hesabın var mı? giriş yap

  • biner binmez "teknolojide son nokta budur" deyip dumura kapıldığım araba. lakin yanılmışım. böyle düşünmemin sebebine gelince; patronumla yapacağımız iş seyahati nedeniyle sabahın köründe evine gidip yeni edindiği bir adet bmw 5 20d'sine binme şerefine nail oldum. araca binip kemerimi takdığım an da ise aracın ortasındaki monitorde koca harflerle ismimin yazdığını görünce içimden "ulan bu beni nasıl tanıdı" diye geçirdim. sonra düşünmeye başladım, acaba patron buluşacağız diye hatırlatma notu falan mı girdi diye. ekrana bakıyorum hala benim ismim yazıyor. dedim sorayım bunu. sonra bir kez daha bakınca "ferhat" yazısından sonra "göçer"in geldiğini ve radyonun açık, sesinin ise kısık olduğunu anlamam bir oldu.

  • uzun seneler boyunca sigarayı bırakmam konusundaki ısrarlarının* ardından nihayet bunu başardığımda geçen şu diyalog:

    + anne nihayet bıraktım ben..
    - neyi, o adını bile anmak istemediğim pis şeyi mi
    +evet
    - allahımmmmmm (çeşitli dualar ve sevinç gösterileri takip eder) dile benden ne dilersen kızım
    +heheh saol anneciğim ama biraz sinir yaptı bende
    - olsun kızım. beni döv. gel beni döv yavrum.

  • öyle böyle bir ayar değildir...kendisi de beğendiğim bir gazeteci olmasa da fena saydırmış :

    "hürriyet'in bir grup yazarı ve yöneticisinin "yerli otomobilin prototipi"ni görmelerini ama yazmamalarını eleştirmiştim ya...
    kendini grubun lideri zanneden hanımefendiden yanıt geldi.
    hayli uzun bir yanıt.
    ve en az yayınladıkları ilk haber kadar komik, eğlenceli bir yanıt.
    mesela hanımefendi şöyle başlamış.
    “hürriyet türkiye’nin en büyük haber platformu”
    bu cümle bizler için komedinin doruğu...
    hürriyet için ise trajedinin...
    evet bir zamanlar hürriyet, türkiye’nin en büyük haber platformu idi.
    ama bunun üzerinden epey bir zaman geçti.
    çok uzun bir zaman.
    o zamanlar hürriyet’in ankara temsilciliğine mesela, en iyi haber yapanları getirirlerdi, en iyi yalakalık yapanları değil.
    bugün artık hürriyet, türkiye’nin haber platformu değil, olsa olsa türkiye’nin mizah platformu.
    yapmadığı, yapamadığı haberciliği ile mizah konusu olan bir platform.
    tabi ki, bu sizin kabahatiniz değil hanımefendi.
    elbette hürriyet siz orada olduğunuz için bu hale düşmedi.
    ama hürriyet bu hale düştüğü için siz oradasınız."
    edit: yazının tamamı

  • baslik cok sacma geldi degil mi? ama olay %100 gercek.

    (bkz: trendyol yemek) artik yapilan yorumlarin altinda kisinin siparis detayini da gösteriyor. eger dikkatli bakarsaniz bazi cakal esnaflarin yuzlerce 0,5lt su gibi basit basit siparislerle kendilerini övdügünü görebilirsiniz.

    bunlardan bir tanesi benim oldukca dikkatimi cekti. bahse konu olan restoranin an itibariyle 96 degerlendirmesi ve 52 yorumu var. 4.8 yildizla trendyol yemekte basi ceken restoranlardan birisi olmus. tam siparis verecektim de yorumlara bakmamla aninda vazgectim.

    yorumlarin neredeyse tamami kendi dükkanindan su alan cakal esnafimiza ait. bu yorumlara kanip da siparis veren gercek müsteriler zaten düsük puan vermis.

    cakal esnaf suyun sicak gelmesini o kadar cok begenmis ki en cok da onu övmüs. tüm yorumlarin görselini yuklemedim ama devami da ayni sekilde. 500ml su üzerinden sebzesine kadar övmüs. siparis verirken dikkat edin.

    edit: yogun istek uzerine bastan sona tum yorumlari ssledim: görsel

    edit 2: telefonum android. ios'da bu ozellik geldi mi bilmiyorum

    edit 3: az yorumlu ama yuksek puanli ilk 5 restoranin 3unde de benzer hile var. bu gorseller de cevredeki farkli restoranlardan.

    görsel
    görsel

  • başlık: beyler aileme cok büyük yalan söyledim
    entry: bu sene beni ünvden mezun olacak zannediyorlar ama ben daha sinavi bile kazanamadim, her sabah evden cikiyorum 4 yildir kahveye gidip geri geliyorum, napiim lan ben öldüreyim di mi annemi babami

    `@4`: o değilde bu yalanı 4 yıldır yiyecek kadar mal ailen varsa senin üniversiteyi kazanamaman normal

  • takip edebildiğim kadarıyla bilimsel ve gelecek ay görevlerinin planlanması açılarından önemli, ancak onun dışında biraz "meh" bir buluş.

