ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: bacını sat bu kupona bas
entry: http://e1203.hizliresim.com/v/t/3tr8j.jpg
@3: seninkine 5 lira mı verdiler :(
edit: link uçmuş yenisi de yok. linkte 5 liralık bi iddaa kuponu vardı.
doğadan'ın grip temalı reklamı
-
filmini beklediğimiz reklamdır.
san nak ji
-
kore ve japonya'da çok popüler olan, canlı yenen ahtapot yemeğinin adı. ahtapot hala canlıyken, vantuzlarıyla damağa yapışıyormuş ve bu da olaydan alınan hazzı artırıyormuş. güney kore'de her yıl ortalama 6 kişi bunu yerken boğulup ölüyormuş.
video:
http://www.youtube.com/watch?v=hfsiy7hql1q
varını yoğunu satıp almanyada okula kaydolan hıyar
-
adam cesaret etmiş, cesur bir karar almış gidiyor.. cesaret edemediğiniz şeylere cesaret edenleri kıskanmayın, destek olun bir zahmet..
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
onbir, oniki yaşlarındayken arada annemle beraber gündeliğe giderdim. genelde büyük temizlik yapılacaksa ek yardım olarak. anneme beş veriyorlarsa bana da iki, üç verirlerdi. şimdi düşününce, çok küçükmüşüm ama erken gelişmiştim. bir de fakir fukaranın çocuğu pek çocuk olamaz. çocuk olmaya vaktimiz de paramız da yoktu. neyse bu bir başka entry konusu...ben aslında başka bir şey anlatacaktım;
yine annemle gündeliğe gittiğimiz birgün, evini temizlediğimiz kadının eşi, mahmut amca, ertesi gün okuldan sonra onlara gitmemi ve bana kışlık ayakkabı alacağını söyledi. annem de okul çıkışı mutlaka gelmemi söyleyince gittim mecburen. mahmut amca ile kapıda buluştuk, sonra beraber yakınlardaki bir ayakkabıcıya gittik. annem gelseydi bari ama gelmedi. calismasi gerekiyordu çünkü. mahmut amca'yla ayakkabılara baktık. bir tane denedik, aldık ve çıktık. sanırım hayatımın en mutsuz günlerinden biriydi. ayakkabı alındıktan sonra da, eve geldikten sonra da sadece ağlamak istediğimi ama kendimi tuttuğumu hatırlıyorum. bir de sonradan mahmut amca anneme asık suratlılığımdan dem vurmuş. sanırım bunu, ayakkabı alındıktan sonra sevinçle bacaklarına sarılan bir çocuk hayal ettiği halde, eskisinden de mutsuz bir çocukla karşılaştığı için hayal kırıklığı ile söylemişti. aslinda cok iyi niyetli bir adamdi ve ailece cabamizi takdir ediyordu.
buraya nereden geldim peki...dün nuri bilgi ceylan'ın kış uykusu nu izledim...orada da vicdanını (ki vicdan genelde korkakların sevdiği bir sözcüktür ve öncelikle güçlüleri dehşete salmaya yarar.)* rahatlatmak için fakir bir aileye para vermeye çalışan kadına kızarken hatıralar beni buralara getirdi galiba. kadın parayı açıklama yapmadan gizlice kapıya bırakabilirdi...ama hayır, o şık kıyafetleriyle yardım ettiği ailenin gözlerinde sevinç görme, minnet duygusuyla sarmalanıp sarılma ve başkalarının mutluluğuyla mutlu olma fikrinden ziyade, mutluluğu için teşekkür edilmesiyle tatmin olma yolunu seçtiği için.
çoğu zaman insanlar egolarına yenik düşüyorlar, birilerine yardım etmek güzel de teşekkür beklemek niye? teşekkürü bırak da arkandan etsin. illa yüzüne edilince ne oluyor?
bir çocuğu mutlu edecekseniz o çocuğa yapılacak yardımın gizli olmasına, hatta çocuktan bile gizli tutulmasına dikkat etmeniz lazım. eskiden bir laf varmış, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek diye, ne doğru laf.
bana şükret, sayemde bak yine iyisin'le iyi edilemiyor. kış uykusu bunun gibi pek çok anımı canlandırdı. daha gelirim ben buralara.
