hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşlar fuhuş yaparken yakalanmadınız ne bu tedirginlik . polis kardeşlerimiz de çok heyecanlı sanırsın uyuşturucu ticareti yapanları basıyor :)

  • biraz önce, balkonumdan bahçede öten bir sakanın gerçek bir çipetpet duyma şerefine nail olabildim ve bunu kaydettim.

    https://soundcloud.com/user2969641/ipetpet

    kaydettiğimi defalarca dinlerken, sondan ikinci ötüşe kadar sabırsızlanıyordum çünkü, sondan ikinci ötüşü dörtlü bir çipetpet, diğerleri üçlü. evet diğerleri de çipetpet ama lezzetli çipetpet değil, amatörü eğlendirir. belki bir cibili şak şak aniya duyamadım ama bu bana yetti.

    şimdi şevket ağabey'imi daha iyi anlıyorum.

  • üç buçuk yaşındaki oğlumun içinde bulunduğu, iki yıldır mücadele ettiğimiz durum. durum diyorum çünkü otizm bir hastalık değil farklılıktır. hastalık olarak değerlendirilmesi için bir sebebinin ve tedavisinin olması gerekir. otizmin ispatlanmış bir sebebi ve kesin bir tedavisi yoktur. en iyi tedavi yöntemi eğitimdir. erken fark edilen ve hemen eğitime başlanan durumlarda otizmi geriletmek mümkündür. hatta bazı otizmlilerde tamamen düzelme dahi görülebilmektedir.

    otizmli bireyin eğitimi uzun bir yol olarak düşünülebilir. yola ne kadar erken çıkılırsa o kadar çok mesafe kat edilir. durum fark edilir edilmez vakit kaybetmeden psikiyatra başvurulmalı ve derhal bir özel eğitim merkezine müracaat edilerek eğitime başlanmalıdır. erken teşhis çok önemlidir. bazı vakaların erken teşhis edilmesi zordur. bilhassa yaygın gelişimsel bozukluk tablosunun fark edilmesi uzun zaman alabilir.

    anne babalar şu farklılıkların tamamını ya da bazılarını gözlemlediklerinde derhal harekete geçmelidir. otizm yelpazesinin içinde bulunan bir çocuğun eğitimsiz geçen her günü ciddi bir kayıptır.

    - göz teması yok veya çok az ise
    - ismi söylendiğinde dönüp bakmıyorsa
    - genellikle kendi kendine vakit geçirme isteği varsa
    - ışıklı objelere, dönen nesnelere çok uzun süre bakıyorsa
    - aşırı hareket veya aşırı hareketsizlik varsa
    - kendi etrafında dönüp duruyorsa
    - ip, kablo, kemer gibi nesnelerle saatlerce oynuyorsa
    - sık sık sebepsiz yere gülüyor veya ağlıyorsa
    - öfke nöbetleri ve sindirim problemleri varsa
    - dokunulmaya karşı aşırı tepki veriyorsa
    - duyguları ve yüz ifadelerini anlamada sorun varsa
    - bir yaş civarında anne, baba, mama gibi kelimeler yoksa
    - yaşıtlarına karşı tamamen ilgisizse
    - oyuncaklarla anlamlı oyunlar oynamıyorsa (mesela arabayı sürmek yerine tekerleklerini çevirmek gibi)
    - rutine bağlı kalma isteği varsa (markete hep aynı yoldan gidip gelmek gibi)
    - isteklerini sözlü olarak veya işaretle belirtmiyorsa

    vakit kaybetmeden hemen bir çocuk psikiyatrına başvurulmalı, hekimin kanaati çocuğun otizm risk grubunda olduğu yönünde ise derhal özel eğitime başlanmalıdır.

  • kör topal bir eğitim aldıktan sonra askere gidiyorsun. sonra dönerci oluyorsun. tamam belki öncesinde de birkaç ufak tefek başka işler yapıyorsundur. ama sonuçta dönercisin. döner kesip duruyorsun.

    günler geceler böyle geçiyor. az buçuk yıllık izinlerinde yaşamaya çalışıyorsun. geceleri düşündüğün tek şey toplumun geldiği nokta. gündüzleri ise 1 m2 alanda döner başındasın. gören gözler, işiten kulaklar, milyarlarca nöron ne için?

    bazen bir taşa imreniyor insan. arzularını hiçe sayan bir organizmanın yalnızca yaşayıp ölmesi en korkunç varoluş masalı değilse ne?!

