hesabın var mı? giriş yap

  • çift kaşarlı tostu gecenin köründe makineye atıp beklediğim esnada malum mesajı atınca diyetisyenim zannettim, sonra bir diyetisyenim olmadığını hatırladım.

  • en yakın arkadaşım 2 sene önce evlendi. öncesinde 4 sene devam eden ilişki ve nişan süreci vardı. toplamda 6 sene. ben nikah şahidi oldum, o derece yakınız. evlerine gidip gelirdim, ilişki başından beri eşini de çok iyi tanıma imkanım oldu. ev istediler, arsalarını vs satıp sıfır ev aldı benim arkadaş. kır düğünü istediler en güzeli yapıldı. eşya şu marka 10 tane bilezik bilmem kaç tane ondan dediler hepsi yapıldı. gerçekten sevdiği için arkadaşımın tüm ailesi seferber oldu maddi ve manevi. her şey istedikleri gibi yapıldı. sonra 2 sene evlilik süreci sonunda, arkadaşımın bu virüs yüzünden işsiz kalması ile kız değişmeye başladı. ki o süreçte aldığı işsizlik maaşı ile geçimini devam ettirdi. ama daha ilk zorlukta kız sen bana bakamıyorsun, istediğim gibi gezip tozamıyorum demeye başladı. boşanmak istedi. biz şaşırdık. evin içinde tartışmalar olmuş tabii bize de anlattılar. ama sonra ailesi gelip kızlarını aldı. sonra biraz beklediler ama babası arayıp kızım boşanacak, altınların hepsi bizim olacak, eşyaların yarısını istiyoruz demiş. niyetleri para olduğu belli oldu, bizim arkadaş biraz saf ve yuvasını kurtarma derdinde baktığından olaylara diğer yüzünü görememiş, işsizlik üstüne eşinden darbe yemesi onu bunalıma soktu. o da istemiyorum artık, bu zor durumda en ufak sorunda bu hale geldiyse daha olmaz dedi. ki 2 hafta sonra dava açmışlar. mahkeme celbini okudum, 100 milyar talep edip, tüm altınları, eşyaların yarısını ve 1000 tl nafaka istemişler işsiz adamdan. yazdıkları iftiralara okudukça ben güldüm ama kendimi onun yerine koyup düşününce, bu kadar emek sonrası karşılığında yazanları okuyunca, inanılmaz ağır. kızın avukatı zaten boşuna uğraşmayın, altınları ne yaparsanız yapın mahkeme bize verecek, kanun böyle demiş. neden yazdım bunu derseniz. genellemelerinizden nefret ediyorum. her erkek aynı değil! köpek gibi çalışıp, evden dışarı bile adım atmayan, akşam eve gelip eşine yemek yaparken bile yardım eden bir adamı bile bu şekilde terk edebilen kadınlar var! demem o ki, herkes aynı değil, herkesin hikayesi de aynı değil!

  • ispanyanın en öğrenci dostu ülke olduğunu ve samimi olduğu söyleyen türk kızı. yolda adres dahi sorsanız sizinle ilgilenir, yardım ederler demiş; vay anasını ya adres sorsan bile söylüyolar demek taktir ettim ispanyolları. dediği gibi gerçekten dünyaya daha geniş pencereden bakmayı öğrenmiş ablamız.

  • - yarışı kim kazandı? (ortada yarış falan yoktur)
    - ali bacıoğlu ( oğlunun en sevdiği pilotu bilen baba, mutlu etmek için öyle sallar)
    - iyi o zaman bana rakı verin ( bluesman o yaşına kadar hayatınd rakı içmemiştir)
    - rakı yok evladım viski versek? (baba çok güzel taşşak geçmektedir)
    - yok olmaz ben rakıcıyım (sanki kırk yıllık akşamcı pezevenk)

  • şu anda onun şehrinden kendi şehrime giden bir otobüsün 21 numaralı koltuğunda yazıyorum bunu. onu başka bir şehirde bırakıp tekrar beni kimsenin beklemediği o eve gidiyorum...virusten dolayı 3 aydır onu göremedim... geçen cuma biraz umut ve koskoca bir korku ile yanına geldim. acaba beni unutmuşmudur diye korktum... çok korktum... bu dünyadan yok olup gitmeye razıyım... yeter ki beni unutmasın... mutfakta yerde oturmuş bebeklerin o mutfak eşyaları ile oynama rituelini gerçekleştiriyordu... kızım dedim... bana baktı bir an... elindeki eşyaları düzenli ve sakin bir şekilde bıraktı elinden. ayağa kalkıp bana yürüdü ellerini uzattı. kucağıma aldım. başını omzuma koyup defalarca baba dedi... sonra bana evdeki insanları tanıtmaya başladı. anne anne, dede , teyze.... diye.. sanki ben onları tanımıyorum gibi... sonra bana odasını gösterdi oyuncaklarını. sonra otur dedi oyuncak oynayalım... bir odada 6 7 kisi otururken ben ayağa kalkınca baba otur diyor. giderim yine diye... otur... maalesef 4 gün sonra otur dese dahi oturmadan yola çıkmak zorunda kaldım... dün gece onu ben uyuttum annesinin 4 aylıkken uyuturken dinlettiği ninniyi açtım... gülümseyerek uyudu... 25. mayıs tarihinde vefat etmişti annesi.. üzerinden 1 25 mayıs daha geçti...

  • kadına laf edip karışacağına kendini tesettüre sokmuş sporcudur. inancınızı böyle yaşayın canımı yiyin.

  • hayatında on kişilik ekip yönetmemiş bebeler, bir kriz anında yetkili kişilerin tamamının isitfa etmesinin onurlu bir davranış olduğunu sanıyor. peki o kriz, sona erene kadar koordinasyon nasıl sağlanacak? kurumsal hafıza ne olacak? en yetkili kişinin yerine tüm kurumu koordine edecek yetkinlikte birini hemen nasıl bulacaksın? yönetim kurulunda sadece huzur hakkı alıp işlerden anlamayan adamlar mı yönetecek şirketi? boş boş, mal mal konuşuyorsunuz. krizin ortasında istifa edip gitmenin onurlu bir davranış olduğunu sanıyorsunuz. eğer krizin sorumlusu sen isen de, tüm yükümlüklerini yerine getirirsin, işi sahipsiz bırakmazsın, çekil dendiğinde çekilirsin ya da çekildiğinde işi yürütebilecek bir ekip olduğundan emin olursun bırakırsın. kriz anında çekilen adam dünyanın en berbat yöneticisidir ya. sen o anda işin başında olmayacaksın da ne zaman olacaksın?