hesabın var mı? giriş yap

  • başlığı açan arkadaş, gelişmişlik kriteri olarak sadece "imalat" sanayini dikkate almaktadır. yani evinde ingiliz malı bir ürün olamadığı için, ingiltere'nin, britanya'nın geride kalmış olduğunu iddia etmektedir.

    oysa bilmediği şey, ingiltere, belki de dünyanın en gelişmiş servis sektörüne sahip ülkesidir.

    1) öncelikle city of london, dünyanın tartışmasız finans merkezidir.

    2) ingilizler dünya genelindeki tüm meslek ve meslek gruplarının sahibidir. evet sahibidir, o kadar etkili meslek "odaları" vardır ki, bu odaların sertifikasyonları, eğitimleri, workshopları dünya çapında tanırır.

    iş güvenliği üzerine mi çalışıyorsunuz? iosh sizin mekkeniz olacaktır. insan kaynaklarında mı çalışıyorsunuz? cipd sizin kilavuzunuz olmali. inşaat sektöründe misiniz? ciob veya rics sizin pusulanız olacaktır.

    yani bu ingilizler, meslekleri ve standartlarını belirleyen insanlardır

    3) hukuktan sigortaya, mimarlıktan danışmanlığa abd toprakları hariç tüm dünyada ingiliz etkisi çok güçlüdür. katar'da bir inşaat projesinde, güney koreli inşaat firmasıyla, italyan işveren mahkemelik olursa, aradaki anlaşmazlık 99% londra'da çözülecektir. aylar / yıllar alan bu süreçlerde tarafların tutacağı ingiliz uzmanlar yüzbinlerce pound cebe indirir.

    4) ingilizler harika mühendis ve bilim insanı yetiştirir. siz sadece "alman arabası ve beyaz eşyası" üretmedikleri için habersizsiniz. 2018 rakamlarına göre ingiltere, abd-çin ve almanyadan sonra en çok bilimsel araştırma yapan ülkedir.

    kaynak

    bunun yanısıra dünyanın çoğu büyük ve teknik açıdan zorlu projesi (havaalanları, rafineriler, köprüler, gökdelenler, raylı sistemler, vs...) ingiltere'de dizayn edilir. hatta yapacak firma abd firması bile olsa, dizayn gene ingiltere ofislerinden yapılır. çünkü ingilizler işin imalatını ve inşaatını (ameleliğini) türklere ve çinlilere bırakırken, dizaynı kendileri yapmayı yeğlerler.

    5) eğitimin, finansın, sosyal hayatın ve adaletin aşırı sağlam olduğu bu ülke aynı zamanda bir cazibe merkezidir. başlığı açan yazar muhtemelen "imalat" yaptığı için çin ve belki türkiyeyi üstün görüyor ama unuttuğu şey, çin ve türkiye'nin milyarderleri onlarca milyon sterlin bayılarak londradan ev alma yarışında.

  • kimse de açılımını yazmamış arkadaş buyrun amme hizmeti olsun: international mobile equipment identity. türkçe’ye çevirirsek; uluslararası mobil aygıt kimliği ya da uluslararası taşınabilir aygıt kimliği. umak ya da utak bence güzel oldu.

    neyse, bu numara normalde her bir telefon için özeldir ve cihazla alakalı bir çok bilgi verir aslında. 15 haneden oluşan bu numaranın ilk iki hanesi üretici numarası ardından gelen 6 hanesi ise model numarasıdır. bu ilk 8 haneye “type allocation code” denir. arkasından gelen 6 rakam cihazın seri numarasıyken son hane de imei numarasının geçerliliğini takip edebildiğiniz kontrol sayısıdır.

    cihazlar sim kart ile kullanılmaya başlandığı anda imei numarası bilgileri operatöre gider ve bu yolla cihazın takibi yapılabilir. ülkemizde imei numarası üzerinden kayıt sistemi mevcuttur ve yasal yollardan ithal edilen tüm cihazların bilgi teknolojileri kurumu’na (btk ) kaydı ithalatçısı tarafından yapılır. yurt dışından şahıslarca getirilen telefonlar da e-devlet sitesi üzerinden pasaport bilgileri kullanılarak yapılır. btk'ya kaydı olmayan cihazlar 120 gün içerisinde kaydedilmezse bu cihazların iletişimi kesilir ve bu cihazlar servis yok uyarısı verir. cihazların iletişiminin kesilmesi için diğer bir neden ise klon imei durumudur. klon imei durumunda ise cihazlar tek bir numara belirlenerek o numaranın kullanımına açılır.

  • elinde bana ait bir şey tutan 3,5 yaşındaki kayra'ya seslenilir:
    -şşt kayra, onu yerine bırak, benim o!
    kreşe giden kayra, öğretmeninin okulda sürekli söylediği sözle cevap verir:
    -benim yok! hepimizin!

  • bu kadındaki özgüven uğur ışılak'ta yok yemin ederim. bu kadındaki ben bilirimcilik rte'de yok. bu kadındaki "ben dünyanın en mühim garısıyam" tribi angela merkel'de yok şerefsiz evladıyım. abla sen napıyon ya?

    abla bilindik, abla tanıdık. görüyoruz bu ablayı sürekli. iş yerinde, okulda, bir metrobüs durağında, bir vapur merdiveninde, semt pazarında, avm burger king'inde. her yerdeler. çoklar.

    "yha inanabiliyor musun, bana o kadar yazdıktan sonra şimdi gidip beril'le yakınlaşıyormuş!! .ss"

    halla halla. kusura bakmayın ağzımı bozmak istemiyorum. yani burayı büyük harflerle yazdığımı düşünün lütfen; ya ne olacağıdı abla!!!

    ( haftada ortalama 9 kıza yavşayan berksanları devre dışı bırakarak konuşuyorum tabii ki. )

    ne istiyorsun tuğrul'dan? nasıl davranmasını bekliyorsun? 2331654 sene peşinden koşmasını mı? 534645 sene sana yazmaya devam etmesini mi? 3241545 sene sana yürümesini mi istiyorsun? ne istiyorsun allahın cezası ne!???!

    ne yapsın bu çocuk. tuğrul yorgun, tuğrul bıkkın. tuğrul'un tüm çabasına rağmen onu hep yedekte tuttun, ona hep semih şentürk muamelesi yaptın. artık senden umudu kesti tuğrul. onu rahat bırak. suçlu tuğrul değil. suçlu sen de değilsin gamze. suçlu kader, suçlu hayat gamze.... şaka lan şaka hemen inanıyon ya. suçlu sensin tabii ki şımarık şırfıntı!! bu arada tuğrul ne sikko isimmiş ya. iyi ki tuğrul diye arkadaşım yok. düşünsene kısaltamıyorsun da ismi. tuğ! ıyyy. iyi sözlükler.

  • 26 nisanda tutanak tutulmuş. 27 nisan'da görevlendirme adı altında sürgüne gönderilmiştir. bir de adliyeler yavaş çalışıyor diyorlar.

  • her yeri kapalı camide 100lerce kişiyle toplanmak serbest, ama yılbaşında iki aile bir evde toplamak yasak. çok mantıklı bence

  • yayın yasağı gelirse işid, gelmezse pkk.

    edit: arkadaşlar uyardı, yayın yasağı gelmiş hemen. tabi milli güvenlik konusu, yasak şart.