sevmeye çalışıyorum. umarım bu sefer başarırım.

  • yaptığı kadınlar günü için kadınların alınması güzel bi hareketti. umarım babalar günü için babaları da alır.

    çocuklar uzun zamandır burda zaten.

  • önce kayak öğrenmiş daha sonra snowboarda başlamış birisi olarak sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. snowboard öğrendikten sonra birisine öğretmek için kayak kiraladığım günler hariç kayak için hiç özlem duymadım. şimdi ikisini naçizane kıyaslayacak olursam;
    -kayak öğrenmek daha kolaydır, snowboard öğrenmek biraz daha uzun zaman ve fiziki kondüsyon gerektirir (hele ki ilk gün sonunda bacak kaslarınızın tüm liflerini hissedersiniz).
    -kayak yaparken hız ve slalom yapmak keyif sebebi ve amaçtır, board yaparken ise hızdan ziyade farklı varyasyonlarda kayabilmek ve arasında geçişler yapabilmek amaçtır ve keyif alma yoludur.
    -kayak yaparken hız yapmak keyiftir dedik fakat dezavantajı 5 dakikada pisti bitirip 15-20 dakikada tekrar yukarı çıkmak için sıra beklemek zorunda kalırsınız. snowboard ile pistte aktif olarak daha fazla zaman geçirirsiniz.
    -kayak ile ileri seviye değilseniz genelde pist dışına çıkamazsınız. board ile "bi de şurdan geçeyim, ağaçların arasına dalayım şurdan zıplayayım" gibi pist dışını da rahatlıkla kullanabilirsiniz.
    -kayak kullanıyorsanız akşam botları ayağınızdan çıkarınca ördek yürüyüşünden insan moduna geri dönersiniz, snowboard için böyle bir sıkıntı olmaz, kaymadığınız anlarda hareket serbestiniz daha fazladır.
    -snowboard yapanlar göze daha hoş görünür, daha kuul takılır. doğruya doğru.
    -kask ikisi için de önemlidir fakat snowboard için olmazsa olmazdır. çünkü düştüğünüzde yerle ilk temas edecek ve darbe alacak olan genelde kafa ve el bileklerinizdir. (bir sefer sertleşmiş karda düşüp kasksız başımın arkasını çarptığımda beynim jel haline geldi sandım. kask önemli!)
    -kayak yaparken çabuk özgüven kazanırsınız ve daha fazla hız yapayım derken kendinizi daha kolay sakatlarsınız. bilmiyorum ama snowboard ile o özgüven biraz daha zor geliyor. galiba iki ayağın da sabit olmasından dolayı. fazla hızlanmaya başlayınca dizler titremeye başlıyor mutlaka.

  • anladım ki huzur birseylere sahip olmak değil, birseylerin içinde olmamakmis. kosusturmacanin olmamasıymis, telefonların cekmemesiymis, internetin kısıtlı olmasıymis, stresten, yetiştirme, yetişme telaşından uzak olmakmış, doğayla iç içe olmakmış; o kadar ki yolu bile olmayan bi yerde hiç birseyi, hiç kimseyi düşünmeden vakit geçirmekmis. büyük şehirlerde bize stresi, huzursuzlugu, mutsuz olmayı ogretmisler. mayis ayinda, sezon tam acilmadan, kalabalik olmadan vakit gecirerek bunu anladigim yerdir kabak koyu.

  • ancak akp iktidarında gerçek olabilirdi, oldu da. zira olmayan yerli üretim uçağı seçim öncesinde yine göklere çıkarmayı başarmış olan tek parti akp idi. baktılar bu eyyamları halk çok beğeniyor, 24 km ray ile yurdu demir ağlarla döşediklerini iddia ettiler, ilki çok beğenilince, olmayan uçağı gökyüzüne çıkaranlar bu sefer olmayan rayları yeraltına indirdiler. oysa bakıyorsun karşılarına aldıkları, rakip gördükleri 1920'lerin iktidarı yılda ortalama 180 km ray döşemiş.

    şimdi birileri çıkıp diyecek ki "o zamanki raylarla bu zamankiler bir mi? her şey elektronik falan" o zaman ben de diyeceğim ki "be pezevenk, savaştan yeni çıkmış, parası olmayan, iş gücü olmayan, yorgun, bitkin, kafasını kaldırmaya çalışan türkiye cumhuriyeti ile bugünkü türkiye'yi kıyaslamasını biliyorsun ama!?"

  • olması gerekendir. benim paramla bana hakaret edip beni yok sayacak bir sistemin benle alakası olamaz. kendileri çalsın oynasın, namaz kılmayı bilen herkes namaz kıldırabilir.

    edit: imla

  • yarın şahsım çıkıp dese ki "milletim bunları ülkeye dolduranların hesabını sandıkta sorar" akepe %60 oy alır.

    tanım: suriye uyruklu terörist.