hesabın var mı? giriş yap

  • emniyet kemeri takmadığı için arabanın özellikleri çalışmıyor (radyo da buna dahil) ama bunu bile bilemeyecek kadar cahil bir kızın videosu.

    cahil de geç olum ya

  • ya bir cumhurbaşkanı neden dandik bir tv dizisini korumaya geçer, hadi geçti neden bir komedyenle atışır? bir tek bana mı bu kadar saçma geliyor rte'nin her şeye yorum yapması, herkesle kapışması?

    ben türkiye'nin muhtarıyım dediğinde gülmüştük de, bu kadarını boş boş kahvede oturan muhtarlar bile yapmaz.

  • koskoca savaş tanrısının işi gücü bırakıp annesinin elektrik faturasını ödeyecek duruma düşmesinin anlatıldığı duygusal bir yazı.

  • arkadaşımın oğlu kuzey(5) kreşte bir kıza aşık olur ve epey bir süre ''ben kübra'yla evlencem'' diye dolanır. gel zaman git zaman, gönlünü başka bir kıza kaptırır.

    kuzey: ben ilayda'yla evlencem
    annesi: aa hani kübra'yla evlenicektin?
    k: istemiyorum..
    a: ama oğlum sen ''kübra'yla evlenicem'' dedin diye, ben çiçek aldım, çikolata aldım, gittim evlerine kübra'yı istedim. şimdi vazgeçemeyiz artık çok ayıp olur
    k: yaa anne naaaaaptın seeeen?? her şeyi mahvettiiiin!!! (gerçek sanıp, inanılmaz yıkılmış ve sinirlenmiş bir halde)
    a: artık evlenmek zorundasın, yapacak bir şey yok oğlum
    k: üff peki ya tamam... napalım o zaman, evleniyim bari... of anne of...

  • bayram tatilinde kocamın köyüne geldik. komşunun kapısında iki koca araba, ikisi de almanya plaka. kayınvalideme sordum: "anne biz 9 saatlik yolda geberiyoruz. bunlar hangi akla hizmet o kadar yolu arabayla geliyorlar?" diye. meğer karıları çocukları uçakla geliyormuş. iki erkek kardeş de peş peşe arabayla geliyormuş her sene. dönerken arabayı erzakla doldurup gidiyorlarmış. günlük ihtiyaç dışında gıda alışverişi yapmıyorlarmış almanya'da. vay anasını dedim ya, hesaplara bak.

  • tam da teoman'dan beklediğim gibi bir derleme.

    benim için teoman öncelikle çok iyi bir şairdir. ruhuma dokunan yegane dizelerin sahibidir.
    bu sözleri yazan adamı daha yakından tanıma fırsatı verdi bu kitap.

    içinden geldiği gibi, son derece samimi bir şekilde içini dökmüş. kendini olduğundan farklı anlatma çabası asla yok. neyse o. bir itirafname, kendi hikayesi. içini dökmüş ve bizlerle paylaşmış.

    edebi bir eser bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmış olabilir ama istese edebi bir kitap da ortaya çıkarabilecek kapasitesi, entelektüel birikimi var. sadece buna motivasyonu yok. kitabında da bundan sıkça bahsediyor.

    kitapta bahsetmemiş ama en sevdiği kitabın 'catcher in the rye' olduğunu biliyorum. hatta ilk türkçe tercümesinde kitabın adı olan 'gönülçelen' de o parçanın isim kaynağı. çocukluk günlerini anlatırken de o kitabın çocuk kahramanından esintiler hissettim.

    teoman'ı daha yakından tanımak isteyenler mutlaka alıp okumalı..

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • bazen sırf o sokaklarda tekrar yürüyebilme hayalinizi canlandırabilmek için yeniden ve yeniden izleyip içinde kayboldugunuz mükemmel bir yol filmi.