  • ferrari modellerim * * * * *

    gerekce: oglum kac yasina geldin hala oyuncak arabayla mi oynuyorsun?

    halbuki ne ebay birakmistim, ne italya ya giden tandikilara yalvarmistim o modelleri toplayana dek...

    2 hafta konusamadim annemle, en sonunda muhabbetin bombasi ise suydu:

    -üzülme oglum oyuncagi yerine gercegini alirsin ileride

    sustum...

  • çocukken en büyük hayalinin fenerbahçe başkanı olmak olduğunu söyledi. bende çocukken hep fenerbahçe forması giymek isterdim ama hiç başkanlık hayalim olmadı. sanırım zengin-fakir farkı böyle bir şey.

    başkan olursa tribünleri birleştirir çünkü sevmeyeni yok gibi.

  • kurmayı planladığım müze. başlayıp da bitmiş ilişkiler değil, ne başlayıp ne bitirilmiş ilişkiler. masada bir cep telefonu, içinde bir kaç güzel mesajin ardından yanıt gelmemiş son bir mesaj. bazı facebook dökümleri, sonra bir profil görüntüsü: asıl sevgili ile fotoğraf paylaşılmış. kenarda bir kanepe üzerinde yastık, yorgan. bir kenarda rakı masasında yalnız oturan bir adam figürü. sağda solda antidepresan kutuları. izmarit dolu bir küllük. falcının önünde duran bir kız. inbox (1). beklediğimiz, umutlandığımız, yenildiğimiz ve kabullendiğimiz bütün o anların can yakan anıları.

  • adamlar gittikçe abartmaya basladı..

    geçenlerde yazdığım bir mailin içinde "ekledim" kelimesi geçiyordu. send tusuna bastım ve karşıma bir uyarı çıktı;

    "merhaba ....
    yazdığınız mailin içince -ekledim- kelimesi geçiyodu ama siz bir dosya eklemediniz.
    herhangi bir dosya eklemek ister misiniz?"

    yahu kendimden şüphe ettim, nasıl bir uyarı, nasıl bir algılama katsayısı..

  • senede iki defa gerçekleştirdiğim aktivite. ebeveynleri sevindirmek tek amacım. bitti herhalde, eve geçeyim artık.

    edit: millet de bir garip he, ahlaksızlıkmış yaptığım. hırsızlık mı yapmışım, rüşvet mi almışım, faizcilik mi yapmışım, başkasının rızkını mı çalmışım.

    edit 2: ne çabuk geldi lan bu kurban bayramı.. yine yollara düşmek amaçsızca..

    edit 3: görüyorum ki kalabalıklaşıyoruz. parti kuralım mı?

  • naz yapacak kimseleri olmadığından eften püften hasta olmazlar. rahatsız olduklarında kendi kendilerine idare etmeyi bilirler. duruma sitem etseler de en azından bu durumda kimseye bir şey açıklamak zorunda değillerdir. yalnızlıktan korkmayın. sizi "hasta edenler" daha tehlikelidir sosyal hayatta.

  • ithal telefonlara ilave vergi talebi yerine, yerli telefon üretiminde vergi indirimi, satışında vergi indirimi, vs gibi bir talep olsa daha az irite edici olurdu. rakip ürünlerin fiyatının arttırılmasını talep eden bir firma, rakip ürünü kullanmak isteyen kullanıcıları çekemez. geri teper..ama daha ucuza satmanın yolunu bulursa, sırf ucuzluğundan alacakları çekebilir..
    veya devlet kurumlarında falan yöneticilere telefon alınıyorsa, yerli mecburiyeti getirmek de bir çözüm. ya da bunun gibi şeyler..
    yerli üretim desteklensin..ama yöntem bu değil.