* filmden alıntı
hayata dair iç burkan fotoğraflar
-
yunus'un enkazdan bakışı
http://i.milliyet.com.tr/…0/25/fft99_mf1721683.jpeg
depremde ölmüş yunus'un bakışını hediye alma-verme sırıtışı
https://icdn.ensonhaber.com/…er/diger/esh1273_3.jpg
bir de akbabanın bakışı var
https://seyler.ekstat.com/…x-637515013807247347.jpg
bazı sırıtışlarla bazı akbaba bakışları aynı hissizlikte.
interstellar
-
(bkz: bilimsel demagoji)
--- spoiler ---
ulan o değil de herif 50 yıl sonra zibilyon ışık yılı uzaktan geldi "benim koç gibi bi oğlum vardı lan o nerde?" demedi ya ben ona bittim. kızıyla biraz aforizma parçalayıp direk manita peşine galaksilere yelken açtı hıyar. o çocuk bakar mı şimdi sana yaşlanınca?
--- spoiler ---
editto: spoiler ver dediler geldik.
ölüyü diriltecek yunan hava durumu sunucusu
-
euro bölgesi olunca böyle oluyor işte. bizde a haber spikerleri bile mutlu değil; kuzey kore depresifligi hakim. başkan erdoğan zart dedi, başkan erdoğan zurt dedi.
yanlış anlama diyalogları
-
(viskiden hiiç anlamayan ben ve zihni bulanık tekel şop adamı arasında geçer)
- viski alıcam, neler var?
- old mac satmıyoruz canım.
- old mac ne? viski mi?
- evet ama burda yok, aşada market var oraya sor.
- neler var peki başka?
- ucuz viski olarak old mac var..
- amca hani yoktu old mac?
- aşağıdaki markette var dedim ya evladım.
- off boşver yaa... cube var mı?
- bilmiyorum canım, aşağıdaki marketin sahibiyim ben, arkadaşın yerine bakıyorum.
- ooooldu...
atatürk'ün boyunun 164cm olması
-
tinderda mı denk geldi napacaksınız adamın boyunu amk köylüleri ya. sen ülke kur moronun biri gelip boyuna laf etsin.
white guilt
-
bugün yaşadığımız en büyük sorunun temelinde yatan inançlardan biri.
avrupa'da insanlara 2. dünya savaşından beri pompalanan düşünce budur. bu düşüncenin pompalanmasının nedeni de kapitalizmdir. çünkü amerikanlara ucuz işçi ve sürekli kontrolü altında tuttuğu bir avrupa lazım. sürekli ayaklanan, hakkını arayabilen, dinleri reforme edebilen beyaz ırk, para babalarının işine gelmez. amerika'daki beyazların çoğu solculukla veya rednecklikle kontrol altında zaten. amerika bunları cahil bırakarak veya diğer kesimi de para ile kontrol ederek zaten işi çözmüş.
https://en.wikipedia.org/wiki/behavioural_genetics
https://en.wikipedia.org/wiki/great_replacement
bugünkü rusya - ukrayna savaşının nedeni bile budur. nato, avrupa'yı konrol altında tutma örgütüdür. akp gibi sürekli düşman yaratmak zorundadır.
göçmen sevenlere dikkat edin çoğu amerikan kuklasıdır. diğer kesim de aşırı duygusal solculardır. solculuk kötü demiyorum. örneğin danimarka hükümeti de solcudur ama anti-gelişmemiş-immigrant tutumundadır.
çok büyük paralara sahip olanlar sandığınızdan çok daha fazla kontrole sahip. foncular diye bildiğiniz insanlar medya. medyayı elinde tutan insanları kontrol eder. bu güce tek taraflı olarak 77 yıldır sahip olduğunuzu düşünürseniz, neler yapabileceklerini tahmin edebilirsiniz.
https://tr.wikipedia.org/…iki/açık_toplum_vakıfları
uçakta evlenme teklif eden pilot
-
şanssız pilottur. o nasıl uçak amk. deplasmana giden kasımpaşa taraftar otobüsü gibi.
mario gomez
-
galatasaray taraftarı bir kez daha bilmelidir ki:
"mario gomez'i düşündük ama 9 milyon euro bonservis istediler, kendisi de yıllık 5 milyon euro net istedi. ben de isterim yıldız alalım ama dengeler var" - hamza hamzaoğlu