ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
carcassonne
-
fransa'nin guneyinde yer alan bir kasaba. 50bin civari nufusuyla en buyuk gecim kaynagi turizmdir, cité denilen eski kalesi basariyla korunmus ve kaleicine yerlesmis dukkanlarin da bu butunlugu bozmasina izin verilmeyerek gelen turistlerde ortacag satosunu geziyormus izlenimi yaratilmistir. bu kale ayni zamanda ayni adi tasiyan alman kutu oyununa da isim babasi olmustur.
nejat işler'li yıldız tilbe klibi
-
nejat, bi’arkadaşa bakıp çıkamamış gibi.
kara çarşafın kadınlara kattığı güzellik
%99 emin olunan fakat kanıtlanamayan şeyler
-
adam redditteki başlığı almakla yetinmemiş. best comment olan yazıyı da almış.
bu da link:
https://www.reddit.com/…_of_but_you_just_dont_have/
edit: prf quirrel uyardı. best comment değişmiş. yukarıdaki entryye ikinci link olarak: bu iki
marketlerde poşetin parayla satılması
-
beyni olan herkesin faydalı olacağını anlayabildiği uygulama.
vedat milor'un dayak yedikten sonraki yorumları
-
+yumruğumun tadını beğendin mi?!!
-aa, valla harika... ağızda dağılıyor...
-da ayrı...
(bkz: yiğit özgür)
türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap
-
+ çok yakışıklısın!
- yemezler sedat abi, borcunu yarına kadar öde.
tek taş yüzük alınan kızın kuyumcuya sorması
-
bir arkadaşım bu durumu bildiğinden aynı yüzüğün pahalı olanıyla ucuz olanını yaptırıp, gerçeğini veriyor kıza. 1 ay falan sonra versene yüzüğü bir bakayım deyip ucuzuyla değiştirmiş el çabukluğuyla. kız hala pahalı olanı taktığını sanıyormuş. kızlar ayık olun azucuk la.
1000 kişi 50 tl verse evlenebiliyorum
-
meşhur bir hikaye vardır.
arjantinli ünlü golfçü robert vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş. ardından klübüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş. o sırada yanına bir kadın yaklaşmış. vincenzo’yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeği olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda. kadının anlattıkları vincenzo’yu çok etkilemiş. hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış. çeki kadına uzatmış. o sırada kadına; “umarım bebeğin iyi günleri için harcarsın”demiş. ertesi hafta vincenzo klüpte öğle yemeğini yerken golf derneğinin bir üyesi yanına yaklaşmış ve; “otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler.”demiş. “evet” demiş vincenzo, “bunun neresi garip?”, “garip değil tabii ki.” demiş adam, “ama size bir haberim var. o kadın bir sahtekarmış. sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. korkarım sizden de koparmış.”
vincenzo şaşkınlıkla; “yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?” demiş. “yok”demiş adam. “işte bu hafta duyduğum en iyi haber” demiş vincenzo.
eğer bir insanı mutlu etmenin bedeli buysa 50 tl ile katılabileceğim kampanya. paylaşmak sizi nedrn mutlu etmiyor ki?
hande kader
-
gencecik yaşında kayıp gitmiş insan..
ne hayalleri vardı kim bilir, neler yaşadı. insanoğlu dünyanın başına gelen en kötü şey. kötülüklerimizi temizleyecek hiçbir şey yok. eğer varsa bir yaradan tüm insanlara merhamet bağışlamasını dilerim.
konut reklamlarındaki klişeler
kavga ederken balkondan düşen adam
-
sözlük formatına uygun olmayan başlıktır. tıklanmak için yazılan uyduruk haber başlığı gibi başlık atmak nedir? videoyu açmadım, açmayacağım da.
bir yer ''sözlük''se objektif olmak zorundadır. kişisel görüşlerinizi ekleyerek başlık açmayın lütfen. mevcut başlık, bilmem nerede yaşanan balkon kavgası diye açılırsa objektif olur. bu da sözlük formatına uygun olur. kişisel görüşünüzü girdinizde belirtin.
ek 1: bu başlığın ilk hali ''sonunda oha diyeceğiniz balkon kavgası'' idi. sözlük duruma el atmış ve yukarıda bahsettiğim şekilde başlığı tarafsız hale getirmiş.
ek 2: bu kadar beğenilmesini beklemiyordum; demek ki bu tip durumlardan rahatsız olan birçok kişi daha var. girdinin ilk iki paragrafında bahsettiğim durumu açıkladığım başlığı da buraya bırakmak istiyorum sevgili okurlar: (bkz: kişisel görüş belirterek başlık açmak)
volkan demirel'in madencilerin borcunu ödemesi
-
volkan demirel ve eşinin, soma'daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin kredi borcunun büyük kısmını ödemesi olayı. geri kalanını fenerbahçeli futbolcular ödemiş.
http://www.cnnturk.com/…orcunu-volkan-demirel-odedi
abd'de kullanılan ortak çamaşır makineleri
-
avrupanın da birçok ülkesinde aynı uygulama var. isviçre'de şehrin merkezinde iyi sayılabilecek bir apartmanda otururken, tüm apartman ortak kullanırdı makineyi. üstelik de tam bir isviçreli planlaması ile. elindeki kartı makinenin üstündeki switch'e sokardın ve kullanılan elektrik senin dairenin sayacını çalıştırırdı. böylece kimsenin hakkı geçmezdi.
10 dairelik apartmanda, hiçbir zaman da sıra olmazdı. giderdin, yıkardın. o kadar.
işe ekonomik açıdan baktığımızda türkiye'yi düşünelim. koca bir makine ve pek de ucuz sayılmaz. haftada max 3 kere çalışır ve toprağın değerli olduğu bir ülkede, dairenin kullanım alanından çalar. isviçrede çoğu evin, oda kapılarının sürgülü olduğunu, böylece daire kullanım alanlarını arttırdığını da ekleyelim. çamaşır makinesinden nereye geldik amk. sonuç israfın önüne geçmektedir :)