hesabın var mı? giriş yap

  • alişan’ın meral akşenere söylediği söz.

    açıklama şöyle;
    meral akşener "biz iktidara gelirsek o sanatçılara selam vermeyeceğiz" dedi. bence selam falan vermeyi bırakın. iktidara gelirseniz bizi türk vatandaşlığından çıkarın.

    sırf bu yüzden meral akşener’e oy vereceğim. bir sebep daha çıktı bana.

    kaynak

  • "artık nasıl bir vergi ödediysek hem bütçe açığını kapadık hem suriyeli baktık hem de başbakana uçak aldık vay arkadaş"

  • bence var olanlarında sınava girmesi gerek. hatta tüm yargı camiasının yeniden elden geçmesi gerek.

  • kendisinin türkiye'nin en iyi oyuncusu olduğunu iddia eden kişinin şaka yaptığını düşünmek istiyorum. şaka maka güzel bir şaka.

  • öncelikle allah rahmet eylesin.

    ama ne kadar duayen gazeteci, ne kadar örnek gazeteciydi bilemem.
    zira 14 aralık 2004 g-mall yangını'nda yaptığı habercilik ile kendi kalitesini herkese ispatlamıştır.

    sinemada yangın çıkmış, insanlar içeride mahsur kalmış ve yoğun dumandan etkilenmişler.
    itfaiyeciler sinemada mahsur kalanları tahliye etmeye çalışırken rahmetli savaş abimiz olay yerine bir minibüs ile ulaşıyor ve ulaşır ulaşmaz minibüs içinden her yeri siyah boyalı olarak çıkıyor ve başlıyor kamera kaydetmeye...
    olaya şahit olan itfaiyeciler şaşkın zira adam minibüsün içinden çıkıp itfaiyecilere "içeride durum çok kötüydü tahliye neden gecikti" gibi sorular soruyor ve itfaiye amiri kendi işine bakmasını söyleyerek tersliyor abimizi.
    tabii rahmetli gidiyor bu sefer başka kimselere, içeriden çıkan insanlara, durum çok kötüydü ne hissediyorsun diye soruyor, birisi "aa savaş abi sen içerdemiydin ben görmedim" diyor.
    bunların hiçbiri yansımadı kameralara...
    ama yangın güvenliği ile ilgilenenler, itfaiyeciler kendisinin programını seyredince hemen anlıyorlar düzmeceyi...
    çünkü; sinemadaki yoğun dumana maruz kalmış herkesin ağız ve burun bölgeleri havadaki nem ile beraber nefes alıp verdikçe is yüzünden simsiyah olmuşken sadece savaş ay'ın ağız bölgesi bembeyaz ve yüzünün her yeri sıvama usulü simsiyahtı...

    bu olay ayyuka çıktı, savaş ay önce yalanladı, sonra itiraf etti.

    işte böyle bir haberciydi, olmadığı yerde varmış gibi davranarak insanlara düzmece şekilde haber ulaştıran...

  • bir motorun sürüş özellikleri, viteslere göre üretebildiği tork ve beygir gücünden ibarettir.

    eğer günümüzün 1.0 motorlu bir aracı, otuz yıl öncenin 2.0 bir aracı ile benzer ağırlığa, benzer tork ve hp verilerine sahipse , benzer sürüş özelliklerine sahiptir.

    şimdi bakalım. günümüzün öyle turbo falan da olmayan, düşük torklu, düşük hplı bir hyundai i10 u ile, 1980 model , 2 litre motora sahip bir ford taunus 'u karşılaştıralım mesela.

    daha da netleştirmek lazım. hyundai i10daki motor üç silindirli, 1 litre kappa motoru. alüminyum silindir kapaklı, toplam kuru ağırlığı 75 kg. 70 ps güç ve 97 nm tork.

    ford taunusdaki motor ise 2 litre pinto. fabrika kodu ile tl20l. 57 kw (76 hp) ve 2800 devirde 115 nm tork.

    sonuçta verdiğim örnekteki motorlar oldukça benzer verilere sahip, hatta kağıt üstünde taunus biraz daha iyi verilere sahip, ama arada ufak (!) , çok önemli bir fark daha var:

    hyundai modeli 933 kg ağırlıktan başlıyor, ford taunus ise 1.480 kg'dan başlıyor.

    en önemli fark bu ama tabi farklar bunlarla sınırlı kalmıyor. hava sürtünme katsayısından, güvenlik özelliklerine, fren mesafesinden, dönüş çapına aralarında en ufak benzerlik olmayan iki farklı araç söz konusu.

    elma ile armutu karşılaştırıyorum biliyorum.

    ama armut iki litre. oluk oluk benzin yakıyor.

    ve ortaya yarısı kadar zıpkının gücünü ancak çıkarabiliyor.

    bunun sonucu da vitesler arası hızlanma, 0-100 km hızlanma gibi verilerin tamamı o küçücük motorun lehine. hem de bir hayli.

    yani bir litrelik hyundaiden inip iki litrelik ford'a binseniz, alacağınız his arabadan inip kağnıya binmek gibi bir şey olur.

    demek ki neymiş?

    bir litre iki litre faso fiso.

    bir aracın sürüş özelliklerini sadece ve sadece motorunun, karoserinin ve teknolojisinin verileri belirler.

    aşağıda yazılanların üzerine birkaç not daha ekleme gereği duydum:

    bir litre motor ile şehir içi , şehirler arası birkaç kişisel tecrübem:

    1) benzinli motor ama şehir içinde bile şaka gibi az benzin tüketimine sahip. en yüksek devirlerde kullandığımda bile yüz kilometrede altı litrelik tüketime ulaşmak mümkün değil. şehir için trafiğinde arada kendinden büyük motorlu araçlarla kapışabiliyor da, hızlanacak fazla mesafe olmadığı için bmwlerle, mercedeslerle aynı vakitte varıyoruz gittiğimiz yere.

    ama benimki hızlı yavaş, dönüp dolaşıyor 5.6 litre tüketimi yakalıyor. şehir içi bir tutum canavarı.