    önemli, çünkü ayın 100+ dereceleri bulan gündüzünde de su olduğu kanıtlanmış oldu, artık suyun düşündüğümüzden biraz daha yaygın olduğunu biliyoruz. diğer yandan keşif şimdilik gelecekteki kolonistleri bile tam olarak ilgilendirmiyor, bulunan su moleküler düzeylerde, nasa sahra çölünde 100 kat daha fazla su olduğunu açıkça belirtmiş ve suyun kullanılabilir olup olmadığı da belli değil. ay'ın başka bölgelerinde su daha büyük miktarlarda olabilir, belki bu moleküller yer altı su birikimlerinin işaretçisi olabilirler veya belki de güneş gören bölgelerde su sadece bu kadardır. bunları gelecekteki görevlerle araştırmamız gerekecek.

    niye nasa bunu bu kadar büyük olay yaptı? eh nasa'nın asli görevi bu, bilim yapmak ve halka duyurmak, benzer açıklamaları zaten sık sık yapıyorlar. diğer bir sebep de muhtemelen gözlemin yapıldığı teleskoplu uçak sofia'yı bütçe kesintisinden kurtarabilmek, 2021 bütçesi kesintileri sebebiyle erken emekliliği gündemde, nasa'nın politik bir hamleyle bu programdan gelen somut bir sonuç göstermek istemiş olması normal.

    ayrıca suyun bulunduğu clavius kraterinin 2001 a space odyssey'deki ay üstünün kurulu olduğu krater olması gibi ilginç bir tesadüf var.

  • lipton'a satılma zamanının gelmiş olduğuna delalettir!

    sonuç olarak da çayı bahçelerinde bırakacak binlerce çiftçi...

    şekerpancarı gibi, fındık gibi...

    uyu türkiye! bu kez kurtuluş savaşı verecek bir liderin de yok...

  • kendisi gibi çalan, söyleyen ve daha önemlisi 'yazan' bir frontmanin var olmadığı insan. bu adamın yarattığı beste ve sözlerdeki derinlik bana göre hiçbir frontmande bulunmamakta. hayatında bir tek fixxxer, the god that failed, master of puppets, disposable heroes, until it sleeps, mama said etc.. dinleyen bile bunu anlayabilir. hadi onu da geçtim bu adam 19 yaşında ride the lightning gibi bir şarkıyı yazmıştır. bu adama laf atanlar kendi 19 yaş hallerini bir düşünsünler önce.

    bunun yanında bu adam sürekli kendini geliştiren ve yaptığı işi en iyi yapan adamdır.
    herkesin davayı sattığını söylediği iki albümü dinlemek de bunun için yeterlidir. fanları tarafından lanetlenen bu iki albümde kalitesiz bir tane şarkı yoktur. tarzı farklıdır ama gerek beste gerek güfte ile muhteşem doldurmuştur altını. ki bu kadar keskin tarz değiştirmek aslında vokal olmayan biri için büyük bir riskken bunu da almış adamdır. gerektiğinde senfoniye eşlik eder gerekirse country okur bu adam. ve tekrar tekrar diyorum kendisi zorunluluktan vokal olmuş adamdır. gelelim enstrüman olayına. her enstrüman gibi piyano da zordur amenna. fakat bu adam gibi downpick ile ritm atmak çok ama çok zordur. sadece teknik yetmez, hız ve güç gerektirir. isteyen eline bir elektro alıp 15 dakika boyunca hem söyleyip hem downpick ile çalmayı deneyebilir, neresinden terler aktığını görür.
    ayrıca mesele hız ve zorluk ise petrucci ve malmstein kraldır o zaman. fakat kazın ayağı öyle değil.
    not : dave falan denmiş, etmeyin eylemeyin. dave belki yaşayan en iyi lead olabilir ama vokal konusunda james'in yanında çaylak kalır. dave dinlerken sadece thrash dinlersiniz, james ise şarkıya anlam, sözlere duygu katar.