hesabın var mı? giriş yap

  • yaklaşık 2 ay önce yüz felci geçirmiş biri olarak tedavi süreci çok önemlidir.nitekim ilk belirtileri farkettiğiniz anda hastaneye gitmeniz tedavi sürecini başarılı bir şekilde atlatmanızı sağlayacaktır.bizzat bu hastalığı geçirmiş biri olarak,yüz felci geçiren arkadaşlara faydalı olması temennisiyle bir kaç öneride bulunacağım.

    -öncelikle benim başıma gelmez demeyin.gece uyuyup sabah uyandığınızda kendinizi yüz felci geçirmiş olarak bulabilirsiniz.

    -ilk farkettiğiniz an muhtemelen yemek yerken olacaktır.özellikle sıvı yiyecekleri tüketirken dudağınızın bir tarafını toparlayamadığını farkedeceksiniz.ben dudağımın sağ tarafını kontrol edemiyordum ve ayrıca dilinizinde tat alma hassasiyeti azalabilir.benim dilim ilk günlerde paslı bir tat oluşmuştur ve hiç bir besinin tadını normal olarak alamıyordum.

    -yüz felci yüzümün sağ tarafını etkilemişti.dudağımın sağı,sağ gözüm ve sağ yanağım bundan etkilenmişti.yüzümün sağ tarafındaki sinirler adeta çalışmıyordu.bunu 2.günde farketmiştim.

    -hastaneye 3.günde gittim.hastaneye gitmeden önce internetten hastalıkla ilgili bir takım bilgiler edindim.kulakla ilgili bir sorun olabileceğinden ilk olarak kulak,burun,boğaz doktoruna muayene oldum.kulakta herhangi bir sorun çıkmayınca nöroloji doktoruna sevk etti

    -nöroloji doktoru daha ilk bakışta yüz felci dedi zaten.herhalde çok tecrübeli bir doktordu ya da uğraşmak istemediğinden herhangi bir tahlil istemedi.kan tahlili dahi yaptırmadı.sen yüz felci olmuşsun dedi ve 15 gün süreyle kullanacağım kortizon ilacı (bkz: dekort) ve b vitamini takviyesi olarak (bkz: neuvitan) verdi.bunları 15 gün kullanmamı söyledikten sonra fizik tedavi bölümüne sevk etti.

    -fizik tedavi bölümündeki doktor ilk aşamada yapmam için yüz egzersizlerini gösteren bir kağıt verdi ve bunları disiplinli bir şekilde yapıp 10 gün sonra kontrole gelmemi söyledi.sonrasında eve gidip ilk günden itibaren ilaçları kullanmaya ve egzersizleri günde 3 kez düzenli şekilde yapmaya başladım.

    -ilk 5 gün nerdeyse hiç bir etkisini göremedim ne hapların ne de egzersizlerin umutsuzluğa kapılmıştım ve korkmaya başlamıştım geçmeyecek diye.kalıcı olup geçmeyeceğini düşünmek insanı gerçekten endişelendiriyor.

    -ilk 5 günden sonra ilaçlar ve egzersizler etkisini göstermeye başlıyor.özellikle egzersizleri yaparken yüzün felçli tarafını sıcak bir havluyla ısıtıp egzersizlere öyle başlamanız olumlu sonuç verir.hatta ilaçlardan ziyade egzersizlerin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

    -ilaçlar 15 gün sonra bitmişti benim.ama hala felç geçmemişti.ilaçlar bittikten sonra da kesinlikle egzersizleri ihmal etmeyin.ülk 5 günden sonra egzersizler olumlu sonuç vermeye başlayınca.fizik tedavi doktorunun 10 gün sonra gel uyarısını dikkate almadım ve doktora gitmedim.egzersizlere neredeyse 1 ay düzenli ve disipli olarak devam ettim ve felç büyük ölçüde iyileşti.

    -yüz felci diye söylenince insanı çok tedirgin ediyor 'felç' kelimesinin geçmesi ama yüz felcinin %90'ı kalıcı hasar bırakmadan iyileşiyormuş arkadaşlar nöroloji doktorum söylemişti bunu bana keza kulak,burun,boğaz doktorumda aynı şeyi söylemişti.ama iyileşme süresi 15 günde,1 ayda,6 ayda,2 senede olabilirmiş.tamamen bünyeyle ve erken tanı konmasıyla alakalıymış.