    2) şehirlerarası yolda sabit hızla 3.7 litre gibi komik verilere ulaşılabiliyor ama kusura bakmayın yavaş kullanmak beni bayıyor.

    o yüzden radarın olmadığı yerde benzini takmadan 150 km/h ile gidiyorum. ilginç bir özellik söz konusu. motor hızlı gidildiğinde bile az yakıyor . 1.6 litre , tasarruflu diye tanıtılan bir motorun, 150 dendiğinde oluk oluk benzin içmesine alışmış biri olarak, bu bir litrelik motorun en sevdiğim tarafı bu. tasarruflu kullanmak gibi bir dert yok, çünkü nasıl kullanırsam kullanayım, tasarruflu veriler çıkıyor ortaya.

    3) şehirlerarası dere tepe en ufak sıkıntı yok. sadece gerektiginde hızlı vites küçültmeyi bileceksin. tepeye beşinci vitesle tırmanmaya kalkmadıkça boğulmuyor motor.

    4) üç silindir motor kolay eskir söylentisini de yüzbin kmde gözlemlemedim. bilmiyorum belki ikinci yüzbin içinde eskiyecek. ama daha önceki arabalarım bu km'ye kadar onlarca sorun çıkarmıştı. nazar değmesin, üç silindir şimdilik sıfır sorun, yüzde yüz verim.

  • öncelikle (bkz: chuck norris facts).
    gavurun olur da bizim olmaz mı? gençler üşenmemiş en bir güzel chuck norris fact'lerini adapte etmişler.

    ibrahim üzülmez iki kaleye bir gol atabilir.

    ibrahim üzülmez sonsuza kadar koşabilir. hem de iki defa.

    ibrahim üzülmez'in çalım yediği sağ açık yoktur, geçmesine izin verdiği sağ açık vardır.

    top ibrahim üzülmez ile rakip oyuncu arasındaysa, top ibrahim üzülmez'dedir.

    messi'nin dünyanın en iyi futbolcusu olmasının sebebi, ibrahim üzülmez'in bu dünyanın dışından olmasıdır.

    einstein'ın görelilik teorisine göre, ibrahim üzülmez bir sonraki pozisyonda gireceği kademeye, dün girmiştir.

    adil bir oyun olması için ibrahim üzülmez gözleri kapalı oynar.

    ibrahim üzülmez, "ronaldo mu? messi mi?" sorusunun cevabıdır.

    "tsubasa mı? benjamin mi?" sorusunun cevabı da ibrahim üzülmez'dir.

    ibrahim üzülmez'in teri kanseri iyileştirebilir, keşke terleseydi.

    duran ibrahim üzülmez yorgun değildir, sadece bekliyordur.

    dünya'da iki tip insan vardır: ibrahim üzülmez'den çalım yemeyenler ve profesyonel futbolcular.

    ibrahim üzülmez hayatında bir defa ofsayta düşmüştür, o da kendi attığı pasa koşarken.

    ibrahim üzülmez dirseğini yalayabilir.

    (bkz: daha gider bu)

  • gerçek olaydır:

    merkez bankası'nın eski başkan yardımcılarından birinin banka'da bir işlem yapması gerekir. nüfus cüzdanı vs. belgeler arz edilir. "fakat" der görevli bayan "imzanın size ait olduğunu gösteren bir sirküler lazım...".

    amcam cebinden bir adet 20 milyon*'luk banknot çıkartır. üzerindeki imzayı ve adını gösterir. "işte" der "benim imzam bu!"
    işlem derhal gerçekleştirilir.

  • (bkz: mustafa kemal atatürk)

    debe editi: arkadaşlar, bugün ağrı'da bulunan cengiz çıkrık ortaokulu'nun kitaba ihtiyacı olduğuna dair mesaj aldım. ekşisözlük ahalisi olarak yardımcı olmak isteyenler olur diye mesajı olduğu gibi paylaşıyorum.

    "ağrı/patnosta bir okulda türkçe öğretmeniyim. okulumuzun maalesef ki bir kütüphanesi yok. öğretmenler odasında küçük bir kitaplığımız var ama içi boş. uzun zamandır bu gruptaki paylaşımları takip ediyorum ve grup içindeki dayanışmayı oldukça beğeniyorum. bu konuda kimler bize yardımcı olur diye düşünürken birden siz değerli arkadaşlardan yardım isteme fikri geldi aklıma. 5,6,7 ve 8. sınıf düzeylerine uygun; kullanılmayan, bir köşede okuyucusuyla buluşmayı bekleyen hikaye ve romanlarınızı bize ulaştırabilirseniz hem ülkemizin okuma kültürüne katkı sağlar hem de okulumuzdaki bu eksikliği tamamlamış olursunuz.
    ağrı/patnos "merkez ptt" veya cengiz çıkrık ortaokulu olarak gönderebilirlermiş.
    iyi günler diliyorum."