hesabın var mı? giriş yap

  • evli bir arkadaşa evlilik nasıl ? ben de evlensem mi ki dedim,
    evlen tabii senin benden daha mutlu olmaya hakkın yok dedi...

  • kim yönetiyor bu koyduğumunun şirketlerini, nasıl becerebiliyorsunuz zarar etmeyi yahu.

    en temel zekayla, kahvede bardak çay satan kahveci bile bu işten para kazanabiliyorken, koca koca fabrikaları kimler yönetiyor da, hakikaten milli içeceğimiz olan ve en fakirinden en zenginine neredeyse herkesin günde 3-5 bardak tükettiği çaydan nasıl zarar edebiliyorsunuz? delireceğim yemin ederim yahu.

  • kurtulu$ sava$i'nda hamile haliyle cepheye giden kadin buyuk kahraman, eyleme hamile giden ve ugradigi saldiri sonucu bebegini kaybeden kadin "ne bicim anne".

    sava$ta ermeniler bizim kadinlarimizin karnindaki bebekleri kiliclarinin ucunda sallandirmi$ hikayeleri anlatmak on puan, polis hamile kadini tekmeleyince "o da orada olmasaydi".

    hrant dink'in oldurulmesi tabi cok kotu bir $ey, ama o da neden oyle seyler yaziyordu?

    taciz edilmek tabi cok ayip bi$ey, ama gecenin o saatinde orda ne i$in var?

    kadina $iddet ne de tu kaka bi olay, ama kari koca arasina girilmez tabi.

    boyle bir olay i$te.

  • yazlıktaydık, babam sağdı ve güneşe bakmak için ufak bir cam parçasını ateşte islemişti. ama asıl unutamayacağım görüntü, asma çardağınının arasından giren güneş ışıklarının yerde yüzlerce minik hilal gölgeleri oluşturmasıydı ve çok güzeldi.

  • decidofobi, karar verme korkusudur. karar verme fobisi olan biri için herhangi bir konuda karar vermek, kendi fikirlerine güven duymadığı için imkansız görünebilir. karar verme fobisi olan bir kişiler, karar vermede kendilerine yardımcı olması için başkalarına aşırı derecede güvenebilir. tavsiye için astroloji gibi kaynaklara bile başvurabilirler.

    decidofobi, bağımlı kişilik bozukluğu adı verilen daha büyük bir zihinsel sağlık bozukluğunun parçası olabilir. bağımlı kişilik bozukluğunun belirtilerinden biri, karar vermek için başkalarına güvenmektir.

  • şirket ile şahıs arasındaki farkı bilmeyenlerin beyanı. hissedarı olduğu şirket iflas eder, adam gene şahsi servetini korur. inşaat şirketi çok zarar ediyorsa iflasını ister, kendi kişisel servetinden zararı karşılamaz. anlayacağınız iflas, şirket sahibi zenginler için nimettir. şahıs olsa ölene kadar alacaklar peşini bırakmaz, öldükten sonra da borç çocuklarına kalır. onlar da mirası reddedeceğiz diye mahkemede sürünür.

  • erkan oğur bir gün bir stüdyoda oturmaktadır. içeri sırtında gitarıyla genç bir kız girer, erkan oğur'u tanımaz. heyecanla sorar:

    - siz de mi gitar öğrencisisiniz?
    - ömür boyu.

  • tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
    abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.

    birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.

  • hayatın pause tuşunun olduğunu kanıtlayan ressam.

    onun resimleriyle ilk karşılaşıldığında hissedilen bireysel zaman ve evrensel zaman eşitlenmesi ve tam da bu ikisinin eşzamanlı hale getirildiği anda ikisi arasında oluşan boşluk, aklınızdaki düşünceleri tuale yansıtmanızı sağlar ki bu da rothko'yu meditatif kılan şeydir kanımca. belirlenmiş renk yoğunlukları arasında bilinçaltınızdakileri ve bilinçdışınızdakileri bilinç düzeyine çıkarırsınız çünkü onun resimleri bu iki zaman arasındaki boşluğu öyle belirgin ve doldurulmaması imkansız kılar ki elinizde olmadan balıklar ağaçlara çıkarlar. sizi düşünmeye ve lirik farkındalığa iteler; sınırlarınızı sorgular. insanlığın hala düşünebiliyor ve hissedebiliyor olduğunu kanıtlamak ister yarattığı renkli boşluklarda, ki sadece bu bile rothko'yu sevmek için yeterli bir nedendir...