    -sonuç olarak yüz felci olduğunuzu anladığınız anda mutlaka doktora gidin.yüzünüzün iyice şekil değiştirmesini beklemeyin.sonrasında tedavi olurken bunun ne kadar faydalı olduğunu anlayacaksınız ve düzelir kendi kendine diye kesinlikle beklemeyin.tat alma duyusundaki bozulma da hastalığın ilk belirtisi olabilir bunu mutlaka önemseyin.benim ilk tat alma duyum bozulmuştu en son iyileşende yine tat alma duyusu oldu.

    -hastalığın üzerinden bugun tam 2 ay geçti ve şu an tamamen düzelmiş durumdayım.yüz felcine dair hiç bir iz kalmadı.tam olarak iyileşme sürecim 2 ay kadar sürdü.eğer başınıza böyle bir hastalık gelirse kesinlikle panik yapıp karamsarlığa kapılmayın arkadaşlar.doktora ise mutlaka en kısa sürede gidin.tedavisi mümkün olan bir hastalık ve 'felç' olması kesinlikle sizi korkutmasın.

  • mistisizm ve felsefe yüklü bölümlerini izlemeden uyuyamadığım fantastik dizi. hüsnü ve ailesinin başından geçen gizemli olaylar favorim. ayrıca rıza babanın baba ünvanını nasıl aldığını acilen bir flashback veya sabitle açıklamalılar zira bu olay dizinin en büyük gizemi. yıllardır bu olayı merak etmekten uyku uyuyamadım.

  • komşumuzun kızının doğum gününde oğlumla konuşmaktayım:

    ben: oğlum ayşenur ablana hediye olarak ne alalım?
    oğlum heyecanla: senin gibi kocaman bir ayı alalım baba.

    noktalama işaretlerini icat edenlere bir kez daha saygı duydum.

  • ortama bakın ya allah aşkına. insanlar boktan, evler boktan, doğa bile boktan. bi de anadolu'yu anlatmazlar mı yok şöyle kültür, yok böyle memleket, insanı şöyle, doğası böyle, alın size anadolu amk.

  • flört aşamasında herkes kendini belli ediyor aslında ama o duyguların en yoğun olduğu an farkedilmiyor herhalde. örnek veriyorum; illaki bilmem nerede bilmem ne yüzükle evlenme teklif edilecek diye sanki allah’ın emriymiş gibi olmazsa evlilik yürümeyecekmiş gibi tutturan kızla evleniyor adam. düğün günü gelin arabasındaki çiçek yolda uçmuş aynısı bulunup takılmazsa evlenmem diye tutturup o çiçeği taktıran gelin tanıyorum. hala vazgeçme şansı olan damada hayret etmiştim. bunlar hep bu kişilerle bir ömür geçmez işaretleri.
    erkekler için de aynı durum. sevgiliyken iki çift sohbet edemediğin erkek evlenince de aynı erkek. daha sevgiliyken giyimine, arkadaşına karışıp asker arkadaşıyla konuşur gibi kız arkadaşıyla konuşan erkek evlenebiliyor yani düşünün. her şeye karışan erkek sahiplenen erkek gibi görünüyor herhalde.
    sonra evlilik tü kaka oluyor.
    eşimle baktık sohbete, geyiğe doyum olmuyor. birlikte geçirdiğimiz saatler yetmiyor. ben onun sevdiği yemekleri pişiriyorum, o benim sırtımı kaşıyor. sohbet ede ede kilometrelerce yol yürüyüp farketmiyoruz. e ozaman biz evlensek ya dedik. evlenirken de saçma isteklerle birbirimizi üzmedik. her şeyimizi kendimiz halledip kimseyi müdahil etmedik. 10 senedir evliyiz bir kızımız var. doğru kişiyi bulup onun için doğru kişi olduğunuzda bu iş tamam.

  • yurtdışı ile ilgili bir anı anlatıldığında kendisine hava atıldığını zannedip komplekse giren insancıklar.

  • aman sömürmediğiniz duygu kalmasın, dibini sıyırın iyice her duygunun.

    barış akarsu türk rock müzik tarihinde en büyük izi ölümüyle bırakmıştır. kimsenin anısını, hatırasını incitmek istemem, hatta kendisinin sahnede canlı izlemiş biri olarak iyi bir sahne performansı olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim ama barış akarsu bu kadardır. filmi yapılacak biri değildir. adı her aklımıza geldiğinde genç yaştaki trajik kaybını hüzünle hatırlar, bir iki güzel yorumunu özlemle anımsarız, hepsi o kadar. asıl saygısızlık bu yazdığım değil, insanların duygularını sömürmek için bu ölümden bir hikaye yaratmaya kalkmaktır.